Boğazköy'de gerçekleştirilen geniş çaplı Demir Çağı kazılarına rağmen, bu eserin sunduğu detay ve sanatsal zenginlikte başka bir esere rastlanmamıştır. Schachner, hem sahne tasarımı hem de kullanılan simgeler ve üslup açısından eserin, Boğazköy'ün milattan önce birinci binde Güneydoğu Anadolu'yla olan ilişkilerini ve Güney Batı'daki Yunanistan'a olan sanatsal etkileşimlerini daha iyi anlamamıza katkı sağladığını belirtti.
Bu eserin varlığı, Boğazköy'ün artık küçük bir kasaba olmadığını, belki de bir güç merkezi haline geldiğini gösteriyor. Schachner, daha önceki keşiflerle birlikte incelendiğinde, eserin karmaşık bir toplumsal yapı mı yoksa hiyerarşik bir düzeni mi temsil ettiğine dair daha fazla bilgi edinmenin mümkün olduğunu söyledi. Bu eser sayesinde, o dönemin toplumsal statülerine dair daha derin bir anlayışa ulaşmak mümkün olacak.
Bilimsel çalışmalar tamamlandıktan sonra, eser Boğazköy Müzesi'nde sergilenecek. Schachner, "Bu eseri bulduğumuz için son derece mutlu ve heyecanlıyız. Bu eser, o dönemin sanatı hakkında bize bilgi veren bir kilometre taşı niteliğindedir" şeklinde konuşarak heyecanlarını dile getirdi.