Duran, “Ceza kanununda bile, kanunda değişiklik olduğu zaman, bir yenilik getirildiği zaman, eğer sanığın lehine ise geriye işler. Ceza kanununda bile geriye doğru lehte olabilecek bir durum değerlendirilirken, depremle ilgili bir kanunda Elâzığ’ın kapsam dışı kalmasını kabul etmek mümkün değil. Bu hukuken de mümkün değil" dedi. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın açıkladığı Yerinde Dönüşüm Projesi'nden faydalanabilecek depremzedelerin 6 Şubat depreminden etkilenen afetzedeleri kapsaması, Elazığ’da 2020 depreminden dolayı evlerini kaybetmiş ve hak sahibi olamayan ve halihazırda evlerini yaptıramayan depremzedelerin tepkisine yol açtı. 24 Ocak 2020'de gerçekleşen 6,8  büyüklüğündeki Elazığ depreminde de birçok vatandaş hak sahipliği edinememiş ve yıkılan ya da hasar alan evlerini ekonomik koşullar nedeni ile yaptıramamışlardı.

"YERİNDE DÖNÜŞÜM PROJESİ'NE ELÂZIĞ DA DAHİL EDİLMELİDİR"

Coşkun Çağlar Duran, şunları söyledi:

"İlk günden beri sürekli gündeme getirdiğimiz söylediğimiz bir olay. Burada sosyal devlet bilinci ile hareket edilmeli. Biz bunu her seferinde ifade ediyoruz. Yine aynısını söylüyoruz. Devlet, sosyal devlet anlayışı ile hareket etmeli. Bunu şöyle düşünmemek lazım; Elazığ'da 2020'de olan depremde verilmeyen haklar, 6 Şubat'ta Maraş merkezli, 11 ile kapsayan depremi baz alarak neden verildi? İki deprem, iki felaket arasında kıyaslama yapmak değil bu ama sosyal devletin yapması gerekeni, yani yurttaşları, vatandaşları arasında eşit davranması gerektiğini dile getirmek gerekiyor. Şimdi bizim hukuk sistemimiz farklı işliyor bu dönem. Neden diyeceksiniz? Ceza kanununda bile, kanunda değişiklik olduğu zaman, bir yenilik getirildiği zaman, eğer sanığın lehine ise geriye işler. Ama aleyhine ise geriye doğru işlemez. Böyle bir durum varken, Ceza Kanunu bile eğer vatandaşın aleyhineyse işletmezken, lehine iken bir durumu geriye işletirken, depremle ilgili bir kanunda Elazığ'ın kapsam dışı kalmasını kabul etmek mümkün değil. Bu hukuken de mümkün değil.

"YAPILAN PROJE ÇOK OLUMLUDUR, TOKİ'NİN YÜKÜ AZALACAK"

Bence hukuk yollarına başvurarak bunun iptal edip ve kapsamı geliştirme yoluna gidilebilecek bir durum. Şu anda bunu hukuken hakkını aramaya kalktığınız zaman bu uzun bir süreç alacak ama vicdani olarak söylüyorsanız ve devletin olması gereken sosyal devlet anlayışı ile hareket etmesi gerektiğini düşünüyorsanız, derhal Elazığ'ın da o kapsam içerisine alınması lazım. 2020'de olan Elazığ'daki depremden sonraki tüm mağduriyetin ortadan kaldırılması lazım. Aslında güzel bir teklif, çok güzel bir işlem. Birincisi TOKİ'nin üzerinden yükü alabilecek bir iş. İkincisi şehirlerdeki kötü yapı stokunun biran önce önüne geçilmesi sağlanacak.

"ELAZIĞ'DA BİR YIĞIN METRUK BİNA YA DA YIKILMIŞ AMA ARSASI BOŞ YERLER VAR"

Biz Elazığ'da yaşıyoruz. 2020 ve daha sonraki 2023 depremlerinden sonra Elazığ'daki birçok mahallemizde yıkılmış boş araziler ortaya çıktı. Bakıyorsunuz şehirde metruk binalar ortaya çıktı. İnsanlar evlerini yıkamamışlar bunun artık vicdani boyutu ortadan kalktı ve iş ticarete döndü. Yıkım ekibi geldiği zaman veya yıkacağınız zaman istediği rakamda hurda alamayacaksa artık yıkım yapmıyorlar. Zaten bundan birkaç hafta önceye kadar hatırlıyorsanız Elazığ'daki yıkımlar çok ciddiye alınmıyordu. Son zamanlarda dikkat çekmeye başladı. Bu tip durumlar vardı.  Önemli olan vatandaşlara destek olmak, ayağa kaldırabilmek. Hak sahipliğini çeşitli nedenlerden dolayı edinemeyen insanların mağduriyetini ortadan kaldırmak ki sosyal devlet de bunu gerektirir.

"EVLERİ YIKILANLAR DAR GELİRLİ İNSANLAR"

Devlet bu işe el atmalı. Bu işin yapılmasına öncü olmalıdır. Yoksa imardaki durumlardan dolayı fazla kat verilemeyen bölümler var. Zaten inşaat maliyetleri aldı başını gitti. Vatandaşın tek başına yapabileceği veya bu yükü yüklenebileceği bir ekonomik durumu yok. İşin acı tarafı, en kötü tarafı depremde evleri yıkılan, mağdur olanların birçoğu zaten belli bir gelir seviyesinin altında olan kişiler. Kazancı iyi olan bu evi yaptırabilecek ekonomik gücü olanın evi zaten yıkılmadı. Böyle bir durum varken, insanların ekonomik güçleri bu kadar kötüyken, ekonominin bu kadar kötü olduğu bir dönemde devletin ön plana çıkarak bu tür destekler ile hibelerle vatandaşlar destek olması güzel bir şey. Ama bu vicdanla, merhametle ve hakla hukukla adaletle yerine getirilmesi gereken bir durum.

"HAK AYRIMI YAPMAK MALATYA'DA DA, ELAZIĞ'DA DA BÜYÜK KAOS YARATACAK"

2020'de olan depremi yok sayarak sadece 2023 yılında yaşanan depremin baz alınması Elazığ'ın vicdanını yaralayacak bir durumdur. Kaldı ki bu durum deprem bölgesinde çok karışıklığa neden olacak. Özellikle Malatya'da çünkü Malatya'yı biliyorsunuz hem 2020 hem de 2023 depreminde mağdur oldu. O bölge için de diyebiliriz. Biz bu işin bir an önce düzeltilmesini istiyoruz. Daha önce hatırlarsanız Elazığ kapsam dışına alınmıştı afet bölgesi ilanı konusunda. Daha sonra bu yanlıştan dönüldü ve Elazığ da dahil edildi. Gerçi her ne kadar diğer şehirler kadar olmasa da birçok şeyden muaf tutulsa da sonuç itibariyle afet bölgesi ilan edildi. Onunla ilgili ufak tefek birçok haktan yararlanıldı. Derhal bu konuda 2020 depremi bazı alınarak Elazığ'ın bu mağduriyetinin ortadan kaldırılması gerekiyor."

ANKA

Editör: Haber Merkezi II