Antalya’nın tanınmış çevre mühendisi Cem Arüv, Antalya falezlerdeki işgal hakkında yerel yönetimlere sert çıktı: “Meksika'da var, Acapulco'da var böyle bir falez yapıları. Gidin bir dokunun bakayım ne oluyor? Hapishaneden çıkamazsınız.”
Arüv Çevre Yönetim Kurulu Başkanı Cem Arüv, Antalya'nın gözde doğal güzelliklerinden falezler hakkında açıklama yaptı. Akdeniz Gerçek'e konuşan Arüv, falezlerin şu anki durumunun şaşkınlık yaratacak boyutta olduğunu belirterek, bu durumun nasıl oluştuğunu anlamakta zorluk çektiğini ifade etti.
“KALICI BİR TAHRİBAT VEREMEZSİNİZ”
Antalya falezlerinin mevcut durumu hakkında konuşan Cem Arüv, bu doğal yapının korunması gerektiğini vurgulayan Arüv, “1’inci derece sit alanı olarak kabul edilen bu bölgenin bu şekilde nasıl kullanılabildiğine ne mevzuat açısından ne de bilimsel açıdan cevap veremiyorum. Antalya’nın en önemli doğal güzelliğinde bir yapı yapacaksınız ya da yatırım yapacaksınız. Falezi oyarak ya da yıkarak herhangi bir yapı yapamazsınız. Alttaki faleze hiçbir şekilde zarar vermeyecek şekilde yapmanız gerekir ve kullan at şeklinde olması gerekir; kalıcı bir tahribat veremezsiniz” şeklinde konuştu.
"BUNA NASIL MÜSAADE EDİLEBİLİR”
Arüv, medyada gündeme gelen ve falezlere zarar vererek yapılan tesislere dikkat çekti. Bu yapıların nasıl izin aldığını anlamadığını belirten Arüv, "Buna nasıl müsaade edilebilir, hangi ülkede böyle bir yapılaşmaya bugüne kadar müsaade edilmiş? Bu tarz bir yer Meksika'da var, Acapulco'da var böyle bir falez yapıları. Gidin bir dokunun bakayım ne oluyor? Hapishaneden çıkamazsınız, hayal bile edemezsiniz böyle bir yapılaşmayı, cüret bile edemezsiniz" dedi.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI'NIN ROLÜ
Cem Arüv, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, falezlerdeki yapılaşmalar konusunda yetkili olduğunu belirtti. Ancak, bu yapıların yapılmasına izin verilmesinin nedenini açıklarken, "Görev, yetki, sorumlulukları açısından burada bir sıkıntı var” dedi.
İKTİDAR VE MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ
AKP iktidarının ilk yıllarında, muhalefet partilerinin her faaliyete dava açtığını ve bu davalar sonucunda birçok faaliyetin gerçekleştirilemediğini belirten Arüv, “AKP ne yaptı? Mevzuatı değiştirdi. Eskiden yerel yönetimler bu tarz yatırımlar konusunda son derece yetkili iken bu yetkilerin hepsini merkezi otorite idarede toplattı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinde toplattı. Neden? Kıyı illerine, ilçelerine bakın hepsi muhalefet partilerinin elinde, yatırımlar bu bölgede ama merkezi idarenin vermiş olduğu izinlere yerel idareler muhalefette olmuş olduğu için sürekli olarak karşı çıktı. Bir çıkar çatışmasıdır sonuç itibariyle ve bunda maalesef çevreyi aşırı derecede kullandılar ve bunun neticesinde mevzuatlar değişti. Cumhurbaşkanlığı sistemi geldi, iyice mevzuattaki yetki özellikle kıyı kullanımlarında merkezi otoritenin eline geçti. Dolayısıyla burada Ankara'dan alınan bir izinle falezler çok rahat bir şekilde imar plan değişikliği yapılabiliyor. Çünkü kanunen Cumhurbaşkanı 2 Nolu Kanun Hükmünde Kararnamesi uyarınca bu yatırımları çok rahat bir şekilde yapabiliyorsunuz. Eğer ilgili belediyesine ruhsat başvurusunda bulunup belediye ruhsat vermezse 2 ay içerisinde o ilin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü inşaatı düzenleyip veriyor ve yatırım gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı.
YEREL YÖNETİMLERE ÇAĞRI
Arüv, yerel yönetimlerin falezlerdeki yapılaşmalara karşı duruş sergilemesi gerektiğini vurguladı. Muratpaşa Belediyesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin bu yapılaşmalara karşı duruş sergilemediği takdirde, merkezi idarenin yatırımlara izin verdiğini belirterek “Diyorsunuz ki Muratpaşa Belediyesi buraya nasıl ruhsat verir, nasıl sesini çıkartmaz? Büyükşehir Belediyesi böyle bir yatırıma nasıl sesini çıkartmaz diyorsunuz değil mi? Çıkaramıyor, hukuken yetki çıkıyor. Görev yetki sorumluluk konularına ait değil, üstüne de gidemiyorsunuz, gittiği zaman da mahkeme kararını çıkartıyor önünüze koyuyor, kalıyorsunuz” şeklinde konuştu.
“BAŞARAMAZSAM İSTİFA EDER ÇEKER GİDERİM”
Antalya'daki falezlerin, doğal güzelliklerinin ve turizm yatırımlarının en büyük sermayesi olduğunu vurgulayan Arüv, "Muratpaşa Belediyesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi bu falezlerdeki yapılaşmalar ile ilgili olarak bir karşı duruşu gerçekten sergilemiş olsaydı, merkezi idare de emin olun bu yatırımların buralarda yapılmasına müsaade edemezdi, etmezdi. Burada danışıklı bir dövüş durumunun da olduğunu insan ister istemez düşünüyor. Ben ihtimal vermek istemiyorum ama normal şartlar altında benim ilçemin hudutları içerisinde ben bir yerin belediye başkanı olacağım, adam gelecek otel yatırımı yapacak, falezleri deşecek, kat çıkacak, platformlar yapacak, ben orada duracağım, ya görevimi yaparım yıkarım ortalığı, eğer bunu başaramazsam da istifa eder çeker giderim. Bu kadar da ciddi bir konu bu konu. Bir daha yok. Çünkü eğer bizim falezlerimiz biterse, Antalya'daki falezler bir daha olmayacak. Bizim büyük sermayemiz, yani turizm yatırımlarımızın en büyük sermayesi. Doğal güzelliğimiz, Allah vergisi olan bir doğal güzelliğimiz. Buna biz gerçekten sahip çıkmalıyız, bu bilinçle hareket etmeliyiz ve buradaki yatırımcıların yaptığı bu tarz yatırımların da yanlış olduğunu her platformda söylemeliyiz” ifadelerini kullandı.