Independent Türkçe'nin haberine göre, H.K.G, soruşturma dosyasına giren 3 sayfalık ifadesi şu şekilde:

“SEN BÜYÜDÜN ABLA OLDUN”

Ben muhafazakâr bir ailede doğdum. Küçük yaşımdan itibaren cemaatin kreşine gönderildim. Ailem, eğitime karşı olduğu için beni okula göndermedi. Çengelköy'de beş katlı bir binada kalıyordum. Dördüncü katında aileme birlikte kalıyordum. Alt katlarda ise erkek öğrenciler medrese eğitimi alıyorlardı. Ben 6 yaşındaydım. Evde kız kardeşimle oynarken annemle babam kendi aralarında konuşuyorlardı. Babam annemi bir şeye ikna etmeye çalışıyordu.

Annem 'o daha küçük' diyordu. Sonra babam beni yanına çağırdı ve 'kızım büyüdün sen değil mi, kocaman oldun, abla oldun değil mi' diye sordu. Bunun üzerine ben de sevinerek 'evet baba, büyüdüm' dedim. Babam anneme dönerek 'bak kızım büyümüş, artık gelin olabilir' dedi. Annem o sırada ağlıyordu. 

NİKAHI BABAM KIYMIŞ

Ertesi gün, yani 29 Şubat 2004'te annem beni hazırladı, saçlarımı taradı, babam elimden tuttu, beni aşağıya medreseye indirdi. Medreseye girdiğimizde içeride iki tane tanımadığım adam ve Kadir İstekli vardı. Arka tarafa geçmemi istediler, bu sırada benim elimde oyuncağım vardı onunla oynuyordum.

O gün orada benim nikahım kıyılmış, nikahı babam kıymış orada bulunan iki kişi de şahitlik etmişler. Bu kişilerden birinin ismi Muhammed Topal, diğerinin ismi Osman'dır. Ancak soyadını hatırlamıyorum. Akşama kadar orada kaldık. Babam ve yanındakiler orada dualar okudular, sohbet ettiler, akşama doğru babam beni eve götürdü. 

“EVLİLER BÖYLE OYUN OYNAR, KİMSEYE SÖYLEMEZLER”

Ertesi gün abim beni medreseye indirdi. Abim beni indirirken orada bulunan öğrencilere kardeşime 'bakmayın Kadir Hoca bunu yasakladı' diyordu. Abim beni Kadir'in odasına götürdü. Kadir, abimden odadan çıkmasını istedi. Abim çıktı odadan Kadir ile yalnız kaldık. Kadir yanıma geldi. Başımı okşadı. Bana 'oyun oynayalım mı' dedi. Ben de sadece onaylar gibi başımı salladım. Yanımdan kalktı odanın kapısını kapattı, odanın kapısı camlıydı. Görünmesin diye cama havlular örttü(...)

Bana bizim evlendiğimizi söyledi. 'Annen ve baban nasıl evlilerse biz de öyle evliyiz, sen benim karımsın, ben de senin kocanım. Evliler böyle oyun oynarlar, ama bu oyun kimseye söylenmez, bak annen ile baban kimseye söylemiyor' dedi. Ondan sonra bizim eve de gelmeye başladı. Ailenin bir ferdi gibi davranıyordu. Annem ve babam ona 'damadım' diyorlardı. 

"BÜYÜK BİR KARANLIK HATIRLIYORUM"

7-8 yaşlarındaydım. Sapanca'da bir evimiz bulunuyordu, oraya gitmiştik. Teyzemin kızı vefat edince annem kardeşlerimi alarak İstanbul'a geldi. Beni ve abimi Sapanca'da babamın yanında bıraktı. Babam beni o gece Kadir'in odasına gönderdi. Sapanca'daki evimiz iki katlıydı. Üst katta Kadir yaşıyordu. Ben odasına gittiğimde Kadir kapıyı kilitledi. Tekrar bana 'oyun oynayalım mı' dedi. Ben 'hayır, abime gitmek istiyorum' dedim, ağladım. Kadir bağırdı, azarladı, 'sesini çıkartma, gitmeyeceksin, burada kalacaksın' dedi. Sonra benim üzerimi çıkardı, ben ağlıyordum. (…)Ben çok ağladım. O tekrar bana kızdı. Bana 'ne halin varsa gör' dedi. 7-8 yaşlarındaydım. O gece sonrasını hatırlamıyorum. Sadece büyük bir karanlık hatırlıyorum. 

“KADİR’E İTAAT ETMEZSEN CEHENNEMDE YANARSIN”

Zamanla her şey normalmiş gibi davranılmaya başlandı. Ben çocuklar küçükken evleniyormuş gibi, herkes böyleymiş gibi düşünüyordum. Kadir'i sevmiyordum. Ailem bana 'Kadir'e itaat etmezsen melekler sana lanet eder, cehennemde yanarsın' diyorlardı. Daha sonra sürekli Kadir'in odasına ders için gönderiliyordum. Her gittiğimde benimle ilişkiye giriyordu. Onun yaşı büyüktü, ancak kaç yaşında olduğunu hatırlamıyorum.

14 YAŞIMDA DÜĞÜN YAPTILAR

10 yaşına gelince Arifiye ilçesinde cemaatin Kur'an kurslarından birine yazıldım. İlk zamanlar yatılı gidiyordum. Daha sonra gündüz gidiyordum, akşam geliyordum. Kursa beni Kadir götürüp, getiriyordu. Kurstan aldığı zaman arabada benimle ilişkiye giriyordu. Ben kurstaki hocalarımdan birine 'hocam ben evliyim' dedim. Hocam üzüldü, bana sarıldı. Başka bir şey demedi. Hocamın ismini hatırlamıyorum. Hocama söyledikten sonra Sapanca'da konuşulmaya başlanmış bu. Ben 13 yaşlarıma geldiğinde nişan yapmaya karar verdiler. 14 yaşımda da düğün yaptılar. Sonra düğünü Sancaktepe'de babamın vakfında yaptılar. Cemaatten insanlar geldi. Annem bana düğünde 'sakın ağlama, ağladığını görmeyeceğim" dedi.

BENİM YERİME BAŞKA KIZIN KEMİK TESTİNİ ALDILAR

Kadir ile sürekli anlaşmazlık yaşıyorduk. Bana psikolojik ve fiziksel şiddet uyguluyordu. Hem ailem hem de Kadir ona itaat etmemi istiyordu. Ailem bana sürekli onun çok iyi bir insan olduğunu söylüyordu. Aynı evde yaşama başladıktan birkaç ay sonra ilk adetimi gördüm. O tarihlerde 14 yaşındaydım. Ben rahatsızlanınca annem ve Kadir beni kadın doğum polikliniğine götürdüler. Orada annem doktor ile konuşurken evli olduğumu ağzından kaçırdı. Bunun üzerine doktor oraya polis çağırdı. Oradan polis bizi alarak karakola götürdü, İfadelerimiz alındı. Benim yerime annem ve Kadir ifade verdi.

İfadelerinde benim yaşımın normalde büyük olduğunu, ancak küçük yazıldığını söylemişler. Bunun üzerine savcılık kemik testi istedi. Kemik testi için odaya girdiğimde içeride bir kız film çekiliyordu. Ben ondan sonra film çekileceğimi düşünüyordum. Ancak içerideki kız filmi çekilince ikimizi birden dışarı çıkardılar. Ben dışarı çıkınca Kadir'e 'neden bir şey yapılmadı' diye sordum. Kadir bana 'sessiz ol, sonra konuşuruz kimse duymasın' dedi. Sonra öğrendiğime göre o kızın kemik testi benim kemik testimmiş gibi göstermişler. Dosya o şekilde kapandı. 

"EVDEN KAÇARKEN YAKALANDIM"

Kadir ile aynı evde yaşamaya başladıktan sonra bana bir telefon almışlardı. Geceleri hiç uyumuyordum. Bir tane radyo programına denk gelmiştim. Burada konuşan kişi, kız çocuklarının evlendirilmelerinden bahsediyordu. Ben de Facebook üzerinden bu kişiye ulaştım. Evden kaçmaya karar vermiştim. Tam kaçacakken ailem beni yakaladı. Babam beni darp etti. Elimden telefonu aldılar.

Babam bana 'büyük günah işledin, kalbin kirlenmiş, tövbe et' dedi. Ben o günden sonra içime kapandım. İtaat etmeye, bana söylediklerini yapmaya çalıştım. Sözlerinden çıkmadım. Bu olaylar olurken hala 14 yaşlarındaydım. 17 yaşıma gelince hamile kaldım. Hamile kaldıktan 3 ay sonra resmi nikah yaptılar. Sonra çocuğumu doğurdum. Onunla biraz huzur buldum. Ancak daha sonra yine insanlardan soğumaya başladım. Çocuğum 2 yaşına gelince ailem onu benden aldı. 

BİR ABLA 'DEVLETE SIĞIN' DEDİ

Bir gün alışveriş için dışarı gitmiştim. Kadir'e 'arabada bekle ben AVM'den kıyafet alacağım' demiştim. O arabada beklerken ben AVM'den bir telefon aldım. Sonra birlikte eve döndük. Telefonumdan araştırmaya başladım. Çünkü ailem bana 6 yaşında evlendirilmenin normal olduğunu anlatıyordu. Yaptığım araştırmalar sonucunda Vattped isimli kitap uygulamasında bir abla ile tanıştım. Ona her şeyi anlattım. O da bana 'delilleri topla devlete sığın, devlet seni korur' dedi. Ben de ses kaydı almaya karar verdim. Beş tane ses kaydı aldım. Delilleri topladım. Sonra bir akşam annemi aradım. Oğlumu çok özlediğimi, bir gece bende kalmasını istediğimi söyledim. Annem de 'tamam' dedi. Oğlum o gece benimle kalmıştı.Sabah uyanınca saat 07.30'da oğlumu uyandırdım. Dışarı çıktım, adliyeye geldim. Yaşadıklarımı savcılıkta anlattım. Sonra savcılık beni İstanbul' da bir süre kaldığım yere gönderdi. Daha sonra İzmir'e sevk edildim. Bu sırada oğlumu da yanımda götürdüm. İzmir'e gelince tedavi olmaya başladım. Oğlumu kreşe yazdırdım. İş bulup çalışmaya başladım. 

KADİR İSTEKLİ,BABAMDAN VE ANNEMDEN ŞİKAYETÇİYİM

Dosyaya sunulan ses kayıtlarını ben onu konuşturmak ve delil toplamak için yaptım. Çünkü başka delil elde etme imkanım yoktu. Bu kişiler benim eğitim hakkımı elimden aldılar, hayatımın bir kısmını aldılar, adalet yerini bulsun istiyorum. Yaşadıklarımın bedeli olsun istiyorum. Ben Kadir İstekli, babamdan ve annemden şikayetçiyim. Annemin sonradan buna engel olması, göz yummaması gerektiğini düşünüyorum.

HABER MERKEZİ