Antalya'nın depreme hazırlıklı olmadığı, 6.0 şiddetinde bir depremde başta 86 kamu binası olmak üzere 1988 öncesi yapılan 85 bin binanın depremde ciddi hasar göreceği bildiriliyor.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Cem Oğuz ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Kutlu Taner, önceki gün Antalya'da hissedilen, 4,5-5 şiddetindeki depremle ilgili açıklamalarda bulunarak olası bir depremde yapılması gerekenlerle ilgili bilgi verdi. İMO Başkanı Oğuz, merkez üssü Fethiye, Ölüdeniz açıklarında yaşanan 6.0 şiddetindeki depremin Antalya'da ciddi şekilde hissedildiğini hatırlatarak, ''Deprem bir doğa olayıdır afete dönüşmemesi için de ciddi önlemlerin alınması gerekir. Bunlardan bir tanesi mevcut yapı stokunun depreme hazır hale getirilmesi lazımdır. En son çıkan 'Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi' Yasası doğru, ancak içeriği bir çok sıkıntıyı beraberinde getirecektir" dedi.
''KARMAŞA YARATACAK''
Oğuz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülen 'Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın mevcut haliyle yasalaşması halinde ciddi sorunlar yaratacağının altını çizerek, kamuoyunda 'Kentsel Dönüşüm Yasası' olarak da bilinen tasarıyla ilgili tasarının bu haliyle yasalaşması halinde toplumsal barış yerine kargaşa ve karmaşa yaratacağını öne sürdü. Tasarının vatandaşlara yönelik ciddi sorunlara neden olacağını hatırlatan Oğuz, "Tasarının getirdiği tüm uygulamalara karşı 'İdari yargı davaları açılabilir, ancak mahkemeler yürütmenin durdurulması kararı veremezler' deniyor. Bu durum hak arama özgürlüğünü kısıtlamaktadır" diye konuştu.
DENETİMSİZ YAPILAR ÇELİŞKİ YARATIR
Tasarının depremde zarar görecek yapıları yenilemesi için çıktığını hatırlatan Oğuz, "Ancak yasaya göre, yapıları yenileme işini sadece TOKİ yapacak demektedir. TOKİ yapı denetimsiz, denetimden muaf tutulmaktadır. TOKİ'nin Türkiye'nin her yerinde; sınırsız yetki ve parasal kaynakla afet riski altındaki alanlar da bulunan riskli yapıların yıkılarak yenilenmesi veya rezerv yapı alanlarındaki her türlü yapıyı yapı denetimsiz olarak yapması ya da yaptırabilmesi, çelişki yaratmakta; gelecekte olması muhtemel deprem afetlerinin zararları konusunda endişelere neden olmaktadır. Bu durum, denetimin bağımsızlığı ilkesine de ters düşmektedir" dedi. Antalya' da 120 bin bina bulunduğuna dikkat çeken Oğuz," Bu binaların 85 bini 1998 yılından önce yapılmıştır ve deprem riski taşımaktadır. Daha önce 4. derece risk deprem bölgesinde olan Antalya şu anda 2. derece risk deprem bölgesine girmiş bulunmaktadır. 1998 öncesi yapılan 85 bin bina 4. dereceye göre yapılmıştır. 2. derece deprem riskine inince bu binalar da riskli binalar konumuna girmiştir. Bu nedenle 85 bin yapı risk taşımaktadır" şeklinde konuştu.
KAMU BİNALARI CİDDİ ZARAR GÖRÜR
Olası bir depremden önce yapılması gerekenler hakkında da bilgiler veren Oğuz, ''Antalya'da bulunan 120 bin binayı depreme karşı dayanıklı olup olmadığını 'Deprem Master' planı çerçevesinde incelemek gerekiyor. 'Deprem Master' planını da içine alacak yapıların yenilenmesi öngörülüyor. Kentsel dönüşüm yasasında tereddüt ettiğimiz konular vardır. Bu yasada devlet eliyle afet yaratılmaktadır. Keyfi imar uygulamaları yapılacak birçok alan yapılaşmaya açılacaktır. Bu yasa sorunları çözmeyecektir. Van'da meydana gelen depremde TOKİ'nin yaptığı binalarda da sıkıntı var. Bu açıklanmıyor. Antalya'da 2004 yılında 119 tane kamu binası incelendi. 13 tanesinin yıkılması, 73 tanesinin de güçlendirilmesine karar verildi. 86 bina depreme dayanıksız çıktı. 6.0 şiddetindeki deprem Antalya'dan uzak olmasına karşın şiddeti kuvvetli hissedildi. Bunun Antalya'ya yansıması 4-4.5 şiddetinde. Antalya'da 6.0 büyüklüğünde bir deprem olması halinde, tespiti yapılan kamu binalarının yüzde 90'ı ciddi zarar görecektir" şeklinde konuştu.
ANTALYA'DA 13 ADET DEPREM YAŞANDI
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Kutlu Taner ise konuyla ilgili olarak, Antalya'da tarih öncesinde ve afetsel dönemlerde 13 adet deprem yaşadığına dikkat çekerek, "Türkiye Jeolojik, Jeoformolojik ve Meteorolojik koşullar nedeniyle afet olaylarının tarih boyunca sık yaşandığı bir coğrafyadır. Afet risk potansiyeli çok geniştir. Deprem, heyelan, su baskınlarından kaya düşmesine uzanın geniş bir yelpazedir" dedi.
DEPREMLER FARKLI MERKEZDE OLUŞUYOR
Antalya ve çevresinde bu güne kadar yaşanan ya da hissedilen depremlerin iki farklı merkezde oluştuğuna dikkat çeken Taner,"Bunlardan birisi Fethiye- Köyceğiz'den başlayıp, Burdur ve Dinar'a kadar uzanan 300 kilometre uzunluğundaki büyük deprem üreten potansiyele sahip bir fay sistemidir. Fethiye, Köyceğiz, Burdur ve Dinar depremlerinin yaratıcısıdır. 2. Aktif fay sistemi de Doğu Akdeniz'de Antalya Körfezinin güneyinden geçen Antalya'ya kuş uçuşu 200-250 Kilometre uzaklıkta ve 60 milyon yıldır aktif olan Hellenic- Kıbrıs yayıdır. Bu iki fay sisteminin Fethiye, Köyceğiz açıklarında kesiştiklerin ve birbirlerine bağlı olarak, dönem dönem hareket ettikleri bilinmektedir. Önceki günkü Fethiye Depreminde bu kırıkların kesişme bölgesinde oluşmuştur" diye konuştu.
AKTİF FAY SİSTEMLERİ ARAŞTIRILMALIDIR
Antalya'nın Batı'dan Merkeze kadar (Finike, Kaş, Kumluca) 1. derece deprem bölgesi olduğunu hatırlatan Taner," Antalya merkez 2. deprem bölgesi. Serik, Manavgat 3. deprem bölgesi Gazipaşa'da 4. Deprem bölgesidir" dedi. Antalya'da tarih öncesinde ve afetsel dönemlerde 13 adet deprem yaşadığına dikkat çeken Taner, "Bu depremler yıkıcı ve ölümlere sebep olmuştur.1914- 2000 yılları arasında bu depremlerin hepsinin kökeni Kıbrıs ve Burdur aktif faylarıdır. Antalya'da 100 yıldan bu yana yapıcı, büyük deprem yaşanmamıştır. Bu bölgelerde enerji birikmesinden söz edilebilir. Aktif fay sistemleri araştırılmalıdır" diye konuştu.
RİSK ALTINDAKİ BİNALAR
Antalya ve civarında 6-7 şiddetinde bir deprem olması halinde özellikle eski deprem yönetmeliği ve öncesindeki binaların ve sahil bantlarındaki binaların (Bataklık zeminlerde) hasar riskinin büyük ve yüksek olacağına vurgu yapan Taner, "Antalya'da imarın ranta dayalı olduğu için binaların zemin ve üst yapı ilişkilerinin irdelenmesi gerekmektedir. Ben olsaydım Kundu, Arapsuyu yapılaşmasını imara açmazdım. Kentsel dönüşümlerde sadece üst yapı, eski yorgun bina gibi değerlendirmelerin yanında güvensiz zeminlerinde yerleşime uygun olmayan alanlarda dönüşümün içinde değerlendirilmesi gerekmektedir" dedi.