Semt pazarından bile alışveriş yapabilecek durumda değiliz. Mecburen semt pazarına çıkmak zorunda kaldım ve üç tane şeftali ile iki avuç kiraza 80 lira ödedim. Durum böyle, aldığımız para belli. Bize 'ölün' diyorlar, ancak biz pes etmeyeceğiz. Vergilerimizle bu devleti ayakta tutuyoruz."
Tüm Emeklilerin Sendikası (Tüm Emekli-Sen), emekli maaşlarına yapılan yüzde 25'lik zammı dün Ankara'daki Ulus Meydanı'nda protesto etti. Tüm Emekli-Sen üyeleri, maaşlarına yapılan zamları ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi.
"SEMT PAZARINDAN BİLE ALIŞVERİŞ YAPACAK DURUMDA DEĞİLİZ"
Altı yıl önce emekli olduğunu belirten Dilek Taş, şöyle konuştu:
"Kuşkusuz, söylenecek çok şey var. Günlerce sürebilecek bir konu bu. Zaten yaşam koşullarımız son derece zorlu idi, ancak son zamlarla beraber artık tükenmiş durumdayız. İnsan haklarından bahsediyoruz, bu uğurda mücadele ediyoruz ancak maalesef hiyerarşik ihtiyaç listesinde en alt sıralara düşmüş durumdayız. Temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyor, barınma sıkıntısı yaşıyoruz. Size dün başımdan geçen bir olayı anlatmak isterim: Semt pazarına gidip alışveriş yapacak durumda bile değiliz. Zorunlu olarak gittiğim semt pazarında, üç adet şeftali ve iki avuç kiraz için tam 80 lira ödedim. Etimesgut gibi merkezi olmayan bir yerde yaşıyorum. Gelirlerimiz bellidir ve artık yetmemektedir. "Ölün" diyorlar ama biz asla pes etmeyeceğiz. Çünkü vergilerimizle bu devleti ayakta tutuyoruz. Hükümeti değil, devleti ayakta tutan bizleriz. Ancak bize reva görülen bu zulüm insanlık adına kabul edilemez bir hal aldı. İnsan olmaktan çıkarıldık desem yeridir.Ancak burada bir şeyi de unutmamak gerekiyor: Aslında toplumun en büyük kesimini oluşturuyoruz. Yıllarca emek verdik, artık huzura kavuşmalıydık ancak yüz binlerce insanın böyle bir sefalete mahkum edildiği bir durumdayız. Bir araya gelmeli, örgütlü mücadelenin içinde yer almalı ve haklarımızı savunmalıyız."
"BİZE ZAM DİYE YUTTURUYORLAR BUNU"
Emekli Selim Özkan da şunları söyledi:
"1998 yılında emekli oldum. AKP iktidara gelmeden dört yıl önce emekli olmuştum. Emekli olduğumda, Türkiye'de Ecevit başbakanlığında bir koalisyon hükümeti vardı. O zamanlar enflasyon yüzde 2 seviyesindeydi ve maaşlarımıza yüzde 2 zam yapıyorlardı. Ayrıca yıl başında da seyyanen zam alıyorduk. Ancak AKP iktidara geldikten sonra bu uygulamayı kaldırdılar.O dönemde asgari ücret 100 lira iken ben 150 lira emekli maaşı alıyordum. Şimdi ise gelinen noktada, açlık sınırının 12 bin lira olduğu düşünülürken, benim maaşım 7 bin 500 lira. Bu durum oldukça zorlayıcı ve hayatımızı olumsuz etkiliyor.Özellikle son zamanlardaki artan zamlar emeklileri daha da zorluyor. TÜİK verilerine göre enflasyon oranında zam aldığımız söyleniyor, ancak gerçekte bu zam değil. Zam alabilmek için enflasyonun üzerinde bir ücret artışı olması gerekir ki gerçek bir zamdan söz edebilelim. Biz emekliler, her ne kadar yaşlı olsak da bu tür taktiklere kolayca kanacak kadar saf değiliz.Gelecekte daha aktif ve istekli olacağımızı düşünüyorum. Belki şartlar ve koşullar AKP'yi daha fazla zorlayacak ve erken seçim olacak. Bu durumu gözlemliyor ve umutla bekliyoruz."
"70 YAŞINDAYIM, 7 BİN 500 LİRAYLA GEÇİNMENİN İMKANI YOK, ÇALIŞMAK ZORUNDAYIM VE ÇALIŞIYORUM"
Emekli Mehmet Çağırgan da şöyle konuştu:
Gelen son zamlar, özellikle emekliler için büyük bir felakete dönüştü. Açlık sınırının çok altında bir maaşla hayatlarını idame ettirmek zorunda kalan emekliler, ciddi bir ekonomik sıkıntı içindedirler. Ben de 70 yaşındayım ve 9 bin 817 gün BAĞ-KUR primi ödeyerek emekli oldum, ancak aldığım 7 bin 500 lira maaş, 18. dereceden emekli olan diğer kişilerin aldığı maaşla aynı olması büyük bir haksızlığa yol açmaktadır.Türkiye'deki emeklilerin, toplumdaki en etkili ve güçlü grup olduğunu düşünüyorum. Bizim neslimiz, çocuklarımızın yetişmesine büyük emek verdi ve birçoğumuzun çocukları farklı mesleklerde görev yapmaktadır; polis, asker, subay gibi. 16 milyon emekli olarak bir araya gelmemiz gerektiğine inanıyorum. Belki bir yürüyüş yaparak sesimizi duyurabilir ve taleplerimizi dile getirebiliriz. Elbette, bu durumda bize müdahale edecek olan polislerin çocuklarımız olması üzücüdür. Ancak Türk polisi, jandarması ve ordusu, böyle bir durumu engellemeli ve kendi vatandaşlarına zarar vermemelidir.
7 bin 500 lira gibi bir maaşla geçinmek imkansızdır. Ben de hâlâ çalışmak zorundayım ve bu durum pek çok emekli için geçerlidir. Giderek artan pahalılık karşısında hayatımızı sürdürebilmek için ek gelir elde etmek durumunda kalıyoruz. Bu durumun acilen çözüme kavuşturulması gerekiyor.Sonuç olarak, emekliler olarak haklarımızı korumak ve yaşam koşullarımızın iyileştirilmesi için daha güçlü bir şekilde birleşmeli ve sesimizi duyurmalıyız. Hükümetin ve yetkililerin, emeklilerin yaşadığı zorlukları anlamaları ve çözümler üretmeleri büyük önem taşımaktadır. Bu şekilde, emekli vatandaşların daha onurlu bir yaşam sürmeleri sağlanabilir.
ANKA