Milli Eğitim Bakanı Tekin, öğrencilerin cep telefonlarını derse girmeden teslim edeceklerini, öğretmenlerin de kötü örnek olmamaları adına sınıfa telefonla girmeyeceğini bildirdi.

Öğretmen, veli, öğrenci ve yöneticilere başarılı bir eğitim öğretim yılı dileklerini ileten Tekin, “İnşallah güzel başlar, güzel ve arzu ettiğimiz şekilde de sonlandırılır.” dedi.

Yaz aylarında eğitim öğretimin başladığı andan itibaren çalıştıklarının birkaç katı fazla çalıştıklarını ve sürece yönelik hazırlıkların çok yoğun şekilde sürdüğünü belirten Tekin, “Yaklaşık 21 milyona yakın öğrencimiz var. Yani anne babasıyla düşündüğünüzde 60 milyonun üstünde kişiyle muhatabız.” dedi.

Sokaktaki herkesin eğitim öğretimle ilgili düşüncesi, hayali ve ideali olduğuna değinen Tekin, dolayısıyla 86 milyon muhatapları olduğunu dile getirdi.

Tekin, Türkiye’de 74 bin eğitim-öğretim kurumu ve 878 bin derslik bulunduğuna dikkati çekerek, toplamda 1 milyon 159 bin 124 mesai arkadaşları olduğunu kaydetti. Bu kurumlarda yaklaşık 100 bin idarecileri olduğunu da belirten Tekin, “Gerçekten çok büyük bir camia. Biz şöyle bir mantıkla hareket ettik. Dedik ki ‘Yani madem bu kadar büyük bir ekibiz, bunun dezavantajlarını değil, avantajlarını görmemiz gerekiyor. Yaz aylarında da biz arkadaşlarımızla bir istişare süreci başlatalım’ dedik. Yaklaşık 10 bin civarında öğretmen arkadaşımızla buluştuk, bir araya geldik. Gittiğimiz her ilde 100-150 kişilik öğretmen arkadaşla monolog tarzı toplantılar değil, her birisinin eline mikrofon alıp hem kişisel sorunlarıyla hem de eğitim öğretim süreciyle ilgili fikirlerini, düşüncelerini, hayallerini, ideallerini paylaştığı bir süreç başlattık.” diye konuştu.

Her ayın ilk cumartesi günü öğretmenlerle, “Öğretmenler Odası Buluşmaları” gerçekleştirdiklerini anımsatan Tekin, yaz aylarında mevzuatta bazı değişiklikler yaptıklarını da söyledi.

Bu kapsamda okullardaki fiziki çalışmaları anlatan Tekin, bu yıl devlet okullarında 5 bin 624 yeni dersliği daha hizmete aldıklarını, deprem bölgesi dışında 7 bin 530 derslikte güçlendirme, 66 bin derslikte de onarım çalışması yaptıklarını, Türkiye genelinde 79 bin 475 dersliği yazın bakımdan geçirdiklerini kaydetti.

YÖNETMELİĞE İLİŞKİN

Sahada alınan geri dönüşler doğrultusunda yönetmelik değişiklikleri yaptıklarını dile getiren Tekin, şu söylemlerle devam etti:

-En önemli problemlerden bir tanesi özel okul ücretleriyle ilgili konu idi. Dolayısıyla ilk yaptığımız yönetmelik değişikliklerinden bir tanesini Özel Öğretim Kurumları Yönetmenliği’nde yaptık.

-Özel okullarla yaptığımız istişarelerde ücret belirleme politikasıyla ilgili gelinen durumda, öğretmenlere ve velilere iyi hizmet edebilmek açısından eğitim öğretim ücretlerini, servis ve yemek ücretlerine yansıttıklarını özel okullar kabul etmişlerdi.

-Biz de özel okul ücretleriyle ilgili TEFE-TÜFE oranına göre artış yaparak, servis ve yemek ücretlerinden kamuoyunu rahatsız edecek artışlar yapmamalarının garantisini aldık kendilerinden.

Başka yönetmelik hazırlıkları olduğuna işaret eden Tekin, bu hafta, bunları eğitim öğretim yılı başlayınca yayınlayacaklarını söyledi.

FİZİKSEL AKTİVİTE KONUSUNDA KONUŞTU

Tekin, geçen hafta 81 il valiliğine yeni eğitim öğretim dönemiyle ilgili dikkat çekilmesi gereken hususlar konusunda genelge gönderdiklerini anımsatarak, şunları kaydetti:

-Birincisi, biz genelgemizde kamuoyunda hemen hemen herkesin şikayetçi olduğu, başta obezite, yani çocuklarımızın ve gençlerimizin hareketsizliğini gündemimize alarak valiliklerimize, il müdürlüklerimizden çocuklarımıza sabah ders başlamadan önce kendi imkanları ölçüsünde bir fiziksel aktivite organizasyonu yapmalarını istedik. Yani 15-20 dakika, çocuğu da yormadan.

*Şöyle düşünün, çocuk servisten iniyor, derse giriyor, eve dönüyor, bilgisayarın başında oturuyor. Tamamen gün içerisinde 300-500 adım dahi atmadan günü tamamlayan çocuklarımız var. Obezite ve dijital bağımlılık, önümüzdeki dönem problemlerinden bir tanesi.

-Yani ekonomik açıdan da sağlık açısından da öyle. Sonrasında ortaya çıkarabildiği sağlık problemleri ve onun sağlık bütçesine yükleyeceği yükü düşündüğümüzde ben bunu önemsiyorum.”

Tekin, fiziksel aktivitenin ilkokul, ortaokul ve liselerde okulların fiziksel ortamlarının imkan verdiği kısıtlılıklar içerisinde yapılabilmesini önemsediklerini belirterek, birçok çocuğun okulda yaptığı fiziksel aktivitenin gün boyu yapacağı fiziksel aktivite olacağını, bunun çocuğun sağlığı için önemli olduğunu kaydetti.

Atıl durumdaki okul bahçelerinin, çocukların oyun oynadıkları bir alana dönüşmesini istediklerini de belirten Tekin, bunun, öğrencilerin sosyalleşmesi ve sağlığı açısından önemine işaret etti.

OKUL BAHÇELERİ OYUN PARKINA DÖNÜŞECEK

“Geleneksel oyunlarımızın yansıtıldığı oyun alanları kuruyoruz.” diyen Tekin, şöyle konuştu:

-Asosyal, elektronik ortamda dijital dostluklar dışında başka dostu olmayan çocuklarımız, ders başladığında belki arkadaşlarıyla paylaşımda bulunmuyor.

-Teneffüste de herkes kendi bilgisayarından veya kendi laptopundan, tabletinden başka tür etkinlikler içerisine girdiğinde belki 3-5 kelime konuşmadan arkadaşlarıyla günü tamamlayan öğrencilerimiz olacaktı.

-Bunun da önüne geçmek istiyoruz. Dolayısıyla yeni dönemde okul müdürlerimizden, öğretmenlerimizden istediğiniz şeylerden bir tanesi de buydu.

Okul bahçelerine oyun parklarının bir kısmını kurduklarını dile getiren Tekin, EBA ortamı üzerinde de geleneksel oyunlarla ilgili modüller yükledikleri bilgisini verdi. Tekin, “Ben bunu çok önemsiyorum. Bu sağlıklı bir toplum için, sağlıklı bir birey için gerekli. Bir de hani bizim açımızdan da bir nostalji.” dedi.

Eskiden zil çaldığında öğrencilerin bahçeye koştuğunu anımsatan Tekin, “Şimdi tekrar bunun olmasını istiyoruz. Bu toplum olarak ihtiyaç duyduğumuz bir şey. Bu kararları alırken sadece bu boyutları da değil aynı zamanda bunun pedagojik olarak eğitim sürecine de pozitif yansıyacağını düşündüğümüz için bunları yaptık.” ifadelerini kullandı.

Bakan Tekin, hem temel eğitim düzeyinde hem ortaöğretim düzeyinde öğrencilere sosyal etkinliklerinin zamanla notlandırılacağı bir düzen oluşturmak istediklerini de vurgulayarak, “Çocuklarımız eğitim öğretim sürecinin dışında sosyal etkinlikler içerisinde de bulunsunlar. Bunları da bizim oluşturduğumuz modüle kaydederek sonra eğitim öğretim sürecindeki başarıların ölçüldüğü bir şey oluşsun istiyorum” ifadelerini kullandı. 

Editör: Esra Köksal Tarı