Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi’nin karşısında bulunan Türkevi’nin denetimleri yapılmadan açılmasıyla ilgili AKP iktidarının New York Belediye Başkanı Eric Adams’a rüşvet verdiği iddiaları gündeme düşerken bir dönem BM Temsilciliği’nde görev yapan Emekli Diplomat Gürsel Demirok, binanın geçmişini Akdeniz Gerçek’e anlattı.
“İSİM BABASI ALTEMUR KILIÇ’TIR”
36 katlı Türkevi’nin yangın döneminden geçmeden açılmasıyla ilgili AKP iktidarının New York Belediye Başkanı Eric Adams’a rüşvet verdiği iddiaları gündeme düşerken, geçmişte BM Daimi Temsilciliği’nde görev alan emekli Diplomat Gürsel Demirok, Türkevi’nin tarihini Akdeniz Gerçek’e anlattı. Demirok bina geçmişiyle ilgili olarak, “1970’lerde ben Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği’nde görevliydim. O dönemler BM’ye yakın yerlerde oturuyordum. Daha sonra satılık bir bina olduğu öğrenildi. Dönemin bakanı ve büyükelçisi binanın satın alınmasının yararlı olacağını düşünmüşlerdi ve satın aldılar. Biz o binaya taşındık. BM’ye çok yakın bir binaydı. Tüm çalışanlar için çok uygun bir binaydı. Binanın Türkevi olarak adlandırılmasında, bu işin isim babası Altemur Kılıç’tır. Altemur Kılıç Daimi Temsilci Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Altemur Kılıç’ın isim babası olduğu Türkevi’nin bütün Türk yurttaşları kucaklayan bir bina olması amacıyla bir konuşma yapmıştı” dedi.
“AMERİKAN YARGISI KARAR VERECEK”
Bina alındıktan sonra Dışişleri Bakanlığı’nın bütün misyonun oraya taşındığını ifade eden Gürsel Demirok, binanın 1977 yılında satın alındığını belirterek, “O bina Dışişleri Bakanlığı görevlilerine uzun yıllar büyük bir hizmet verdi. İki kez toplantılar vesilesiyle o binaya gittik. Girişte toplantı salonu ve geniş bir alan vardı. Davet ve etkinlik düzenlenmesi için. Üst katlarda da misyona ait odalar vardı. Bizim ihtiyacımızı karşılayan bir binaydı ama zaman içerisinde AKP o binayı yeterli görmedi ki onun yerine bir bina yapılmış. İnşaat sırasında birtakım eksiklikler olduğu anlaşılıyor. İtfaiyenin öngördüğü birtakım şartların karşılanmadığı anlaşılıyor. Rüşvet tartışmasını tam olarak bilemiyorum. Keşke yeni bina yapılırken her türlü koşullar yerine getirilmiş olsaydı ve bu durumlar yaşanmasaydı. Bu çok üzücü durum. Olmadık gazeteler Türkiye hakkında olmadık manşetler atıyor. Bu durum artık Amerikan yargısının işi” dedi.