Eraslan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in göreve gelmesiyle birlikte bir dizi projenin hayata geçirildiğini ifade ederek, bu projelerin içinde Türkçe üzerine yapılan çalışmaların öne çıktığını vurguladı. Türkçe'nin ilk dört yılda tam anlamıyla öğrenilmesini amaçlayan bu çalışmaların, beşinci sınıfta seçmeli yabancı dil ve çift dilli programlara geçişle birlikte devam ettiğini belirtti. Ayrıca Türkçe'de geçiş notunun 70'e çıkarılmasıyla öğrencilere belirli bir standart getirildiğini ve bu durumun Türkçe'nin korunması ve geliştirilmesi adına önemli olduğunu dile getirdi.
Eğitim Uzmanı, cep telefonu ve diğer dijital cihazların okullardaki kullanımına yönelik uygulamalarda da değişikliklerin yaşandığını aktardı. Bu kapsamda öğrencilerin dijital araçları etkin bir şekilde kullanmalarını teşvik etmek adına yeni düzenlemelerin hayata geçirildiğini ifade etti.
Prof. Dr. Levent Eraslan, müfredat değişikliği sonrasında bütünsel bir gelişim modeli temelli program yapılarının ortaya çıkabileceğini öne sürdü. Bu modelin öncelikle birinci, beşinci ve dokuzuncu sınıflarda kendini göstereceğini belirterek, programların daha sade ve öğrenciye özgü hale geldiğini ifade etti. Ayrıca, öğretmen yetiştirme ve istihdam konusunda Yükseköğretim Kurulu ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında güçlü bir iş birliğinin önemine vurgu yaptı.
Öğretmenler için meslek kanununun önemine de dikkat çeken Eraslan, bu kanunun seçimden hizmet içi eğitime, kariyer basamaklarından ders saat ücretlerine kadar geniş bir yelpazede mesleki yapıyı kapsamasının gerekliliğini vurguladı.
Ölçme ve değerlendirme konusunda ise Milli Eğitim Bakanlığı'nın köklü değişikliklere gittiğini belirten Eraslan, sınav yaklaşımında süreç odaklı, öğrenci merkezli ve analitik becerilere vurgu yapan bir paradigma değişikliğinin yaşandığını ifade etti. Bu değişikliklerin kitlesel sınavlarda da mümkün olabileceğini belirterek, sınav yapma biçimindeki evrimin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.
Son olarak, Prof. Dr. Eraslan, afet bilinci eğitiminin seçmeli dersler arasında yer almasının önemine vurgu yaparak, öğrencilerin bu alanda bilinçlenmelerinin toplumsal bir sorumluluk olduğunu belirtti.