İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi Yönetici Üyesi Ebru Elmas, 1999 Marmara Depremi’nin 25’inci yılında Karaalioğu Parkı’nda düzenlenen basın toplantısında konuştu. Ebru Elmas, İktidarın yaptığı açıklamalarda ifade ettiği sayısal verilerin büyük oranda halkı yanıltmaya yönelik olduğunu belirtti.
TÜM TÜRKİYE'Yİ ETKİLEDİ
Tüm Türkiye’yi derinden etkileyen Büyük Marmara Depremi’nin üzerinden çeyrek aşırın geçti. 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de 7,4 büyüklüğünde meydana gelen ve 45 saniye süren Marmara Depremi, Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Düzce ve Yalova'da yıkıma yol açtı. Depremde 17 bin 480 kişi hayatını kaybetmiş, 43 bin 953 kişi de yaralanmıştı. İMO Antalya Şubesi, 1999 Marmara Depremi’nin 25’inci yılında düzenlediği basın açıklamasında, “Odamız deprem gerçeğinin unutulmaması, gerekli tedbirlerin alınması için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini ısrarla hatırlatmaya, kamuoyunda farkındalık oluşturmaya çalışmış, yetkili kurumları ise harekete geçmeye çağırmıştır. Ancak uyarıların da dikkate alınmaması, afet yönetiminin siyasi şova dönüştürülmesi, deprem gerçeği bahane edilerek kentsel dönüşüm uygulamalarının kentlerin değerli arsalarında rantsal dönüşüme alet edilmesinin en acı sonucu 6 Şubat 2023 Depremlerinde görülmüştür” ifadelerini kullandı.
YAŞAM NORMALE DÖNEMEDİ
Türkiye tarihinin en büyük depremlerinden biri olan Büyük Marmara Depremi, hem maddi hem de manevi şekilde derin yaralar bıraktığını söyleyen İMO Antalya Şubesi Yönetici Üyesi Ebru Elmas, “Yalnızca can ve mal kayıpları itibariyle değil meydana geldiği bölgenin, sanayinin ve nüfusun yoğunlaştığı bir coğrafya olması dolayısıyla depremin ekonomik ve siyasal sonuçları da ağır olmuştur. Gelgelelim afete hazırlık konusunda yürütülen tartışmalar zamanla gündemden çıkmış, yapılan onca bilimsel-teknik çalışma ise kurumların tozlu raflarında unutulmaya terk edilmiştir” dedi. İMO’nun deprem gerçeğinin unutulmaması için sürekli uyarılarda bulunduğunu söyleyen Ebru Emas, “Büyük Marmara Depreminin 25. yılında her yıl olduğu gibi bir kez daha uyarmaya devam ediyoruz. Peki bizler, 17 Ağustos 1999’dan bu yana yapılması gerekenleri defalarca seslendirirken, yetkili makamlarda bulunanlar, yerel ve merkezi yöneticiler ne yaptı? Bu sorunun cevabını görmek için bu 25 yılda yaşanan diğer depremlerin yıkıcı sonuçlarına bakmak yeterli olacaktır. 1 Mayıs 2003 Bingöl Depremi, 23 Ekim-9 Kasım 2011 Van Depremleri, 24 Ocak 2020 Elazığ Sivrice Depremi, 30 Ekim 2020 İzmir Depreminde binlerce kişi hayatını kaybetti, binlerce yapı yerle bir olurken kentlerin altyapıları çöktü, haftalar, hatta aylarca deprem bölgelerinde yaşam normale dönemedi” dedi.
RANT ALET EDİLDİ
İMO’nun her 17 Ağustos’ta ülkemizin yapı stoku, yapı üretim ve denetim süreci başta olmak üzere depreme hazırlık konusunda uyarılarda bulunmasına rağmen tedbir alınmadığını söyleyen Ebru Elmas, “Ne yazık ki uyarıların da dikkate alınmaması, afet yönetiminin siyasi şova dönüştürülmesi, deprem gerçeği bahane edilerek kentsel dönüşüm uygulamalarının kentlerin değerli arsalarında rantsal dönüşüme alet edilmesinin en acı sonucu 6 Şubat 2023 Depremlerinde görülmüştür. Depremlere hazırlık çalışmalarının başında yapı stokunun iyileştirilmesi gelmektedir. Oysa ülkemizde yapı stokunun durumu tam anlamıyla belirsizlik içindedir. Öyle ki Türkiye’de yapı stokunun sayısı, bunların ne kadarının riskli olduğu bile tam anlamıyla bilinmemektedir” diyerek yapı stokunun alarm verdiğini söyledi.
İKTİDAR HALKI YANLTIYOR
İktidarın yaptığı açıklamalarda ifade ettiği sayısal verilerin büyük oranda halkı yanıltmaya yönelik olduğunu söyleyen Ebru Elmas, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart 2023’te yaptığı açıklamada 319 bini 1 yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin yeni konutun depremzedelere teslim edileceğini duyurmuştur. Oysa Temmuz 2024 itibariyle TOKİ’nin verilerine göre 11 ilde projesi yüzde 90’ın üzerinde tamamlanmış olan konut sayısı yalnızca 38.229’dur. Yani bir yılda tamamlanacağı iddia edilen 319 bin konutun ancak yüzde 12’si tamamlanma aşamasına gelmiştir. Son 20 yılda 700 bin civarında konut inşa eden TOKİ’nin bu kadar kısa sürede söz verilen bu hedefe nasıl ulaşabileceği ise tam bir muammadır. Mevcut yapı stokunun durumunun iyileştirilmesi için Büyük Marmara Depreminden bu yana geçen 25 yıl adeta boşuna harcanmıştır” dedi.
DEPREMLER SEÇİM SONUÇLARINI ETKİLEDİ
Depremlerin seçimleri etkileyen bir faktör olduğunu söyleyen Ebru Elmas, “Toplumun beklenen afetlere karşı endişeleri, yerel ve merkezi yöneticilerden beklentileri özellikle son yerel seçimlerde açık bir şekilde görüldü. Siyasi partilerin yerel seçim sürecinde yürüttükleri kampanyalarda afetlere karşı hazırlık önemli bir yer tutarken, bugüne kadar alınmamış tedbirlerin 6 Şubat Depremlerinde ortaya çıkardığı yıkım, seçim sonuçlarını etkileyen başlıca konulardan biri oldu. Ancak ne yazık ki bu son felaket de şimdiden gündemden çıkmış görünmektedir. Oysa önlem almak için kaybedilecek tek bir günümüz bile yoktur” diyerek sözlerini noktaladı.