Antalya’da Döşemealtı Selimiye ve Kovanlık Köyü sınırları içerisinde yeraltı su kaynakları ve tarım toprakları üzerine, hukuki iptal kararlarının alınmasına rağmen yapılan Ali Metin Kazancı Doğal Gaz Enerji Santrali, Antalya’nın geleceği olan Kırkgöz su kaynaklarını hem zehre boğdu hem de kuruttu. Son dönemde kanalların kuruması ve su kaynağında yaşanan büyük bir azalışa rağmen, faaliyette olan AKSA için verilen hukuk mücadelesinin iki ismi Akdeniz Gerçek’e konuştu.

Antalya’nın Döşemealtı ilçesinin Selimiye ve Kovanlık Köyleri sınırları içinde Aksa Enerji Üretim A.Ş. tarafından yıllar önce doğalgaz yakıtlı termik kombine çevrim ünitesi yapımına başlanmıştı. Selimiye Köyü muhtarının şikayeti üzerine 29 Şubat 2008 tarihinde yapı Antalya İl Özel İdaresi tarafından mühürlenmiş, ancak yine devam etmesi üzerine 28 Mart 2008 tarihinde ikinci tutanak tutulmuştu. Bu tutanağa rağmen inşaat devam etmişti. Meslek odalarının karşı çıkmasına ve açılan davalara rağmen faaliyete geçen AKSA santrali yıllar içerisinde uzmanları ve davacıları haklı çıkardı. Yüzde 80’i deniz suyuna karışan yüzde 20’si ise yüzeye çıkan Kırkgöz su havzasının, yüzey suyunun neredeyse kuruduğu bilinirken, tarımsal sulamayı ve içme suyuna adeta zehir yayan santral, Kırkgöz yer üstü suyunu yok etme noktasına kadar getirdi. Kırkgöz kaynağı yok olmak üzereyken dönemin Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Vahap Tuncer’den ve dönemin Selimiye Köyü Muhtarı ve şu an Döşemealtı Belediyesi Meclis Üyesi Metin Yaraşçı‘dan büyük tepki geldi.

Mevsimin İlk Karı Hangi Kente Düştü? Ortalık Beyaza Büründü Mevsimin İlk Karı Hangi Kente Düştü? Ortalık Beyaza Büründü

“NE İZİNLERİ NE RAPORLARI VARDI”

Dönemin Selimiye Mahalle Muhtarı ve şu an Döşemealtı Belediyesi Meclis Üyesi Metin Yaraşçı, o süreci şu şekilde anlattı:

“2008 yılında ben Selimiye Köyü’nün muhtarıydım. O zaman AKSA buraya yerleşmeye başladı. Ne yer seçim izni ne de ÇED raporu vardı. Gelip inşaata başladılar. Birkaç sefer inşatsın mühürlenmesi gündeme geldi. Toprak Koruma Kurulu’ndan ilk önce hayır kararı çıktı. Daha sonra Enerji Bakanı Hilmi Güler idi. Hilmi Güler Antalya’ya geldi. Toprak Koruma Kurulu’nu yeniden topladı. Kurul üyelerinin 9 tanesi istifa etti. Yedek üyeler yerlerine geldi ve yeniden yapılan oylamada evet kararı çıktı. Selimiye köyünün muhtarıyken köyümün hakkını savundum. Gerek idare mahkemesine dava açarak gerek karşı çıkarak ama gücümüz yetmedi. Karşı çıkmamızın sebebi yenilenebilir enerji değil de doğalgaz ile çalışan bir tesis kurulması söz konusuydu. En önemlisi ise Kırkgöz su havzasından beslenmesi söz konusuydu. Yüksek gerilim hatları Ilıca Köyü’nden BOTAŞ’ın boruları Dereli Köyü’nden geçiyordu. AKSA tesisi ise Selimiye’ye kuruluyordu. Neticesinde Selimiye hudutları içerisinde 4 tane yüksek gerilim hatları geçmesi söz konusuydu. Bu yüksek gerilim hattını bir çok çiftçinin tarlasından geçirdiler.”

 

“YÜZEY SUYU KURUDU”

Metin Yaraşçı, “AKSA’da doğalgaz ile gemi motorları çalışıyor. Kırkgöz su havzasından su alarak çalışıyorlar. Ne kadar su tüketiliyor bunu bilen yok. Bunu uzmanlar biliyor. AKP’nin 39 tane İl Genel Meclisi üyesinin evet oyları ile geçmişti. Ben hakkımı helal etmiyorum. 10 dönüm tarlanın 1 dönümü üzerinden yüksek gerilim hattı geçti. O tarlaya 1 dönümlük istimlak bedeli ödendi. O tarlanın yüksek gerilim hattı geçti, BOTAŞ borusu geçti denilerek değer kaybı yaşattı. Buna göz yumanlar tüyü bitmemiş yetimin hakkını yediler. Tarla sahiplerinden, gerek santral yetkilileri, sahipleri, bu karara evet diyenler helallik almalı. Yer altı su kaynaklarında şu an bir sıkıntı yok ama yüzey suyu yani Kırkgöz su havzasında sorun var. Kırkgöz su havzasının yüzde 20’si yer üstüne çıkar, yüzde 80’i ise denize karışır. Bu yüzde 20’lik yer yüzü suyunun yüzde 80’i kurudu. Kanallarda eskisi gibi su yok. Sulama suyunda, Kömürcüler, Yeniköy, Yağca, Çığılı, Yeşilbayır, Yediarıklara su gidiyordu. Bu yerlere su gitmiyor. Su gitmediği içinde Antalyalı bağını bahçesini serasını sulayamıyor. Önümüzdeki yıllarda daha kötü günler yaşayacağımızı tahmin ediyorum. Selimiye, Kovanlık, Ilıca, Karataş köylerinde şimdilik bir sorun yok. Biz yeraltı su kaynaklarından besleniyoruz. Kırkgöz ise yüzey suyu. Yüzey suyundan faydalananlar şu an sıkıntı içerisinde daha da sıkıntıya girecek. Kırkgöz gölü dediğimiz o göl neredeyse kurudu. Kamulaştırma adı altında millete para verilse de milletin tarlasının değeri muazzam şekilde kayboldu. Doğa ve su kaynakları zaten ortada. Doğalgaz santrallerinin bitkiye, ağaca zarar verdiğini söylüyor. Köyümüzde bazı zeytin ağaçları periyodik şekilde kurudu. Bu santralden mi yoksa başka bir sebepten mi uzmanlar bunu araştırmalı” dedi.

 

 “DEBİSİ YÜZDE 40 AZALDI”

İçme suyunu ve tarımsal sulamayı zehirleyen santrale en çok karşı çıkan ve o dönemde Antalya İl Genel Meclisi Songül Başkaya ve Metin Yaraşçı ile dava açan dönemin Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Vahap Tuncer Akdeniz Gerçek’e yaptığı açıklamada, “Şu anda da Kırkgöz su kaynaklarının o yıllara göre debisi yaklaşık 5'te 2 oranında düşmüştür. Giderek de yaşanan küresel ısınma sebebiyle azalacağı öngörülmektedir. Maalesef haklı çıkmanın sevincinde yaşayamıyoruz. Çünkü bu durumdan bütün Antalya etkilenecektir. Antalya şu anda enerji ve su ikileminde bırakıldığı zaman Antalya'nın öncelikli ihtiyacı, öncelikli sorunu sulama sıkıntısında ve kent içme suyunda yaşayanlar sıkıntılardır. Şu anda Antalya'nın önceliğine su teşkil etmektedir. Gelecek 10 yıl içerisinde eğer gerekli önlemler alınmazsa ve küresel ısınma bu şekilde devam edecek olursa Antalya'nın tarımsal açıdan, kent suyu açısından ciddi sıkıntılar yaşayacağını bazı araştırmalar ortaya koyuyor” dedi.

“YILLAR ÖNCE UYARDIK YİNE UYARIYORUZ”

Tuncer, “Yer altı su kaynakları kirletiyor tarımsal verimlilik düşüyor. O tarihlerde Antalya'daki meslek odaları Kırkgöz su kaynaklarının kullanılarak burada doğalgazdan elektrik üretilmesi projesinin yanlışlığını dile getirmiştik. Kamuoyunda da çok geniş bir şekilde yer almıştı. O zaman bu projeye karşı çıkanlar, güç odakları tarafından Ergenekoncu ilan edilerek kara listeye alınmıştı ama o bugünlerin geleceği o zamandan belliydi.  Bu kapsamda geçmişte kuruluş yerinin yanlışlığını dile getirdiğimiz AKSA santralinin bence çok daha fazla gecikmeden yer değiştirilmesi ve Kırkgöz kaynaklarının kentin içme suyu olarak kullanılmasına geçilmesine bir fayda vardır. Aksi takdirde, bazı şirketlerin enerji elde etmek için kullanılan bu tesis kentteki insanların sorunlarının büyümesine neden olacak ve kent çok ciddi bir anlamda su sıkıntısıyla karşı karşıya gelecektir. Yıllar önce dile getirdiğimiz bu yanlışın en azından bugün düzeltilmesi kentin ve kamunun yararına olacak diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Arda KIR