8 Mart günü 17.30’da Kışlahan Otel önünde toplanacak olan platform saat 19.30’da da gece yürüyüşü yapacağını açıkladı. Antalya Kadın Platformu’nun yaptığı basın açıklamasına HDP Antalya İl Eşbaşkanı Hülya Hasbay, gazeteci Songül Başkaya, Sol Parti Antalya İl Başkanı Aysel Aydın, platform üyeleri katıldı.

DSC_0606

HAPİSHANELERDE NE OLDU?

Kadriye Tuğcu, “8 Mart'a günler kala Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü olarak kadınların canları pahasına kazandıkları erkek egemen sisteme karşı eşit ve özgür bir yaşam kurmak için isyanımız, mücadelemiz o günden bu güne her yerde sürüyor. Bugün de özgürlükleri elinden alınmış tutsak kadınlarla dayanışma amacıyla kartlarımızı onlara ulaştırmak ve onların sesini duyurabilmek için bir araya geldik. 6 Şubat'taki Maraş deprem felaketiyle deprem bölgesindeki hapishanelerde 17600 tutuklunun depremden etkilendiği ve buna bağlı olarak yaklaşık 70 bin tutuklu yakınım da depremden direk etkilendiğini sivil toplum dernekleri açıkladı. Depremden üç gün sonra 9 Şubat'ta güvenlik güçlerinin müdahalesiyle yaralanan 12 tutsaktan 3'ünün yaşamını yitirdiği, Maraş ve Hatay hapishanelerinde neler olduğunun hala açıklığa kavuşmadığını kaygı ile merak etmekteyiz. Hapishanelerdeki tutsakların depremden nasıl etkilendiğini, binaların hasarlı olup olmadığını hala bilmiyoruz. İçerdekilerin yaşamlarını, sağlıklarını korumakla yükümlü olan hapishane yetkilileri afet döneminde de bu hakların korunması için gerekli önlemleri almalı, yaşam haklarını güvenceye almalı idiler. Tutsakları depremden etkilenen yakınlarına ulaşma, görüşme, bilgilenme, görüş hakkı sınırının kaldırılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

DSC_0610-1

“YAŞAM HAKKI GÜVENCEYE ALINMALI”

“Deprem veya kriz anlarında tutsakların can güvenliği için kapı kilit sisteminin yerine uzaktan kumandalı açma sistemi uygulamasına geçilerek, hapishanelerin fiziksel koşulları deprem anlarında hızla tahliyeye yönelik tasarlanmalıdır” diyerek uyarılarda bulunan Kadriye Tuğcu, “Deprem bölgesindeki hapishanelerin binaların güvenilirliği kontrol edilmeli, raporları yayınlanmalı, çatlak olan yerlerden hızla nakledilerek tutsakların yaşam hakkı güvenceye alınmalıdır. Her yönüyle erkekler için dizayn edilmiş, kadın ve LGBTI+'ların ihtiyaçlarını ya yok sayan ya da bir işkence aracı haline getiren hapishane sistemi kadın ve LGBTI+ tutsaklar, siyasi koğuşlarda da adli koğuşlarda da erkek-devlet şiddetinin, yoksullaştırmanın, izolasyon ve yalnızlaştırmanın, cinsel şiddetin, sağlık hakkına erişimsizliğin özel bir hedefi haline geliyorlar. Toplam 300.000 tutuklu ve hükümlünün 12.000 civarı, yani yüzde 5'i kadın tutuklu ve hükümlüden oluşuyor. Hapishanelerde hak ihlalleri sürüyor. Geçtiğimiz yıllarda çok sayıda kanser ve kalp hastası tutsak yaşamını yitirdi. Hapishanelerde 1500 hastanın 500 civarı ağır hasta yaşamlarını idame ettiremez durumda olmalarına rağmen, tahliye edilmiyorlar. Kadın hareketinde patriyarkaya karşı birlikte yol arkadaşlığı yaptığımız yüzlerce kadın aynı zamanda barış ve demokrasi mücadelesi nedeniyle de hapishanelerde dört duvar arasında tecrit koşullarında siyasi tutsaklar olarak baskılara karşı dirençlerini sürdürüyorlar. Nice zamandır cezaevi koşullarının kötüleştiğini, özellikle kadın ve LGBTI+ tutsakların çıplak arama, cinsel şiddet ve ayrımcılığa maruz kaldığını duyuyoruz. İktidar düşman politikası uygulayarak, cinsel şiddete uğrayan kadınların ölümünü intihar gibi durumu ağırlaşan hastaların tahliyesini de engelliyor” diye konuştu.

WhatsApp Image 2023-03-03 at 15.06.33

Basın açıklamasının ardından Antalya Kadın Platformu üyeleri hapishanede bulunan kadınlara kart gönderdi.

“YARALARI SARACAĞIZ”

PTT önünde de basın açıklaması yapan Antalya kadın platformu adına açıklamayı okuyan Gülseren Pusatlıoğlu, “Geri gönderme merkezlerindeki mülteci ve göçmen kadınlar ve hapishanelerdeki LGBTI+ları oraya getiren koşullarda pek çok farklılık olsa da, hapishanede bilgiye erişimde zorluklar, yakınlarıyla görüşme kısıtları, telefon görüşmelerine getirilen kısıtlamalar, avukat görüş odalarının camlarla kapatılması, içerideki ihtiyaçların karşılanmasına ve mektuplara getirilen keyfi sınırlamalar uygulanıyor. Tutsak trans kadınlar ihtiyaç duyduğu hormonlara erişememe ve cinsiyet kimliğini ifade edememe gibi yaşamsal zorluklara maruz kalıyorlar. Mülteci ve göçmen kadınlar dil sorunu nedeniyle de pek çok hak kayıplarına uğruyor. İzolasyon ile birlikte dışarıdan ekonomik desteğin gelmediği koşullarda hapishanede ciddi yoksulluklar yaşanıyor. En sıradan ihtiyaçlarını, kitap, gazete gibi içeriye alınmasında yaşanan zorluklardan, vegan yiyeceklere, temiz su ve ped ihtiyacına erişilememesi, kantinlerde satılan ürünlerin fahiş fiyatları, sağlığa erişim hakkının zorlukları, ailelerden çok uzak hapishanelere gönderilmeleriyle ziyaretçi engelleri, cinsiyet kimliği nedeniyle istediği yerin tercih edilememesi ve keyfi tecrit koşullarından derhal vazgeçilmelidir. Baskıya, sömürüye, ayrımcılığa karşı tüm insanlığın onuru için mücadele eden ya da yaşamlarını savunmak zorunda kaldığı için hapse atılan, insanlık dışı koşullarda tutulan hasta kadın tutsaklar başta olmak üzere tüm kadın tutsakların serbest bırakılmasını istiyoruz. Depremi asrın felaketi diyerek 'kadere' sığınan AKP-MHP iktidarının kadın düşmanı politikalarına karşı boyun eğmeyecek, dayanışma ile birbirimizin yaralarını saracağız. Bizler, yalnız değil, birlikte güçlü olduğumuzun bilinciyle herkesi hapishanelerdeki kadınların dışarıdaki sesi olmaya, erkek devlet şiddetine karşı kadın dayanışmasını büyütmeye çağırıyoruz” diyerek açıklamasını tamamladı.

Arda KIR

Editör: Haber Merkezi II