Dijital ekranlı teknolojik cihazların kullanımı her geçen gün yaygınlaşıyor ve bu iletişim araçları yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Toplumun her kesiminden ve yaş grubundan kişiler günün önemli bir zaman dilimini ekran karşısında geçiriyor. Teknolojik cihazlar göz sağlığını olumsuz etkiliyor. 'Dijital göz zorlanması' adı verilen bu durum, giderek daha çok kişide ortaya çıkıyor. Memorial Lara Tıp Merkezi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Ahmet Maden, dijital ekranların göz sağlığını etkilediğini söyledi.

Dijital görsel araçlar ve ekranlarda kullanılan 'led ve fluoresans' temelli aydınlatma gereçlerinin doğal ışık dağılımından biraz daha fazla kısa dalga boylu 'mavi ışık' içerdiğini anlatan Prof. Dr. Maden, ""Genel olarak kısa dalga boyu ışınlar katarakt ve maküla dejenerasyonuna neden olabilmektedir. Ancak doğada yani gün ışığında bol bulunan ve bulutları dahi aşarak ulaşabilen yoğun kısa dalga ışınlar yanında, ekranlardaki çok sınırlı mavi ışığın rolü abartılmamalıdır. Mavi ışığın melatonin sentezini azalttığı, dolayısıyla uyku öncesi yatakta ekran kullanımının uyku kalitesini olumsuz etkileyebileceği öne sürülmektedir. Ekran karşısında geçirilen süre nedeniyle yaşanılan rahatsızlıklara 'dijital göz zorlanması' deniliyor" dedi.

Prof. Dr. Maden, dijital göz zorlanmasının gözlerde yorgunluk, göz kapaklarında ağırlaşma, uykuya eğilim, alında künt ağrı, baş ağrısı, bulanık görme, harflerin birbirine girmesi, gözlerde kuruma, kızarma, sulanma, batma, yanma, boyun ve omuz ağrısı, ekran karşısında gözleri açıp kapamakta zorlanma ve kum varmış hissine neden olduğunu söyledi.

GÖZ KURUMASI DA DİJİTAL EKRAN KAYNAKLI

Normalde gözlerin dakikada 15-20 kere hiç farkında olmadan açılıp kapandığına değinen Prof. Dr. Ahmet Maden, şöyle dedi:

"Bu doğal refleks gözyaşı tabakasını sürekli gözün önüne yayarak, kurumayı engeller. Oysa görsel dikkatin bilgisayar, cep telefonu, tablet gibi bir objeye yönlendirilmesi durumunda, fizyolojik olarak, refleks göz kırpma sıklığı yarıya kadar azalır. Bu durum uzun süreli çalışmalarda gözlerde kuruma ve yanma şikayetlerinin en önemli nedeni olmaktadır. Özellikle gözyaşının doğal olarak azalmaya başladığı ilerleyen yaş, menopoz sonrası dönem bu şikayetlerin artmasına neden olabilir. Gözyaşı miktar ve kalitesi oldukça iyi olan okul çağındaki çocuklarda bu şikayetler görülmeyebilir. "

GÖZLERİ KORUMANIN YOLU

Prof. Dr. Ahmet Maden, dijital göz zorlanmasına karşı dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyle sıraladı:

"Ekran karşısında yaşanan şikayetlerin azaltılması için bilinçli olarak sıkça gözler kırpılmalı, gözlerin daha çok sulanması sağlanmalıdır. Çalışma ortamının havası çok kuru olmamalı. Daha nemli hale getirmek için su kapları, nemlendiricilere başvurulmalı. Göz kuruluğu problemi yaşayanlarda, ekran karşısında geçirilen süre için yapay gözyaşı damlaları doktorun önerdiği şekilde kullanılmalı. Eğer yaş gereği yakın gözlük gereksinimi de varsa bu kullanılmalı, gözler gözlüksüz görmeye zorlanılmamalı. İyi camlar kısa dalga ultraviolet ışınlarını yüzde 100 oranında engelleyebilmektedir. Gözlük camları için hekimden görüş alınmalı, güvenilen yerlerden gözlük alınmalı. Periyodik olarak çalışmaya ara verilmelidir. "20-20-20" kuralı uygulanmalı, her 20 dakikada bir en az 20 saniye gözler ekrandan uzaklaştırılmalı ve yaklaşık 60 metre uzakta bir şeylere bakılmalıdır. "

15 DAKİKA MOLA

Her 1-2 saat çalışma sonrasında yaklaşık 15 dakika uzun ara verilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Maden, "Ekranların tozu sık sık anti statik bir bez parçası ile alınmalıdır. Çalışma ortamının aydınlatması yansıma ve parlamaları engelleyecek bir biçimde düzenlenmelidir. Standart ofis aydınlatması rahat bir bilgisayar kullanımı için genellikle fazladır. Eğer bulunulan odanın ışığını ayarlamak mümkün değilse, ekran çevresi mobilya ve perdelerle kısmen loş hale getirilebilir. Ekrana her türlü parazit ışık girmesi önlenmelidir. Bakılan ekrana ve gözlere doğrudan ışık gelmemeli, ekranda yansıma ve parlamaların önüne geçilmelidir" dedi.

Ekrana 40 cm uzaklıktan bakılmasının yine göz sağlığı için önemli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Ahmet Maden, "Ekran büyüklüğüyle orantılı olarak bu mesafe 70-75 cm'ye kadar çıkabilir. Genellikle ekran üst kenarı göz seviyesinde veya çok az aşağısında olmalı, dolayısıyla ekranın görülmesi gözlerin yukarı bakışını gerektirmemelidir. Klavye tam ekran önünde olmalı, varsa referans doküman ekrandan çok uzak olmayacak şekilde bir kağıt tutucuya asılmalıdır. Oturulan sandalye rahat ve uygun yükseklikte olmalı, gövde dik, uyluk zemine paralel olmalıdır. Ekran karşısında geçirilen süre özellikle çocuklar için çok daha önemlidir ve aileler açısından için ciddi bir sorun olmaktadır. Doğrudan bir sınırlama ve yasaklama yerine, çocukların ekran karşısında geçirecekleri sürenin bölünmesinin sağlanması ve başka oyunlara yönlendirilerek geçirilecek zamanlarının çekici kılınması önemlidir" diye konuştu. DHA

Editör: TE Bilisim