Ulupınar Mahallesi Çıralı mevkiinde ilk orman kadastro çalışması 3116 sayılı yasaya göre 1948 yılında kesinleşmişti. Alan 2-B arazisi olarak tanınmıştı. Köylülerin kendi aralarındaki anlaşmazlıkları sebebiyle dava yoluna gidilmiş ve dava kararında 2-B arazileri iptal edilmişti. 1990 yılından itibaren 15 yıl boyunca 2-B olarak kullanılmasına müsaade edilen alanların tekrar bölge halkına verilerek mağduriyetin giderilmesini isteyen halk yetkililerden destek bekliyor. 600 dönümlük deniz kıyısında büyük bir alanı kapsayan ve ekolojik turizm ile hayatını idame ettiren bölge halkı, çözülmeyen mülkiyet sorunu sebebiyle tahliye edilmek isteniyor. Zamanında golf sahası ve 3 adet otel inşaatı girişimi ile karşı karşıya kalan halk mücadelelerini kazanmış ve alanın doğal dengesini korumuştu. Turizm Geliştirme Bölgesi olan alan için Antalya Tabiat Varlıkları Koruma Bölge komisyonu, bölgede bulunan yapıların yıkılması, bölge halkı itiraz ederse tüm sorumluluğun kendilerinde olacağının yurttaşa bildirilmesi ile mağdur edilen bölge halkı yetkililerden destek bekliyor.
“EKOLOJİK TURİZM DEVAM ETMELİ”
Antalya Orman İşletme Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikli Müdürlüğü ve Milli Parklar Müdürlüğü pazartesi günü yıkıma geleceklerini söylediğini belirten Ulupınar Mahalle Muhtarı Salih Sarıca, alanın imar çalışmasının sürdüğünü ama tamamlanmadığını belirtti. 200 yıldır bu toprakta yaşayan halkın büyük emeği olduğunun altını çizen Sarıca, bölgede ekolojik turizm yaptıklarını, organik ürün sattıklarının söyledi. Her yıl yüz binlerce turist gelen bölge için köylünün iki adet itfaiye aracı, 2 adet su tankeri olduğunu ve bunları köylünün kendi parasıyla aldığını söyleyen Sarıca, alanda ekolojik turizmin devam etmesi gerektiğini söyledi. Çıralı’nın müdavimi olan turistlerin kendilerini aradığını belirten Sarıca, “Turistler buraya dokunulmamasını istiyor” dedi.
“KENDİ İTFAİYE ARACIMIZ VE EKİBİMİZ VAR”
Sarıca Akdeniz Gerçek’e yaptığı açıklamada, “Burası birilerine verilecek. 600 dönümlük bir alan ve deniz kenarında yer alıyor öyle ufak bir alan değil. Öncesinde golf sahası ve 3 adet otel inşaatı girişimi vardı. Biz bunlarla mücadele ettik ve yaptırmadık. Şimdi aynı durum mu var diye düşünüyoruz? Buranın insanı turizmle geçimini sağlıyorlar. Bu gelir kapısı da ellerinden alınacak. Biz burada ekolojik turizm yapıyoruz. Organik sağlıklı ürün satıyoruz. Bu alanda deniz kaplumbağaları, kum zambakları gibi korunması gereken hayvan ve bitki türleri var. Bu zamana kadar ormanı biz koruduk. Orman yangınına karşı, köylümüzün aldığı 2 adet itfaiye aracımız, gençlerden oluşan 80 kişilikte gönüllü grubumuz var. Örneği bir yangın çıkıyor devletin itfaiyesinden önce biz yangını söndürüyoruz. Türkiye’nin hiçbir yerinde böyle bir sistem yok” dedi.
“200 YILLIK GEÇMİŞİMİZ VAR”
Sarıca, “Buradaki halk uzun yıllardır, orayı güzelleştirdi ve korudu. Şimdi bu bizim elimizden alınmak isteniyor. Bizim burada Osmanlı döneminden kalan mezarlarımız var. Tarihimiz, kültürümüz, doğal mirasımız bozulmak isteniyor. Burada 200 yıllık bir geçmiş var. Pazartesi günü, milletvekillerini, sivil topluk kuruluşlarını ve tüm çevrecileri köyümüze davet ettik. Burada sorunlarımızı dile getireceğiz. Biz burayı bugüne kadar koruduk, korumaya da devam edeceğiz. Buraya her yıl yüz binlerce insan geliyor. Şu an turistler bile ‘Çıralı’da yıkım’ var diyerek bize mesaj atıyor. Elimizden gelen bir şey varsa yapalım’ diyor, buraya düzenli olarak gelen turist. 15-20 yıl önce buraya turist olarak gelen ailelerin çocukları bile buranın korunması ve ekolojik turizmin devam etmesi için bize destek mesajı atıyor. Biz toprağımızda yaşamak istiyoruz” dedi.