Türkiye'ye 1930'lu yıllarda Amerika kıtasından getirdiği
portakal, limon, mandalina, greyfurt, kamkat gibi narenciye ürünlerinin
fidanlarının adaptasyonunu sağlayan ilk kuruluş olan BATEM, kendine ait
arazilerde başta portakal olmak üzere narenciye hasadını başlattı. Bugün
Akdeniz ve Ege kıyılarında binlerce çiftçinin geçim kaynağına dönüşen narenciye
üretiminde, BATEM'e ait arazilerde yaklaşık 700 tonluk rekolte bekleniyor.
Hayranlık uyandıran manzaraya sahip BATEM'in şehir merkezindeki ve Antalya Aksu'daki bahçelerinde üretimin önemli kısmını portakal çeşitleri oluşturuyor. Narenciye ürünlerinde ise birçok çeşidin hem meyve, hem de fidan üretimi yapılarak satış yapılıyor. Türkiye'de portakal, mandalina, limon, kamkat, greyfurt gibi ürünleri üreticilerle buluşturan ilk kurum olduklarını belirten BATEM Müdürü Abdullah Ünlü, “BATEM, Cumhuriyetin ilanından sonra 1934 yılında kurulmuş. Kuruluş amaçlarından biri de narenciyenin ülkeye yayılması ve yetiştiriciliği konularında çalışmalar yapmak. O yıllarda yurt dışından getirilmiş narenciye örneklerinden bölgemize adapte olanlar BATEM adına tescil edilmiş. Halen de Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor" dedi.
HASAT SEZONU BAŞLADI
Akdeniz bölgesine uygunluğu açısından Antalya'da özellikle Washington portakal türü üretimi yaptıklarını belirten Ünlü, Valencia ve yafa gibi türlerin daha geç, şubat-marta kadar dayanabilen tür olarak ikinci sırada yer aldığını söyledi. Ciddi narenciye üretimine sahip olduklarını, fidanları da kendilerinin temin ettiğini belirten Ünlü, “Narenciye ürünlerinde hasat sezonu başladı ve Antalya'nın sahil bandında neresine giderseniz gidin narenciye ürünlerini bulabilirsiniz" dedi.
BÖLGEDEKİ ÜRETİM MİKTARI 618 BİN TON
Antalya bölgesinde başta portakal olmak üzere narenciye üretiminin ciddi miktarda olduğuna işaret eden Abdullah Ünlü, “Tahmini olarak bölgedeki üretim miktarı 618 bin ton civarında. 526 bin tonu portakal, 54 bin tonu limon, 32 bin tonu mandalina, 6 bin tonu da kamkat. Narenciyenin piyasaya ilk çıkışı satsuma mandalina ile başlar. Satsuma pazarlarda ilk gördüğümüz en erkenci mandalina çeşididir. Kasım- aralık aylarında Washington portakal, şubat-marta doğru yafa ve diğer portakallar devreye girer. Mandalinada satsumadan sonra klemantin dediğimiz tüketicinin en çok talep ettiği mandalina türüyle devam eder" diye konuştu.
YILLIK 700 TON ÜRETİM
Eylülden marta kadar sonbahar, kış aylarında pazarlarda narenciye ürünlerini görmenin mümkün olduğunu belirten Ünlü, fiyatların ise son iki yıldır iyi olduğunu kaydetti. Ortalama 65-70 kuruşa satıyoruz. Bizim bahçelerimiz tek bir çeşit olmadığı için. Üreticide tek çeşit bahçelerinde daha iyi fiyatlara satılıyor. Bizde 65-70 kuruşken, üretici elindeki malın durumuna göre 1- 1,5 liraya kadar satabilir. Narenciyede en büyük ihracat kalemimiz Rusya. Rusya'ya ciddi anlamda ihracatımız oluyor. Ayrıca bazı Türki cumhuriyetleri, Afrika ve Avrupa'nın farklı ülkelerine de ihracat yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
ANAVATANI AMERİKA
Narenciyenin anavatanının Meksika, Amerika, Güney Amerika, Şili bölgeleri olduğuna işaret eden Ünlü, “Enstitümüz 1934 yılında kurulduğunda, bölgemiz tropik ve subtropik iklime uygun olduğundan portakal ve diğer türler 1930-40'lı yıllarda getirilmiş. Ülkemize adapte olanlar enstitümüz kanalıyla tüm Türkiye'ye yayılmış. Türkiye'ye baktığımızda Karadeniz'de satsuma mandalina Rize'de yetişir. Narenciye İzmir'den Hatay-Adana bölgelerine kadar olan alanda rahatlıkla yetişir. Özellikle Ege ve Akdeniz kıyıları çok uygun" dedi.DHA