Eğitim-Sen Antalya Şubesi’nden yapılan açıklamada, “Coğrafi bölge, politik görüş temelli her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması zorunludur. Dolayısıyla anadilinde eğitim hakkı temel bir haktır. Anadili toplumun egemen dilinden farklı olan çocukların ve yetişkinlerin eğitim haklarından yararlanabilmeleri için, kendi dillerinde eğitim görme haklarının korunması gerekmektedir. İçinde büyüdüğü kültürel ortamı dili aracılığıyla öğrenen ve kendi anlam dünyasını anadiliyle geliştiren bir çocuğun; okula başladığında dilinin yok sayılması, kimliğinin tanınmaması anlamına gelir. Dil, bir toplumun kültürünün gelişmesi için temel bir unsurdur. Bu nedenle anadilinde eğitim, kültürün kuşaklar arasında aktarılması için elzemdir.Milliyetçi ideolojiler, devlet içindeki kültürel ve dilsel farklılıkları eriterek, çoğu zaman yok saymak yoluyla yekpare bir toplum oluşturma amacını gütmektedir. Tek ve egemen kimlik üzerinden homojen bir yapı bina edilmek istenir. Bu asimilasyonist programda eğitim kilit bir rol oynamaktadır. Tekdilli yaşamın ve eğitimin egemen kılındığı toplumlarda devletin resmi dili, gündelik yaşamda ve eğitimde tek dil olarak hayata geçirilmeye çalışılır. Diğer halk dillerinin terk edilmesi ve çocukların çoğunluğun dili olan resmi dili öğrenmeleri sağlanır. Anadilinin dışında ikinci bir dili öğrenen çocukların birinci dili de belleklerinden eksiltilir. Tekdilli ideolojilerin takip edildiği bu “tekdillileştirme” modelleri “eksiltici” eğitim pratikleri olarak tanımlanmaktadır” denildi.
“TELAFİSİ OLMAYAN SONUÇLAR DOĞACAK”
Açıklamanın devamında, “Dilbilim, psikoloji, antropoloji ve eğitim bilimleri alanlarında yapılan çalışmalar eğitimde eksiltici tekdillileştirme modellerinin çocuklar üzerinde telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açtığını; dilsel, eğitsel ve toplumsal eşitsizlikleri artırdığını ortaya koymuştur. Bu araştırmalara göre; tekdillileştirme ideolojisi temelinde eğitim, asimilasyon amacı taşımakta; ciddi zihinsel, psikolojik, bilişsel, eğitsel hasarlara yol açmakta; siyasi ve ekonomik zararları olmaktadır. Dünyada çokdilli olmayan ve egemen dilin esas alındığı eğitimin dilsel, pedagojik ve psikolojik kısıtlar yaratarak eğitime erişimi engellediği tespit edilmektedir. Dillerin yok olması, dilsel çeşitliliğin kaybolması, çocukların yeteneklerinin gelişiminde engellere sebep olması ve sürekli bir yoksunluk yaratması tekdilli modellerin olumsuz sonuçlardır.Eğitim Sen olarak, tüm dünya ve Türkiye halklarının 21 Şubat Dünya Anadili Günü’nü kutluyor, farklı anadili ve kültürlerin özgürce yaşaması ve gelişmesinin önündeki bütün yasal ve fiili engellerin bir an önce kaldırılmasını talep ediyoruz” denildi.