Son yıllarda otomobil endüstrisinde yaşanan büyük değişimler, Çin ve ABD'nin öncülüğünde gerçekleşirken, Avrupa'daki tartışmalar da hız kazandı. Volkswagen, bu tartışmaları daha da derinleştirecek bir karar alarak, Almanya'daki bazı fabrikalarını kapatma ihtimalini gündeme getirdi. Şirketin bu adımı, Avrupa otomotiv sektörünü derinden etkiledi.

Almanya'da İş Güvencesi ve Kapatma Planları

Volkswagen, 87 yıllık tarihinde ilk kez, Almanya'daki fabrikalarını kapatma kararı almayı değerlendirdiğini açıkladı. Şirket, yaklaşık 300 bin kişiye istihdam sağlayan bu fabrikaların kapatılmasının, maliyetleri azaltma stratejisinin bir parçası olduğunu belirtti. Ancak, bu karar, şirketin iş güvencesi anlaşmasıyla korunan istihdam politikasına büyük bir darbe anlamına geliyor.

Volkswagen Group'un CEO'su Oliver Blume, 2 yıl önce göreve başladıktan sonra personel giderlerini 2026'ya kadar beşte bir oranında azaltmayı planladığını açıklamıştı. Ancak, iki yıl içinde sadece 3 milyar avro tasarruf sağlanabilmesi üzerine Blume, daha kapsamlı önlemler almak zorunda kaldı. Şirket, 30 yıllık iş güvencesi garantisini sonlandırarak, Almanya'daki bazı üretim tesislerinin kapatılması gerektiğini duyurdu.

İşçiler ve Sendikaların Tepkisi

Volkswagen'in kapatma planı açıklanır açıklanmaz, işçi sendikaları ve iş konseyleri bu kararı sert bir şekilde eleştirdi. İşçiler, yönetimin planlarına karşı protesto düzenleyerek, "Biz Volkswagen'iz-siz değilsiniz" ve "İş güvencesinden elinizi çekin" şeklinde pankartlar açtı. Ayrıca, Aşağı Saksonya eyaletinin de fabrika kapatma planlarına karşı çıktığı bildirildi.

Avrupa'daki Otomotiv Endüstrisi Üzerindeki Etkiler

Volkswagen, Avrupa'nın en büyük otomobil üreticisi olarak biliniyor ve Almanya'daki 300 bin kişilik istihdamı ile ülkenin ekonomik gücünün bir parçası. Şirketin, elektrikli araçlara geçiş sürecinde karşılaştığı zorluklar, AB'nin emisyon hedefleri ve içten yanmalı motorların yasaklanması gibi düzenlemelerle daha da karmaşık hale geldi.

Volkswagen'in Fabrika Kapatma Planı Büyük Tartışma Yarattı

Almanya'nın ve Volkswagen'in elektrikli araçlara geçişte geride kaldığını belirten otomobil uzmanı Prof. Dr. Ferdinand Dudenhöffer, bu durumun ülkenin teşvik politikalarından kaynaklandığını vurguladı. Dudenhöffer, Çin'in güçlü elektrikli araç sektörüyle Avrupa'ya göre büyük maliyet avantajlarına sahip olduğunu ve Avrupa'nın bu durumda geride kaldığını ifade etti.

Alman Hükümetinin Tepkisi ve Yeni Teşvikler

Volkswagen'deki kriz, Alman hükümetinin elektrikli araç sübvansiyonlarını sona erdirerek, yeni vergi indirimleri getirmesiyle sonuçlandı. Şirketler, yeni satın aldıkları elektrikli araçların değerinin yüzde 40'ına kadar olan kısmını vergi faturalarından düşebilecekler.

Avrupa Komisyonu da Volkswagen'in planları konusunda endişelerini dile getirdi. Thierry Breton, otomotiv sektöründeki mevcut krizle ilgili olarak, Avrupa üreticilerinin elektromobilite konusunda daha fazla adım atması gerektiğini belirtti.

Aşırı Sağın Etkileri ve Volkswagen'in Fiyat Artışları

Almanya'daki aşırı sağcı gelişmeler ve eyalet seçimlerinde elde edilen başarılar, otomotiv sektöründe endişelere yol açtı. Volkswagen, krizin etkilerini hafifletmek amacıyla bazı otomobil modellerinin fiyatlarını önemli ölçüde artırdı.

Prof. Dr. Dudenhöffer'in Değerlendirmeleri

Prof. Dr. Ferdinand Dudenhöffer, Volkswagen'in stratejik değişikliklerinin Almanya'daki yasaların yapısına bağlı olduğunu ve şirketin uluslararası pazarlara açılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Avrupa'nın otomotiv sektöründe zayıflayacağını ve Çin'in daha da güçleneceğini öngördü.

Büyük İkramiye Hayali Kuranlara Uyarı: Yılbaşı Bileti Alırken Dikkat! Büyük İkramiye Hayali Kuranlara Uyarı: Yılbaşı Bileti Alırken Dikkat!

Dudenhöffer, Avrupalı üreticilerin Çin ile işbirliğine gitmeleri gerektiğini ve bu işbirliğinin elektrikli araç pazarında güçlü bir Avrupa oluşturmak için kritik olduğunu belirtti. Türkiye'nin otomotiv sektörü için küçük bir pazar olduğunu ancak AB ile yakınlaşmanın Türkiye'yi daha cazip hale getirebileceğini ifade etti.

Kaynak: AA