İHD Antalya Şube Hukuk ve Cezaevleri Komisyonu üyesi Av. Nesibe Bahadır, “Anayasa’nın 2. Maddesinde Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devleti olarak nitelendirilmiştir. Türkiye bir hukuk devleti ise, kamu otoritelerinin eylem ve işlemleri, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygıya dayanmak zorundadır. Zira hukuk devleti, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan devlet demektir. Anayasa’nın 2. Maddesi hala yürürlükte ise devleti yönetenlerden bir açıklama bekliyoruz: görev ve yetkisini anayasal sınırlar içerisinde kullanmak zorunda olan Beyoğlu Kaymakamı, İstanbul Emniyet Müdürü ve onların bağlı olduğu İçişleri Bakanı temel hak ve özgürlükleri, Anayasayı ve AYM kararlarını neden tanımıyor? Gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin akıbetlerini öğrenmek istediğimiz için neden suçlu muamelesi görüyoruz?  968.haftamızda Galatasaray’da buluşmamız polis şiddeti ile engellenip gözaltına alınmasaydık Kerevan İrmez için adalet talebimizi haykıracaktık. 35 yaşındaki 8 çocuk babası Kerevan İrmez’in Silopi'deki evi 19 Ekim 1995 gecesi askeri kamuflaj giysili, çoğu kar maskeli kişiler tarafından basıldı. İrmez'in elbiselerini giymesine izin verilmedi. Yatak kıyafeti ile zorla panzere bindirildi. Bindirildiği panzere zırhlı bir askeri araç ve bir Beyaz Toros eşlik ediyordu” ifadelerini kullandı.

“HAKLI MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Nesibe Bahadır, “Sabah olunca Emine İrmez savcılığa, emniyet müdürlüğüne ve tümen komutanlığına giderek eşini evden götürenler hakkında şikayet dilekçesi verdi ve akıbetinin araştırılmasını talep etti. Yetkililer Emine İrmez'e eşinin güvenlik güçlerince gözaltına alınmadığını, onu götürenlerin örgüt üyesi olabileceğini söyledi. Emine İrmez, "Eşimi götürenler askeri araçla geldiler ve onu askeri araçla götürdüler. Eşimi götürenlerden yüzleri maskeli olmayanları teşhis edebilirim” diye itiraz etti ama sonuç değişmedi. Kerevan İrmez'in Silopi'ye bağlı Görümlü (Bespin) köyünde bulunan Jandarma Karakolu'nda görüldüğüne dair aileye bilgi veren kişiler, o günün ağır baskı ortamında resmi olarak tanıklık yapamadılar. Girişimlerde bulunmayı sürdüren aile baskı ve tehditlere maruz kaldı. Kerevan İrmez'den bir daha haber alınamadı.28 yıldır maddi gerçeği açığa çıkartacak, ceza adaletini sağlayacak etkin bir soruşturma, kovuşturma yürütülmedi. 968. haftamızda bir kez daha söylüyoruz: Devleti yönetenler, hakikat ve adalet talebimizin gerçekleşmesi için yüksek politik irade gösterinceye kadar haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Kerevan İrmez’den ve akıbetleri karanlıkta bırakılmak istenen tüm kayıplarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Kaynak: Arda KIR