Bu açıklamalara karşı zaman zaman kuşkular yaşamama rağmen, şimdiye kadar analizlerimde genellikle TÜİK TÜFE verilerini enflasyon ölçütü olarak kullanmıştım. Ancak, 2022'nin başlarından itibaren enflasyon verilerine dair şüphelerim arttı. Çünkü günlük yaşamda karşılaştığımız fiyatlar, açıklanan enflasyon oranlarının çok üzerinde artışlar gösteriyordu. Yine de, TÜİK TÜFE'yi kabul etmeye devam ettim, ancak kafamdaki soru işaretleri sürekli artıyordu.
Bu dönemde, Prof. Dr. Veysel Ulusoy liderliğindeki bir grup bilim insanının oluşturduğu ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) adlı ekip, TÜFE'yi günlük internet tabanlı mal ve hizmet fiyatlarıyla ölçmeye ve elde ettikleri sonuçları kamuoyuyla paylaşmaya başladı. ENAG, bu ölçümü yaparken TÜİK'in kullandığı mal ve hizmet sepetini ve ağırlıklarını aynen kullanıyordu. TÜİK ve ENAG arasında elde edilen sonuçlar arasında kabaca bir kat farkı bulunuyordu. Bu verileri aşağıdaki tabloda sundum (ENAG verilerine ulaşmamı sağlayan ENAG Grubu üyesi Mehmet Çağdaş İşim'e teşekkür ederim).
Tabloda, TÜİK ve ENAG'ın enflasyon verilerine ek olarak Merkez Bankası'nın politika faizi ve enflasyon hedeflemesi politikası için esas aldığı enflasyon hedefi bulunmaktadır. Tablodaki tüm verilerin değiştiği ancak enflasyon hedefinin değişmediği görülmektedir. Merkez Bankası'nın yılsonu enflasyon tahminleri değişiyor, ancak hedef her zaman aynı. Aynı zamanda, tablodan da anlaşılacağı üzere, TÜİK ve ENAG'ın enflasyon bulguları arasında büyük farklar mevcut. Benim piyasada gözlemlediğim enflasyon, ENAG'ın açıkladığı enflasyon verisine çok yakın. Şimdi, bu verileri bir grafiğe dökelim:
Grafikte, Merkez Bankası politika faizinin TÜİK enflasyonuna yaklaşmaya başladığı ancak hala aralarında önemli bir fark bulunduğu görülmektedir. Eğer ENAG enflasyonunu bu karşılaştırmaya dahil edersek, fark faizin iki katına çıkmaktadır.
Merkez Bankası, 2023 ortasında faizi artırmadan önce söylediklerimizi bir kez daha hatırlayalım: (1) Enflasyonla mücadele edilecekse faizi artırmak gerekiyor. Mevcut faizle (o zaman Merkez Bankası faizi %8,5 idi) enflasyon oranı (o zaman %38 idi) arasında ciddi bir fark olduğu için faizi aniden o düzeye çıkarmak yerine yavaşça artırmak gerekir. (2) Bununla birlikte, faizin yanlış belirlenmesi tek başına ekonomiyi çökertecek etki yaratsa da, doğru belirlenmeye başlaması tek başına ekonomiyi kurtaramaz. O nedenle, faizin yanına hukukun üstünlüğüyle başlamak üzere yapısal reformları eklemek gerekir.
Daha önce yapılanları hatırlayalım: (1) Merkez Bankası, faizi yavaşça artırmaya başladı ve devam etti. (2) Merkez Bankası, faiz politikasını destekleyecek bazı adımlar attı (zorunlu karşılık düzenlemeleri, likidite yönetimi, KKM'nin yavaşça tasfiyeye sokulması). (3) Buna karşılık, yapısal reformlar konusunda hiçbir adım atılmadığı gibi, tam tersine bu yönde adımlar atılmamaya devam edildi. (4) Bu dönemde, maliye politikası para politikasını destekleyecek şekilde kullanılmadı; tam tersine büyümeyi desteklemek amacıyla genişlemeci bir maliye politikası izlendi.
Bunların sonucunda uygulanan para politikasından anlamlı bir sonuç alınamadı. Her şey, yılın ortasından itibaren yaşanacak olan baz etkisiyle enflasyonun geçici düşüşüne bağlı görünüyor.
Enflasyonun düşürülmesi için neler yapılması gerekiyor? Bunları aylardır yazdık, ancak bir kez daha düzenli bir şekilde sıralayalım: (1) Her şeyden önce gerçek enflasyonun açıklanması gerekiyor, böylece Merkez Bankası faiz başta olmak üzere para politikası araçlarını buna göre ayarlayabilir ve hedefi takip edebilir. (2) Faizin yavaşça artırılması önemlidir, çünkü aniden yüksek seviyelere çıkarılırsa ekonominin önemli bir kısmı tehlikeye girebilir. (3) En kritik adım olarak, yapısal reformlara derhal başlanmalıdır, böylece ülkeye legal yollardan döviz girişi mümkün olabilir.
Ancak, sorunlar kangren haline geldiği için bu adımları atmak kolay değil. Hükümet, örneğin enflasyonun %100'ün üzerinde olduğunu kabul ettiğinde, memurlara ve emeklilere buna uygun ücret artışlarını vermeleri gerekecek. Öte yandan, hukukun üstünlüğü ilkesini kabul edip yapısal reforma girişilirse, bugüne kadar uygulanmayan bazı kararların uygulanması gerekecek ki, bunları açıklamak da kolay olmayacak.