Cumhuriyet Halk Partisi Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz, ekonomide yaşanan olağanüstü dalgalanmalar üzerine oldukça sert eleştirilere yer verdiği bir basın açıklamasında bulundu. AKP hükümetinin ekonomi politikalarını değerlendiren Başkan Nuri Cengiz, Türkiye’yi batmakta olan Titanik adlı gemiye benzeterek AKP’ye bir kez daha “Seçim” çağrısında bulundu. Nuri Cengiz’in açıklamasının tamamında şu ifadeler yer aldı; “Son dönemde, özellikle sosyal medyada sıkça rastlanan bir benzetme yer almakta. Bilindiği üzere; asla batmaz denilen dönemin en büyük yolcu gemisi Titanik, görünürde kendinden kat kat küçük olan ancak görünmeyen kısmında koskocaman bir buzdağından oluşan kütleye çarpıp sulara gömülmüştü. Titanik batıyor, herkes canını kurtarmak için oradan oraya koşturuyorken; meşhur orkestra, geminin batmakta olduğunu hissettirmemek için şovuna devam ediyor, hatta geminin batmakta olduğunu bildikleri halde son ana kadar kendileri dahi bu batışı hissetmiyorlardı… Verilen örnekte neyin neye benzetildiği gayet açık. Bu gibi birçok benzetme ve birbirinden farklı senaryolar da mevcut. Zaten böylesi bir tabloyu ancak kurgulanmış senaryolarda görebilecekken; filmlere konu olabilecek bir dramı en gerçek haliyle yaşamaya mahkum bırakılmaktayız! Böylesi eleştirilere kulak vermek bir yana dursun; çözüm içeren tavsiyelere dahi sağır olan kibir abideleri, bizlere ne yazık ki tarihte, ‘doğru olmayan ekonomi yönetim modeli’ şeklinde örnek gösterilip ibret alınacak günleri yaşatmakta! Başta, ‘Bu ülkenin ekonomisinden sorumlu kişi benim, ben’ diye meydanlarda bağıran ekonomist Cumhurbaşkanı olmak üzere; AKP’li yetkililer, her gün kameraların karşısına çıkıp açıklamalar yapmaktalar. Onca hazırlık, uzun uzun süren basın toplantıları, sarayı bir türlü memnun edemeyip bir gece ansızın çıkan kararlarla koltuğundan olan bürokratlar ve tüm bu hamlelerle birlikte durmaksızın artış gösteren döviz kuru… Hiçbir şey şu sorunun cevabını vermiyor; 'Cebimizdeki 100 Lira, hiç cepten çıkmadan nasıl bir günde 75 Lira olur?’ Sokaktaki vatandaş bu sorunun cevabını ararken, saraydan gelen ses; ‘Faizle mücadelemizi sürdüreceğiz’ şeklinde!”
“SARAY, KİBİR VE İNATTA ISRARCI”
“Ekonomi biliminde hiçbir geçerliliği olmayan, hiçbir kitapta yazmayan faiz-enflasyon dengesini, tüm Türkiye AKP sayesinde en acı şekilde tecrübe ederek öğrenmek zorunda kaldı. Faiz düşerse enflasyon artar denkleminin ne kadar geçerli olduğu yorumunu gerçek ekonomistlere bırakmak lazım ancak faizi, gün aşırı değişen bürokratlara emirler yağdırarak, zorlamayla düşürttüğünüzde; doların, altının, benzinin, unun, şekerin… a’dan z’ye her şeyin patladığını, ekonomi bilmeye gerek kalmadan tüm halkımız yaşayarak öğrenmiş oldu. Fakat gerçek sorun şu ki; bunu çoktan öğrenmiş olması, buna önlem almış olması, bunu sıradan vatandaşın öğrenmesine gerek kalmadan çözmüş olması gereken saray rejimi, hala dersini almış olmaktan uzakta, kibir ve inatla devlet yönetmeye çalışmakta!”
“Bizim her fırsatta, her ortamda “128 milyar dolar nerede?” diye sorma sebebimiz işte tam da budur! Nerede olduğu bilinmeyen 128 milyar dolarlık bu rezerv var olmuş olsa; kurdaki dalgalanmaya yerinde müdahale edilebilir, enflasyonla gerçekten mücadele edilebilirdi! Ne yazık ki Türkiye’de şu an var olan en büyük, en gerçek ve en önemli mücadele; yoksulluk sınırı altında yaşayan 50 milyonu aşkın vatandaşın; açlıkla, geleceksizlikle, belirsizlikle verdiği yaşam mücadelesidir! bu ülkenin insanlarını, sırf egoları uğruna sefalete mahkum edenler kadar; kişisel menfaatleri uğruna bu egoya kalkan olup savunanlar da bu işin sorumlusudur, suçlusudur!”
“MİLLET ‘DAHA AZ’A MECBUR DEĞİL”
“Bu ülkenin insanları; maliyeti sırtına vergi üstüne vergiyle yüklenen köprüleri, yolları pahalı diye kullanamayıp, ücretsiz yollardan geçmek zorunda değildir! Kırmızı eti ayda yılda bir sofrasına koyabilen vatandaş, AKP’li bir milletvekilinin ‘daha az alıp da yiyiverin’ tavsiyesiyle tasarruf etmek zorunda da değildir! İnsani koşullarda yaşamaya razı bıraktığınız bu millet, sayenizde açlık sınırını aşabilenlerin dahi ‘lüks yaşıyor’ sayıldığı AKP döneminde, tencere kaynamayan mutfağında bir de ‘porsiyon küçültüvermek’ zorunda hiç değildir! Bu ülkede hiç kimse daha az ısınmak, daha az beslenmek, daha az sosyalleşmek, daha ucuza kaçmak zorunda değildir! Sıka sıka milletin kemerinde yeni bir delik açacak yer kalmadı!”
TEK ÇIKIŞ YOLU SANDIK
“Bu kısır döngüden çıkmak için tek bir zorunluluk hissedilmektedir. O zorunluluk da; sandığa gitmek VE AKP iktidarından kurtulmakdır! Tek çıkış yolunun bu olduğunu SARAY da en az millet kadar iyi bilmekte ki; gerçeklerle yüzleşmekten, takdiri millete bırakmaktan kaçmakta. Ancak kaçacak bir yer, arkasına saklanacak bir bahane de kalmadı. Bu millet faizlerin düşmesini değil, kendilerini sefalete mahkum edenlerin bu ülkenin yakasından düşmesini bekliyor! Millet, ‘Artık yeter’ diyor! Bu isyanı duyun ve gerekeni yapın! Gereken tek şey; seçim! Erken seçim, hemen seçim!”
Haber Merkezi