Ankara Tabip Odası, Sağlık Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe teklifine dair yaptığı basın açıklamasında, bütçenin kamu yararı yerine piyasa odaklı bir anlayışı benimsediğini ve halk sağlığına zarar verdiğini ifade etti. Açıklamada, ayrılan kaynakların yetersizliği, birinci basamak sağlık hizmetlerine gereken önemin verilmemesi ve Şehir Hastaneleri için yapılan harcamaların sorunlara yol açtığı vurgulandı.
“Bütçe, halk sağlığını gözetmiyor”
Sağlık Bakanlığı’nın bütçelendirme anlayışının mevcut sağlık sorunlarını çözmekten uzak olduğunu belirten Ankara Tabip Odası, “Sağlıkta Dönüşüm Programı ve neoliberal politikalar, halk sağlığına, hekim emeğine ve kamu bütçesine büyük zararlar verdi. Buna rağmen Hükümet ve Sağlık Bakanlığı, bu modelde ısrarcı. Sağlığa ayrılan kaynaklar, resmi enflasyonun altında ve OECD ortalamalarının çok gerisinde. 2025 yılı bütçesi, sağlığı değil, piyasa odaklı bir sistemi destekliyor.” dedi.
Kaynaklar yetersiz, öncelik yanlış
Sağlık Bakanlığı’na 2025 bütçesinde 1 trilyon 20 milyar 317 milyon TL ayrıldığına dikkat çeken açıklamada, bu rakamın merkezi bütçenin %6,9’una denk geldiği ancak ciddi bir artış sağlamadığı ifade edildi. Koruyucu sağlık hizmetlerine sadece %28 oranında kaynak ayrılmasının halk sağlığını riske attığı belirten ATO, “Birinci basamak koruyucu sağlık hizmetleri, toplum sağlığının temel taşlarıdır. Ancak bütçede tedavi edici hizmetler önceliklendirilmiş. Bu durum, sağlık hizmetlerinde önleyici yaklaşımı geri plana itiyor ve sorunların büyümesine neden oluyor.” şeklinde konuştu.
“Aile hekimlerine eziyet yönetmeliği”
Aile hekimlerinin üzerindeki iş yükünün arttığına dikkat çekilen açıklamada, “2023’te aile hekimliği birimi başına düşen nüfus 3.065 olarak gerçekleşti. 2025 için hedeflenen 2.800 nüfusun gerçek rakamı yine 3.100’ü geçecektir. Yetersiz planlama, sağlık çalışanlarının iş yükünü artırırken, performans kriterleri ile daha da zorlayıcı hale getiriliyor.” ifadelerini kullandı.
“Şehir Hastaneleri kamu kaynaklarını tüketiyor”
Ankara Tabip Odası, Şehir Hastaneleri modelinin kamu bütçesini tükettiğini vurguladı. 2025 bütçesinde Şehir Hastanelerine 104 milyar TL ayrıldığı ifade edilerek, “Kamu-Özel İşbirliği modeliyle yapılan Şehir Hastaneleri, kamu kaynaklarını inşaat şirketlerine aktarıyor. Sadece bir yıllık kullanım bedeliyle en az 6.718 aile sağlığı merkezi yapılabilir ya da 100 yataklı 90 devlet hastanesi inşa edilebilir. Şehir Hastaneleri sistemi yerine kamu hastanelerinin modernize edilmesi gerekiyor.” dedi.
“Sağlık, piyasa dinamiklerine teslim edilmemelidir”
Açıklamada, özel sektörün sağlık üzerindeki kontrolünün giderek arttığına dikkat çekilerek, “Özel sektör son 20 yılda iki kat büyüyerek, sağlık sektörünün üçte birini kontrol eder hale geldi. Sağlık harcamalarının %94,4’ü özel sektöre yöneliyor. Sağlık hizmetleri, şirketlerin kâr hırsına bırakılmamalı, eşit, ücretsiz ve kamu yararına planlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Ankara Tabip Odası, bütçenin sağlık politikalarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, kamu yararını önceleyen bir sağlık modelinin önemine dikkat çekti.