DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nde (AGC) basın mensuplarıyla bir araya geldi. AGC Başkanı İdris Taş tarafından bahçede karşılanan Babacan, ardından basın müzesini gezdi ve bilgiler aldı. Antalya’nın çok güzel bir şehir olduğunu dile getiren Babacan, kentin turizminin yanında tarım ve ticaretin de önemli olduğuna değindi. Antalya’yı alıp Avrupa’nın ortasına koysanız güçlü bir ülke olabileceğini belirten Babacan, “Antalya turizmde hızlı büyüdü. Rahmetli Turgut Özal, turizme tohum ekti bol bol verim aldı. Antalya’da yaşayanların konut ihtiyacı hızla karşılandı mı karşılanmadı mı? Fiyatlar ortada. Çok önemli bir tarım merkezidir Antalya. Maliyetler çok çok arttı, satış fiyatları maliyet kadar artmadı. Son don felaketi pek çok ilde çiftçileri olumsuz etkiledi. Tedbirler hala alınmış değil. Üreticilerin borçlarının ertelenmesi gerekiyor, en az 2 yıl ötelenmelidir ve yeni finansman desteği sağlanmalıdır. Zarar gören çiftçilerin mutlaka devletin yanında olduklarını hissetmesi gerekiyor. Bütün bunlar mümkün. Ekonomi güçlüyse bütçe rahatsa yaralar daha kolay sarılır.” ifadelerine yer verdi.
“Hukuk ve Adalet Vurgusu”
Babacan, ihracatçıların da zor durumda olduğuna dikkat çekerek, kar ediyorum diyeni bulmanın zor olduğunu söyledi. Yüzde 3 ihracat artışının ülkeye yakışmadığını savunan Babacan, “İnsanların bir günde kendini tutuklu bulduğu yerde iş dünyası dahil beklenen yatırım gelmez. Hukuk ve adalet olmayınca ekonomi olmaz. Böyle ülkede ekonominin yükselmesini beklemek boş olur. Ülkeyi dinleyen, vatandaşın derdiyle dertlenen, bir yönetim yok. Şuan ki iktidar dertliyi dinleyemiyor.” dedi.
“Deprem Konutu Eleştirisi”
Türkiye’nin zor dönemlerden geçtiğine dikkati çeken Babacan, “İstanbul’da yaşanan deprem ülkemizin pek çok konuda kırılgan hazırlıksız olduğunu yeni resim ortaya koydu. Deprem geliyorum diyor. Artık iktidar yerel yönetim demeden el birliği deprem hazırlığını yapmak, tamamlamak gerekiyor. Can ve mal kaybı olmayacak hazırlığı biran önce yapmak gerekiyor. Bu kaynak meselesi ve kaynağı nasıl dağıtacağınızla ilgilidir. Dönüşüme öncelik verilmesi gerekiyor. 6 Şubat’tan sonra o illerde yapılan üzülüyor ve kızıyoruz. Deprem yaşanmamışçasına bakıyoruz, yıkılan evlerin zeminine yeni imar alanları açılmış. Çürük zeminlere düşük katlı evler yapılıyor. Deprem konutları yavaş ilerliyor. Çok pahalıya mal oluyor. 650 bin konut sözü verdiler, 2 yılda tamamlanan 200 bin konut. Aynı para ile 400 bin konutu rahat yapardık. Adrese teslim bu işlerin yapılması deprem konutlarının pahalıya yapılmasına neden oldu.” ifadelerine yer verdi.
“Ekonomik Deprem”
Türkiye’de 6-7 yıldır öncüsü artçısı devam eden bir ekonomik deprem olduğunu dile getiren Babacan, “En büyük maliyeti asgari ücretliler ve emekliler çekiyor. Esnafımız, çiftçi alın teriyle para kazanan herkes bu ekonomik depremin maliyetini, külfetini üstlenmiş durumda. Mart ayında önemli bir ekonomik deprem yaşadık. 50 milyar dolar eridi. O günden bugüne bir aylık faiz artışının bütçeye getirdiği yük 1 trilyon. Stokta dış borçta da 1 trilyon artış var. Son bir ayda yaşanan ekonomik depremin maliyeti oraya buraya baksanız trilyon. Kötü yönetildiği için bunlar yaşanıyor. Sorunlar var fakat umudumuzu asla yitirmeyeceğiz. Bu sorunları Türkiye aşar ve hızlı şekilde yükselir. Yeter ki ülke ehil ve dürüst insanlarca yönetilsin. Bu iki vasfın olması gerekiyor. Ülkemizden umudunuzu kesmeyeceğiz. Bu ülke hepimizin yarınlarımız için çalışmaya devam edeceğiz.” değerlendirmesini yaptı.
“Erken Seçim İsteriz”
Bir gazetecinin erken seçim sorusuna Babacan, “Türkiye’de seçim konuşulur. Ülkede sorunlar sadece büyüyor. Bu sorunları çözecek beceride bir iktidar şu an yok. Bunu herkes görüyor. Biz muhalefet olarak Türkiye’de bir an önce seçim olmasını isteriz. Erken seçim ancak muhalefetinde destek verdiği oylamayla gerçekleşebilir. Önünde daha 3 yıl süre olduğunu düşünen iktidar seçim istemiyor. Bahçeli, seçim zamanında olacak dedi. Biz arzu ederiz ki iktidar değişsin ve sorunlardan kurtulsun. Gelenin de gideni aratmaması gerekiyor. Ülkenin sorunlarını çözecek donanıma sahip bir yönetim olması gerekiyor. Laf değil iş üretmelidir.” dedi.
“Erdoğan Adaylığı”
Muhalefetin seçimlerle ilgili ortak bir çalışması olmadığını ifade eden Babacan,” Her partinin genel başkanı doğal bir cumhurbaşkanı adayıdır. Erdoğan’ın adaylığı kendi sağlık durumuyla ilgili. 2023’de aday olmaması gerekiyordu, biz itiraz ettik. AK Parti’nin kuruluş akitinde 3 dönem kuralı var. Süre ve hukukla sınırlanması gerekiyor. Ülkeyi yönetme gücü bir süre sonra güç zehirlenmesine ve yozlaşmaya neden oluyor. Kendinden sonraki dönemle ilgili hazırlık yapmalı, bir geçiş planlaması yapmalıdır. Ömrüm yettiğince kalayım demesi yanlış. Mesele sadece anayasa, meclis kararı değil prensip olarak aday olması hem ülke hem de kendisi için yanlış olduğunu düşünüyoruz. “diye konuştu. Babacan, mecliste Yeniyol Grubu kurduklarını ama ittifak olmadıklarını ama DEVA Partisi olarak seçimlere hazır olduklarını bildirdi.
“İmamoğlu Süreci”
Tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu süreci ile ilgili de konuşan Babacan, “ Ortada 4 konu var. Diploma, kurultay şaibesi, terör iş birliği, belediye ili ilgili yolsuzluk iddiaları var. Konu ayrı ayrı hatlarda ve kendi süreçlerinde işlemesi gerekirken, 4 ayrı konunun paketlenip de, 12 saat içinde devreye sokulmasını siyasi operasyon olarak okuyoruz. Bazı kritik dosyalarda yargı maalasef iktidarın etkisi altında hareket etmek zorunda kalıyor. Biz bu son 1 aydır yaşananların her ne kadar yargı süreçleri gibi görünse de özünde bir siyasi operasyondur. Yargı süreçlerinin nihayetinde varacağı noktayı bilmemiz mümkün değil. Seçilmiş insanlar belediye başkanları her zaman hesap vermeye hazır şekilde işlerini yapmalıdırlar. Doğal olan da budur. Denetimlerin bağımsız ve tarafsız işleyen süreçler olması lazım. Şuandaki süreçler ne bağımsız ne tarafsız olduğunu düşünmüyoruz.” dedi. Babacan’a, İl Başkanı Özlem Arlıer’de eşlik etti.