Suyumuz bitti... O ilin 48 Günlük Suyu Kaldı Suyumuz bitti... O ilin 48 Günlük Suyu Kaldı

İzmir Karaburun açıklarında dün yaşanan depremler, bölgede endişe ve korkuya neden oldu. İlk olarak 50.1 kilometre uzaklıkta 3.7 büyüklüğünde bir sarsıntı meydana geldi. Ardından bir dakika sonra, yerin 7 kilometre derinliğinde ve 4.5 büyüklüğünde ikinci bir deprem yaşandı. Bu depremleri ise 2 ve 3 büyüklüğündeki artçılar takip etti. İzmir halkı, bu sarsıntıların öncü mü olduğunu merak ediyor. Uzmanlar, spekülasyonlardan kaçınılması gerektiğini belirtirken, bölgedeki fay hatlarının hala gerilmeye devam ettiğine dikkat çekiyor.

Büyük Depremler için Risk Uyarısı

İTÜ Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, İzmir Körfezi'nin en gergin bölgesinde kırılma olduğunu ifade ediyor. Ercan'a göre, bu bölgede 6.5 büyüklüğünde bir deprem meydana gelebilir. Daha önce 6.8 ile 7.2 büyüklüğünde depremler yaşandığına işaret eden Ercan, benzer büyüklükte depremlerin gelecekte de meydana gelebileceğini belirtiyor. Ercan ayrıca, İzmir Kırığı'nın önümüzdeki 50 yıl içinde deprem riski taşımadığını, bu konuları detaylandırdığı 'Bayraklar Asılı Kaldı' kitabında anlattığını ifade ediyor.

12 Haziran Depreminin Artçısı ve İzmir'deki Faylar

Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, son depremlerin Midilli Fayı'nın doğu bölümünde meydana geldiğini belirtiyor. Sözbilir'e göre, 12 Haziran 2017'deki 6.2 büyüklüğündeki depremin artçısı olarak değerlendirilebilir. Midilli Fayı'nın Karaburun'a 25 km, Bayraklı'ya ise 70 km uzaklıkta olduğunu ve İzmir'i etkileyebilecek bir fay olduğunu vurguluyor. İzmir merkezinden 100 km çapında denizaltında ve karada toplam 30 civarında aktif fay bulunduğunu söyleyen Sözbilir, bu fayların İzmir için potansiyel bir risk oluşturduğunu belirtiyor.

Kentsel Dönüşüm Çalışmalarındaki Yetersizlik

Prof. Dr. Sözbilir, Bornova ve Konak gibi ilçelerde kademeli bir kentsel dönüşüm uygulandığını ancak bu çalışmaların yetersiz olduğunu ifade ediyor. İzmir'in 30 ilçesinde aynı anda risk azaltma çalışmalarına hız verilmesi gerektiğine dikkat çeken Sözbilir, "30 adet fayın İzmir'in hem yerleşim yerinden hem de Ege Denizi içinde gelişigüzel dağıldığını düşündüğümüzde, bu çalışmaların aciliyet kazandığını" belirtiyor.

Kaynak: Haber Merkezi