İYİ Parti Antalya Milletvekili Aykut Kaya, “2023 yılının ikinci yarısına girerken, ülkemiz ciddi bir ekonomik krizle ve enflasyon sorunuyla karşı karşıya. Özelikle büyükşehirlerimizde her geçen gün daha da derinleşen bir ‘barınma krizi’ var. Antalya'mız ise bu krizin merkezlerinden biri. Ülke genelinde astronomik bir şekilde artan kira fiyatları, yabancıya kontrolsüz ve plansız konut satışı Antalya’mızda tamamen kontrolden çıkmış durumda. Antalyalı birçok yurttaşımız uzun yıllar boyunca yaşadıkları semtleri, ev kiralarını ödeyemedikleri için terk ediyorlar. Devlet memurlar gelmekten imtina ediyorlar. Barınma krizinin derinleştiği bugünlerde Üniversitelerimizin yeni eğitim yılı başlamak üzere. 2 Ekim’de üniversitelerde dersler başlayacak. Ancak birkaç sene önce üniversite öğrencisi olmuş ama bugün artan fiyatlar ve kiralar nedeniyle eğitimine ara vermek, eğitiminden kopmak durumunda kalan gençlerimiz var. Önlisans ve Lisans düzeyinde üniversitede eğitim gören 2 milyon 800 bin öğrenci var. Yeni kayıt yaptıracak 900 bin öğrenci ile bu sayı 3 milyon 700 bin olacak. Gençlerimiz büyük bir heyecan ve ümitle üniversite kazandılar ama şimdi daha büyük bir endişe içindeler” dedi.
Milletvekili Aykut Kaya, Her ilde bir üniversite açıldı ama öğrencilere yetecek donanımda yurtlar inşa edilmedi. Türkiye’de Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) bağlı 773 devlet yurdunda toplam 850 bin kişilik kapasite var. Vakıf, dernek ve ticari özel yurt olmak üzere toplam 4 bin 692 özel öğrenci yurtları mevcut olup toplam 463 bin 365 yatak kapasitesi var. Yani Devlet ve Özel yurtların toplam kapasitesi kabaca 1 milyon 350 bin. Bu demek oluyor ki, her 4 öğrenciden 1’ine yatak düşüyor. 2022 Haziran itibariyle KYK yurtlarında 759 bin 839 yatak vardı, Hükümetin açıklamasına göre bu sene bu kapasite 850 bin olarak açıklandı. KYK yurtlarında 2 kişilik odalar 4 kişilik yapılarak kapasite yükseltilmez. KYK yurtlarında 6 tip oda bulunuyor. TİP-6 odalar 6 öğrencinin ranzalı, ortak tuvalet ve banyosu olan bir odaya sıkıştığı, buzdolabı olmayan, çalışma alanı olmayan, toplama kampı gibi yerler. İnanın bugün bazı hapishanelerin şartları bu yurtlardan daha konforlu, daha yaşanabilir ve ferah. Biz gençlerimizi değil ülkemizin geleceğini kaybediyoruz. Yurtlarda yeterli internet bağlantısı ve kotası yok” ifadelerini kullandı.
Milletvekili Kaya açıklamasının devamında şunları söyledi:
“KYK yurtları arasında en iyi şartlara sahip odalar 575 lira ama sayıları çok az ve yetersiz.
2022 itibariyle Antalya üniversitelerinde toplam 82 bin civarında üniversite öğrencisi var. Yurt kapasitesi ise KYK yurt kapasitesi 18.135 sadece Antalya’da 100 öğrenciye 22 yatak düşüyor. İstanbul’da 1 milyon 306 bin öğrenci var KYK yurt kapasitesi 29 bin 794. Yani her 1000 öğrenciden 23 tane yatak düşüyor. Antalya gibi tarım, turizm, tarih, eğitim ve kültür kentinde üniversite öğrencisi barınma, geçinme ve hayatta kalma mücadelesi veriyor.
İlk olarak yurt sorununu çözmek lazım. Yurtlar konusu derhal müdahale edilmesi gereken bir alan. İYİ Parti olarak seçimlerden önce derhal tüm yurtların yenilenmesi, öğrenci sayısına uygun yeni yurtlar açarak barınacak bir yer arayan öğrencilerin devletsiz bırakılmaması gerektiğini söylemiştik. Yurtların odaları en fazla 4 kişilik olmalı, interneti ve ulaşımı kaliteli hale getirilmeli, yemekleri sağlıklı ve lezzetli olmalı. Hatta yurtlar yalnızca bir barınma alanı değil, bir kampüs gibi tasarlanmalı ve öğrenciler için birer öğrenme ve yaşam merkezi haline getirilmeli.
İkinci olarak da kredi ve burs sorunu çözülmeli. Kredi ya da devlet bursu kazanan öğrencimize aylık 1250 TL ödeme yapılıyor. YÖK verilerine göre Haziran 2022 yılı itibariyle 859 bin öğrenci kredi kullandı, 500 bin öğrenci burs kullandı, toplamda 1 milyon 400 bin öğrenciye kredi ve burs verildi.
1250 TL burs ve kredi demek öğrenciye günlük 41 TL cep harçlığı vermek demektir. Öğrenci günde 41TL ile 4 tane ekmek alır, iki tane kutu kola alır, 41 TL’ye dürüm et yiyemez.
DİSK’in Temmuz 2023 itibariyle açıkladığı verilere göre sağlıklı ve dengeli beslenme için yetişkin bir erkeğin aylık 3,191 TL harcaması gerekiyor. Aynı dengeli beslenme için yetişkin bir kadının ihtiyacı olan tutar 3,031 TL; 15-18 yaş arası bir genç için ise 3,235 TL. Üniversite öğrencisi bir gencimiz sadece dengeli ve sağlıklı beslenmek için 3,235 TL aylık harcaması gerekiyor. 1250 TL burs veya kredi verdiğimiz öğrenci, konaklama, ulaşım ve eğitim giderlerini nasıl karşılayacak?
KYK yurduna yerleşse bile öğrenciler odanın tipine göre aylık 345 TL ile 570 TL arasında yurt kirası ödüyorlar.
Yeni akademik yıl öncesinde pek çok öğrenci yemekhanelerindeki ücretlerde yüzde 200’e varan oranlarda zam yapıldı.
Antalya’dan örnek vermek istiyorum, Akdeniz Üniversitesinde ilk öğün 14, ikinci öğün 40 TL’dir. KYK yurdunda kalan öğrencimiz sabah 10 TL’ye simit, 5 TL’ye çay alsa sadece 3 öğün yemek masrafı günlük 69 TL yapıyor. Ayda 2070 TL yemek masrafı oluyor. Antalya’da tek yön öğrenci bileti 6,5 TL, gidiş-dönüş 13 TL, aylık 390 TL ulaşım masrafı oluyor. Yerel seçimler yaklaşıyor, belediye başkan adaylarına buradan çağrıda bulunuyorum. Toplu taşıma ücretlerinin üniversite öğrencileri için ücretsiz yapılmasını seçim vaatleri arasına koysunlar.
KYK yurduna da ortalama 450 TL veriyor. Dışarda bir kahve içmek istese, en ucuz kahve 60 TL, hafta bir kahve içse ayda 240 TL aylık harcama yapar. Asgari düzeyde karnını doyurup, okula gidip gelen ve haftada bir kahve içen öğrenci aylık 3150 TL harcama yapıyor.
Daha eğitim harcaması yok, sosyalleşme harcaması yok. Yani, gideyim arkadaşlarımla bir kahve içeyim dese verecek 50 TL kalmadı. Bu da Türkiye’nin ana sorunlarından biri olan gelir yetersizliğinin neticelerinden biri. Eğitime, derslerine odaklanması gereken öğrenciler, en güzel, genç çağlarında geliri yetersiz hanenin reisi, finansalları bozuk şirketin muhasebecisi gibi yaşamak durumunda bırakılıyorlar.
Öğrenciye ödenen 1250 TL kredi ya da burs yemek masrafına bile yetmiyor. Bu öğrenci gün içinde başka bir şey yemek istemeyecek mi? Sosyalleşmek, sinemaya gitmek, ayağına ayakkabı, üstüne T-shirt almayacak mı? Daha da önemlisi bölümünde okuyacağı kitapları nasıl alacak? Ders notlarını fotokopi çektirmek istese parası kalmadı.
Şimdi sizlerin huzurunda soruyorum KYK yurduna yerleşemeyen öğrenciler, yurt bulamayan öğrenciler ne yapacak? Ekonomik durumu biraz iyi olan ailelerin çocukları birleşerek ev kiralayacaklar. Yurt bulamayan ekonomik durumu iyi olmayan öğrenciler değişik amaç ve hedefleri olan grupların denetime giriyorlar. Fikren ve zihnen istismara açık hale geliyor.
KYK ya da özel bir yurt bulamayan öğrenci 3-4 arkadaşıyla birleşip bir ev tutalım dese, bu sefer faturalar, ev kirası, yemek, ulaşım masrafları derken aylık ortalama bir asgari ücret kadar harcaması oluyor. Konumuna ve oda büyüklüğüne göre ayda 3000 TL’den başlayıp 15000 TL’ye çıkan fiyatlar isteniyor özel öğrenci yurtları için. Orta halli bir özel yurt en az 10 bin TL. Maaş kadar kira veriliyor Antalya’da. Antalya’da üniversite öğrencileri 4 kişi bir araya gelip bodrum katta, güneş görmeyen bir ev tutsunlar, böyle 100 m2 bir evin kirası Antalya’da ortalama 14290 TL. Bakın, 4 öğrenci bir evi paylaşsa dahi Antalya’daki üniversite öğrencilerinin ortalama 3572 TL kira ödemesi olacak. Buna faturalar, diğer konut giderleri dahil değil, sadece kira. 1250 TL kredi neye yetecek?
Devlet bursları, gelir düzeyi düşük ailesi olan öğrencilere veriliyor. Burslu öğrenci aileden gelecek bir para olmadığı için ne yapacak? Kendi evini geçindiremeyen aileler başka bir şehirde yaşayan evladına nasıl para yollayacak? Türkiye’nin yarısı asgari ücretle çalışıyor, anne ve babanın asgari ücretle ayda 23 bin lira kazandığı bir aile, şehir dışında yaşayan evladına 6-7 bin TL gönderebilir mi? Gönderse kalan 16-17 bin TL ile geçinebilir mi? Bakanlara, iktidar vekili arkadaşımıza soruyorum ayda 16-17 bin TL ile geçinebilir misiniz?
Gençler üniversiteyi kazansa da gidemiyor. Geçen yıl 105 bin 772 üniversite öğrencisi üniversiteye kayıt hakkı kazanmasına rağmen ekonomik imkânsızlık nedeni ile kayıt yaptıramadı. Bu sene bu sayının daha da artması bekleniyor. Üniversiteye gitse geçim sıkıntısından okuyamıyor, Üniversiteyi bitirse iş bulamıyor, iş bulsa asgari ücrete mecbur bırakılıyor, bir de üstüne KYK kredi borcunu ödemesi isteniyor!
İYİ Parti olarak, öğrencilerin kredi borçlarını sosyal sorumluluk projelerinde çalışarak ödeyebileceği bir mekanizma tasarlamış, önermiştik. Bu sisteme göre öğrenciler mezun olduktan sonra, uygun koşullar ile kredi borçlarının en az %10’unu nakit olarak geri ödüyorlar. Kalan miktarı ise makul bir sürede, hafta en fazla bir gün, 2-3 saat sosyal sorumluluk projelerinde çalışarak ödemiş sayılıyorlar. Örneğin öğretmenlik bölümlerinden yeni mezun olmuş 25 bin TL kredi borcu olan Ayşe’yi düşünelim. Ayşe iş bulduktan 2 yıl sonra, 36 ay vade ile 25 bin TL’nin %10’u olan 2500 TL’yi ay ay ödüyor. Kalan 22,500 TL’yi ise 6 ay boyunca, hafta sonlarında en fazla 2-3 saat, bulunduğu ildeki öğrencilere satranç öğreterek geçiriyor. Böylece hem toplumsal dayanışma artıyor hem KYK borçları rahatça ödeniyor hem de toplumda gönüllülük bilinci yaygınlaşıyor. Bu projeyi gelin uygulamaya koyalım. Gelin öğrencilere af çıkarmak yerine onlardan para istemek yerine bu projeyi uygulayalım.
İşin başka bir yönü daha var. Özel sektörde kamuda nitelikli eleman açığı, ülkemizin kronik sorunlarımızdan bir tanesi. Bu sorunun çözümü olan gençlerimizin sorunlarını çözüyor muyuz?
18 yaşında bu sorunlarla boğuşan bir öğrenciye verilen eğitimin niteliğinden söz edebilir miyiz? İşte sonuçlar ortada PISA sınav sonuçlarında 79 ülke arasında okuduğunu anlama, matematik ve fen bilimleri alanlarında OECD ülkeleri ortalamasının üstüme çıkamıyoruz. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük çocukların, yüksek olan çocuklara kıyasla kötü sonuçlar çıkardığı bir gerçek.
Öğrencilerin yüzde 80’i kötü koşullarda yaşıyor ve besleniyor. Bu öğrenciler nasıl nitelikli sosyal bilimci, kaliteli mühendis, alanında öncü bilim adamı, mimar, doktor olacak.
Yanlış ekonomi politikalarının faturasını öğrencilerimiz ödüyor. Sosyal devlet olmanın en önemli görevi öğrencilerin refahını artırmak değil mi?
Hükümet bütçe açığı kapatmak için 1,1 trilyon TL ek bütçe çıkardı, vergileri artırdı. Şimdi sormak istiyorum, bu vergiler nereye harcanacak? Parası yetmediği için okumayan, yeterli beslenemeyen, kötü şartlarda yaşayan öğrencilerden daha acil olan bir sorunumuz mu var?
Öğrenciyi merkezi alan bir politika anlayışına ihtiyacımız var. Öğrenciyi pasif, minnet ve yardım bekleyen bireyler olarak göremeyiz. Öğrenci bu sistemin merkezindedir. Öğrenci müreffeh olacak ki eğitimin kalitesi yükselsin. Öğrencilerin refah seviyesi iyileştirilmeden eğitim sisteminde hangi sorun çözülebilir. Eğitimin sorunlarını ortak akılla çözmeliyiz.
Sosyal devlet olmanın gereği eğitim eşitsizliğini ortadan kaldıracak maddi imkânları sağlamak değil mi? Bu şartlarda yoksul bir öğrenci, varlıklı bir öğrenci ile nasıl yarışabilir?
Bu ülke, köyden gelip iyi eğitim almış Cumhurbaşkanları, Bakanlar, bürokratlar çıkardı. Ülkenin en büyük şirketlerinde CEO’lar gördü. Bugün bunları görebiliyor muyuz? Öğrencinin refahının artırılmasından daha öncelikli bir sorunumuz yok. Evet, şimdi enflasyon konuşuyoruz, TL’nin değer kaybetmesini konuşuyoruz. Gerekli adımlar atılırsa TL kısa sürede değerlenir, enflasyon sorunu çözülebilir. Ama gençliğin kendi değerini kaybetmesi çözümü olmayan bir sorun. Çünkü geleceğimizi kaybediyoruz.
Eğitim sisteminin merkezinde yer alan öğrencinin karnı doymadan, rahat uykusunu almadan, temel insani ihtiyaçlarını karşılayamadan hangi sorunu çözebiliriz? Sınav sistemini, eğitim sistemini her 3 senede bir değiştirerek eğitim sorunu çözülür mü? Biz bu sorunun çözümü için şimdiden adım adım atarsak eğitim sisteminde 10 yılda iyileşmeler göreceğiz. Kısa vadede yurt ve barınma sorunu uzun vadede eğitim sorunu çözülmeli.
Her ilde bir üniversite açılması eğitimin ve üniversitelerin kalitesini düşürdüğü gibi barınma sorununu da gün yüzüne çıkarmıştır. Açılan her üniversitenin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar yurt yapılması gerekiyor.
Buradan Gençlik Spor Bakanına, Milli Eğitim Bakanına ve ilgili yetkililere sesleniyorum. Üniversitelerimizde eğitim ve öğretim hayatının başlamasına sayılı günler kalmış durumda. Ne yazık ki sadece Antalyamızda on binlerce gencimiz en temel hakkı olan barınma hakkından mahrum kalacak. Milyonlarca sığınmacıyı ağırlayan, barındıran Devletimizin, kendi geleceği olan öğrencilerini çaresiz bir şekilde ortada bırakmamalıdır. Unutulmamalıdır ki sokakta bırakılacak, mağdur edilecek yalnız gençlerimiz değil Cumhuriyetimizin geleceğidir.
Bir an önce ilgili Devlet görevlilerini Üniversite öğrencilerimizin barınma krizini çözmek için acil eylem planı oluşturup, hayata geçirmeye, orta ve uzun vadede ise kalıcı çözüm üretmeye davet ediyorum.
Öğrencilerimizin yurt ve barınma sorununun hızlı bir şekilde çözüleceğine inanıyoruz.
KYK yurtlarında 2 kişilik odaları 4 kişilik veya 6 kişilik yaparak kapasite sorunu çözülmez. Yurt sayılarını artırmak yerine, yurtlardaki ranza sayılarının artırılması sorunu çözmeyecektir.
Gençlik ve Spor Bakanlığına verdiğimiz soru önergesinde öğrencilerin barınma sorununu nasıl çözeceklerini, ne gibi çalışmalar yaptıklarını sorduk, cevap bekliyoruz, konunun takipçisi olacağız.
Buradan çağrıda bulunuyor, çözüm önerimizi sunuyorum, kamu malıdır isteyen alsın kullansın:
1- Gençlik ve Spor Bakanlığı yurt inşaatları tamamlanana kadar bina kiralama yoluna giderek barınma sorununu çözümü noktasında adım atılmalı
2- Özel sektöre teşvikler vererek ekonomik durumu ne olursa olsun her öğrenciye hitap edecek özel yurtlar inşa ettirmeli. KYK yurtlarında ile özel yurtlarda aynı ve yüksek yaşam standardı ve makul fiyat standardı getirilmeli. Teşvik, düzenleme ve denetimlerle velilere güven telkin edecek şekilde özel yurtlar yapılmalı.
3- 1250 TL olan kredi ve burs mutlaka 2500TL’ye çıkarılmalı
4- KYK yurduna yerleşemeyen öğrencilere kira yardımı olarak aylık barınma desteği sağlanmalı.
5- Acil olarak KYK yurtlarının koşulları ve yaşam şartları iyileştirilmeli
6- Yerel seçimler yaklaşıyor, yalnızca Antalya değil tüm belediye başkan adaylarına çağrıda bulunuyorum. Toplu taşıma ücretlerinin üniversite öğrencileri için ücretsiz yapılmasını, internetin sınırsız limitsiz olmasını seçim vaatleri arasına koysunlar.
Son olarak tekrar hatırlatıyorum. Üniversite gençliği Cumhuriyetimizin ve devletimizin geleceği ve teminatıdır. Geleceğimize sahip çıkalım. Onları çaresiz ve en doğal haklarından mahrum bırakmamak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.”