DİSK-AR tarafından hazırlanan “AKP Döneminde ve Başkanlık Rejiminde İşçiler Neler Kaybetti” başlıklı araştırma geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Son 21 yılda AKP döneminde işçilerin hak gasplarını inceleyen araştırmada, çalışanların ücretlerinin eridiği, enflasyonun tırmandığı, sendikal hakların zayıfladığı, grev hakkının yok edildiği, işsizliğin arttığı ve asgari ücretin ortalama bir ücret haline geldiğine yönelik saptamalar yer aldı.
Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimine günler kala işçilere, işsizlere, emeklilere, gençlere dönük çeşitli vaatler gündemdeki yerini korurken, iktidarın son 21 yılda emek alanında hayata geçirdiği çalışmaları da kamuoyunda tartışılıyor. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, AKP döneminde yaşanan hak gasplarını hatırlatarak seçmenlere çağrıda bulundu. Çerkezoğlu, şunları söyledi:
“BU SEÇİMLERİ TARİHSEL BİR SÜREÇ OLARAK DEĞERLENDİRİYORUZ”
“Türkiye’nin içinde bulunduğu seçim süreci son derece önemli... DİSK olarak özellikle 14 Mayıs seçimleri öncesi yaptığımız değerlendirmeler ve DİSK’in Başkanlar Kurulu’nun sonuç bildirgesinde net bir biçimde ifade ettiğimiz gibi bu seçimleri tarihsel bir süreç olarak değerlendiriyoruz. Bu seçimlerde biz esas olarak ülkemizi hangi cumhurbaşkanının yöneteceğini, hangi parti ya da partilerin oluşturacağına karar vermeyeceğiz. Bu seçimler özellikle 2017 referandumu sonrasında, 2018’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında yürürlüğe giren 4,5 yıldır işçilere, emekçilere, çalışanlara, halka, ülkemize zararlı olduğu çok ciddi biçimde çalışma ve yaşam koşullarını geriye götüren başkanlık sistemiyle demokrasi arasında bir seçim olarak görüyoruz.
“İKTİDAR TEMSİLCİLERİNİN İŞÇİLERLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ VAATLERİ OLUMSUZ TABLONUN SONUCU”
DİSK olarak bu seçimdeki tutumumuzu, işçi arkadaşlarımıza, üyelerimize bütün sınıf kardeşlerimize çağrımızı demokrasiye sahip çıkmak noktasında gerçekleştirdik. Bu seçimi biz 2017’deki referandumun devamı olarak da görüyoruz. Tüm işçi arkadaşlarımızı o süreçte ‘hayır’ demeye çağırmıştık. Karar mekanizmalarından işçiler başta olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin dışlanması, karar mekanizmalarının tek yerde, tek kişide toplanmasını demokrasinin son kırıntılarının da ortadan kaldırılacağını ifade etmiştik. Yaşadığımız bu 4,5 yıllık süreç çağrımızı ve bu konudaki tutumumuzu söylediklerimizi doğruladı. Özellikle son 4,5 yılda başkanlık rejimine geçildikten sonra mevcut toplumsal düzenin AKP iktidarının politikalarının işçilerin, çalışanları çok ciddi bir biçimde yoksullaştırdığı, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzenin yarattığı ağır tabloyu yaşıyoruz. Bu süreçte iktidar cephesinden, siyasi iktidarın temsilcilerinin sürekli olarak işçilerle çalışanlarla ilgili çeşitli vaatlerinin gündeme gelmesini de yaşanan bu olumsuz tablonun bir sonucu olarak değerlendiriyoruz.
“21 YILDIR ÜLKEYİ YÖNETEN SİYASİ İKTİDAR OLAĞANÜSTÜ DERECEDE YOKSULLAŞTIRDI”
Yıllardır iktidarda olan bir siyasi partinin temsilcilerinin seçim öncesinde işçilere, emekçilere yönelik bazı vaatleri gündeme getirmesi bu açıdan manidar. 21 yıldır ülkeyi yöneten siyasi iktidar olağanüstü derecede yoksullaştırdı. Gelir dağılımı adaletsizliği Türkiye’de hiç olmadığı kadar bozuldu. Cumhuriyet tarihinin en kötü dönemini yaşıyoruz. Çalışanların, çalışma koşulları, çalışma saatlerinin uzamasından, iş cinayetlerindeki kara tabloya kadar giderek daha fazla kötüleşti. Son yıllarda yüksek enflasyonlu sürece Türkiye girdikten sonra alım gücümüzün düştüğü ve müthiş yoksullaştığımız süreci yaşıyoruz. Bu bir tesadüf değil.
“DEMOKRASİ 5 YILDA BİR SANDIKTA OY KULLANMAK DEĞİLDİR”
28 Mayıs’ta yapılacak olan ikinci tur seçiminde tüm işçi arkadaşlarımızı emeğine, ekmeğine sahip çıkmak için demokrasiye sahip çıkmaya çağırıyoruz. 21 yılda işçi sınıfının neler kaybettiği bu ülkeye 85 milyon yaşayarak görüyor. Tüm somut bilgiler ve veriler de bunu bize gösteriyor. 21 yıllık AKP iktidarında emek kaybetti, sermaye kazandı. Gelir dağılımı adaletsizliği bunun en somut verisi... Bütün kazanılmış hakların ortadan kaldırıldığı ve hak aramanın, muhalefet etmenin olanaksız hale getirilmeye çalışıldığı bir süreç yaşıyoruz. Demokrasi diye altını çizdiğimiz işçi sınıfının kendi emeği, ekmeği, memleketimiz hakkında karar mekanizmalarına katılımın önü kapatıldı. ‘Demokrasi işçinin ekmeğidir’ derken şunu ifade ediyoruz, ‘demokrasi sadece 5 yılda bir gidip sandıkta oy kullanmak değildir’. Demokrasi hayatın her anında ve her alanında başta işçiler olmak üzere bütün toplumsal kesimlerin karar mekanizmalarına katılabilmeleri ve bunun güvence altında olmasıdır. Kendi hayatı hakkında karar verebilmesinin yolu önce örgütlü olmasıdır.
“TÜM İŞÇİ ARKADAŞLARIMIZI KENDİ EMEĞİNE, MEMLEKETİNE SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ”
Tüm işçi arkadaşlarımızı önümüzdeki 28 Mayıs seçimlerinde her şeyden önce kendi emeğine, ekmeğine sahip çıkmak için, demokrasiye sahip çıkmak için, kendi hayatı hakkında söz ve karar sahibi olabileceği, parlamenter demokrasinin etkili biçimde hayata geçirildiği, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği bir toplumsal düzen için sandığa gitmeye çağırıyoruz. Yeni bir toplumsal düzeni kurabilmek için 28 Mayıs’ta yeni bir başlangıç yapabilmek için sandığa gitmeye çağırıyoruz. Demokrasi işçinin ekmeğidir. Demokrasinin olmadığı yerde emeğin hakları olmaz. Emeğin, hakların olmadığı yerde de demokrasi olmaz. Eşitlik, adalet, barış ve kardeşlik için demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlediği yeni bir toplumsal düzen için emeğin Türkiye’si için hep birlikte yan yana, omuz omuza, yaşadığımız bu olumsuz tabloyu tümüyle değiştirerek, yeni bir toplumsal düzen için 28 Mayıs’ta tüm işçi arkadaşlarımızı herkesi oy kullanmaya, sandığa gitmeye, kendi emeğine, memleketine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
“DİSK’LİLER SANDIK VE SEÇİM GÜVENLİĞİ ANLAMINDA ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVİ YERİNE GETİRMEYE HAZIR”
Demokrasi derken seçim güvenliği de son derece önemli birinci tur seçimlerde çeşitli kaygıların yine yaşandığını görüyoruz. DİSK her zaman seçim süreçlerinde, seçim güvenliğiyle ilgili çalışmaların içinde oldu. Hem merkezi düzeyde hem illerde yerellerdeki arkadaşlarımız bu çalışmaların içerisinde oldular. Bu süreçteki seçim güvenliğine dair bütün çalışmaların içerisinde olduk. 28 Mayıs seçimlerinde de tüm DİSK’liler demokrasiye sahip çıkmak için sandık güvenliği, seçim güvenliği anlamında üzerine düşen görevi yerine getirmeye hazır. Tüm arkadaşlarımız bu çalışmaların içerisinde.
“YENİ BİR DÜZENİ KURMAK BİZİM ELLERİMİZDE”
İşçi sınıfının bir temsilcisi olarak, DİSK’in genel başkanı olarak, kuşkusuz bir kadın olarak bütün topluma çağrımız yaşadığımız bu olumsuz sürecin, yaşadığımız bu kara tablonun tümüyle tersine çevrilmesinin mümkün olduğunu öncelikle söylemek istiyorum. Yaşadığımız bu yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik, özgürlüklerimizi çok ciddi biçimde sınırlandıran bu düzenin yerine eşitlik adalet barış ve kardeşlik yeni bir düzeni kurmak bizim ellerimizdedir. Bunun için de ilk adım 28 Mayıs seçimlerinde sandığa gitmektir, oyumuza sahip çıkmaktır, ülkemize sahip çıkmaktır, demokrasiye sahip çıkmaktır. Herkesi oy vermeye sandığa gitmeye, 28 Mayıs sonrasında da ülkemizi yeni baştan inşa edecek, ülkemizin aydınlık geleceğini kuracak bu sürecin bir parçası olmaya çağırıyorum.”
ANKA