Antalya'da bulunan oteller yaz sezonuna hazırlanırken İçmimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Güner Onaran, yaşanan sosyal ortamlarda hem iç dizayn hem de kullanış açısından güvenlik önemlerinin alınmasının olası bir deprem durumunda hayat kurtaracak etkileri olduğunu söyledi. Güner Onaran, depremlerde yaşanan can kayıplarının büyük kısmının yapıların çökmesinden değil, sabitlenmemiş eşyaların devrilmesi, ağır tavan unsurlarının düşmesi ve dayanıksız malzemelerin kullanılması nedeniyle meydana geldiğini belirtti.
İçmimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Güner Onaran şu açıklamayı yaptı:
"Otellerde estetik kaygılar kadar güvenlik unsurlarını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. İç mimarların profesyonel dokunuşları, sadece görsel zenginlik yaratmakla kalmaz, aynı zamanda konaklayan misafirlerin güvenliğini artırır. Yapısal olmayan unsurların yerleşimi, sabitlenmesi ve dayanıklılığı iç mimarların uzmanlık alanına girer."
Yapılarda eşyaların sabitlenmesinin hayati önemine değinen Başkan Onaran, "Dolaplar, lavabolar, asma tavanlar gibi unsurların güvenli şekilde sabitlenmesi gerekiyor. Deprem sırasında duvara sabitlenmemiş bir dolabın ya da ağır bir metal kornişin düşmesi bile ölümcül sonuçlar doğurabilir. Bu yüzden otellerde mutlaka bir iç mimarın denetim ve kontrol süreçlerinde yer alması şart" şeklinde konuştu.
"Sadece Estetik Kaygılar Ele Alınmamalı" Uyarısı
Oteller ve diğer kamusal alanlarda iç mimarların sadece estetik kaygılarla değil, güvenlik standartlarını da göz önünde bulundurarak çalışmaları gerektiğine vurgu yapan Onaran, "İç mimarların denetim yetkileri genişletilmeli. Hangi malzemelerin kullanıldığı, montaj süreçleri ve güvenlik testlerinin düzenli olarak kontrol edilmesi gerekiyor. Estetik olarak gözümüze güzel geleni değil, hem estetik hem de sağlam ürünlerle çalışmalarımızı yapmamız gerekiyor. Bu nedenle de deprem yönetmeliğinde inşaat mühendisleri ve mimarlarla birlikte iç mimarların da aktif rol alması gerektiğini savunuyoruz" diye konuştu. 6 Şubat depremlerinden elde edilen verilerin, iç mekan düzenlemelerinin hayati önem taşıdığını ortaya koyduğunu belirten Onaran, "Deprem sonrası yapılan incelemelerde birçok can kaybının, sağlam gibi görünen binaların içindeki sabitlenmemiş mobilyalar ve yanlış tasarlanmış yapısal unsurlar nedeniyle gerçekleştiği tespit edildi. Bu da bize gösteriyor ki sadece bina sağlamlığı değil, iç mekan güvenliği de hayati öneme sahip" diye konuştu.
"Turizm Sektöründe Güvenlik Standartları Artırılmalı"
Turizm sektöründe güvenlik standartlarının artırılması gerektiğinin de altını çizen Güner Onaran sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oteller, konaklama tesisleri ve kamuya açık alanlarda iç mimarların zorunlu hale getirilmesi, hem olası afetlere karşı hazırlıklı olmayı sağlar hem de konaklayan misafirlerin can güvenliğini teminat altına alır. Bu sadece estetik bir tercih değil, aynı zamanda bir zorunluluktur. İç mimarların sürece dahil edilmesiyle yapılan denetimler, olası felaketlerde can kaybını en aza indirir. Güvenli bir yaşam alanı oluşturmak yalnızca binanın dış yapısıyla değil, iç mekan düzenlemeleriyle de mümkündür. Bu nedenle, iç mimarların denetim süreçlerinde daha etkin rol alması için gerekli düzenlemelerin yapılması şart."