İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, adliyederüşvet, iş takibi, aracılık ve usulsüzlük” iddialarını içeren bir dilekçeyi Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) gönderdi.

Bu dilekçeyle ilgili olarak gazeteci yazar İsmail Saymaz bir yazı yazdı. Saymaz, Dilan Polat soruşturmasında “dosyasının kapatılması için büyük paraların döndüğünü” duyduğunu söyledi. Saymaz, bu dilekçenin yargıda varlığı giderek artan ve kokan ‘kanalizasyonun’ çöktüğünün işareti olabileceğini belirtti.

Saymaz, “kara para aklama” suçlamasıyla eşiyle birlikte hakkında soruşturma açılan Dilan Polat’ın dosyasının kapatılması için büyük paraların döndüğü iddiasını örnek olarak verdi.

Saymaz bugünkü yazısında şöyle dedi:

Gazeteci Özlem Gürses'in Gözaltına Alınmasına TGC'den Tepki Gazeteci Özlem Gürses'in Gözaltına Alınmasına TGC'den Tepki

“Uçar’ın dilekçesi hem HSK’yi hem de Adalet Bakanlığı’nı rahatsız etti. Dilekçe pazartesi HSK’nin gündemine geldi. Kurul müfettiş atadı. Bu dilekçe yargıda varlığı giderek artan ve kokan ‘kanalizasyonun’ çöktüğünün işareti olabilir. Güncel bir örnek sunayım. Dilan Polat dosyasının kapatılması için büyük paraların döndüğünü duyuyorum. Demek istediğim… Her adliyede menfaat karşılığında davaların sonuçlandırılıp tahliyeler yapıldığına dair genel bir kabul var. İranlı uyuşturucu taciri Zindaşti’nin Burhan Kuzu vasıtasıyla tahliyesi, en somut örnek. Bu nedenle Uçar’ın iddiaları ciddiye alınmalı. Altun ve Demiroğlu başta olmak üzere, rüşvet aldığı kanıtlanan herkes, o adliyeye ancak sanık sıfatıyla gelebilmeli. O dilekçe yargıdaki hakimiyet mücadelesinin ilanı ise Uçar bedelini ödemeli. Ama anladığım kadarıyla… İki taraf bu dilekçeler sanki verilmemiş gibi mesleklerine devam ediyorlar. Üstelik aynı adliyede ve aynı koltuklarda oturuyorlar. Demiroğlu, hapis cezaları ve beraat kararları veriyor, tahliye ve tutukluluklara imza atıyor. Gerçekten rüşvet aldıysa verdiği kararların hepsine şüphe düşer. Buna karşın Uçar’ın başsavcılığında soruşturmalar sürdürülüyor, davalar açılıp takipsizlik kararları veriliyor. Eğer dilekçesindeki suçlamalar gerçek değilse soruşturmalardaki bütün işlemler gölgelenir. Dilekçelerin gereği yapılmazsa yargı rüşvet suçlamasının altında kalır.”

Editör: SONGÜL BAŞKAYA