“5 Nisan Avukatlar Günü” dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, “5 Nisan yargının kurucu gücü olan Avukatların günüdür. Önceleri coşku ve umutla kutladığımız avukatlar gününü bugünlerde görev bilinci ile kutlar hale geldik. Adalet sisteminde baş aşağı gidiş devam ederken, koyu bir baskı, yok sayılma ve ekonomik kuşatma ile karşı karşıya bulunmaktayız. Toplumsal güvenimizin yeniden tesisi, güzel günler için hemen şimdi adalet diyoruz! Adalete ve avukata bir gün herkesin ihtiyacı olacaktır. Avukatların dilini kesmeli diyen Napolyon’un tutuklandığında ilk işi avukat talep etmek olmuştur. Günümüz adalet ve barışın günüdür. Her şeye rağmen tüm avukatların gününü umutla, inançla kutluyoruz” denildi
“NİTELİKSEL DÜŞÜŞ HIZLANDI”
Antalya
Barosu Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Son 20 yıl içerisinde hukuk
fakültesi sayısı yaklaşık on kat arttı. Önemli bir kısmı yetersiz koşullarda
eğitim veren bu hukuk fakültelerden binlerce kişi mezun edilerek niteliksel
düşüş hızlandırılmıştır. Mezun olanlar kendi kaderlerine terk edildi. 1 yıl
süren zorunlu staj dönemine ilişkin stajyer meslektaşlarımıza herhangi bir hak
verilmedi. Bu süre içerisinde meslektaşlarımızın asgari ihtiyaçlarını nasıl
giderecekler mevzu bile olmadı. En basitinden ulaşımda indirim ya da adliye
yemekhanesinden indirimli yemek temin etme talebimiz bile karşılık görmedi.
Ülkeyi yönetenler hesapsızca hukuk fakültesi açarken, mezun olan insanların
geleceğine ilişkin hesap yapma gereği duymadı. Ekonomik zorluklara mücadele
etmek zorunda kalan avukatlar, hak ve özgürlük mücadelesindeki etkin rolünden
uzaklaştırılmak isteniyor. Avukatların ekonomik abluka altında olması, ekonomik
bağımsızlığını kaybetmesi yargı bağımsızlığının kaybedilmesinin önemli
sebeplerinden birisidir. Ve biz bu gerçeği her an içimiz acıyarak
hissetmekteyiz” denildi.
“CÜBBELERE ADALETİN SİMGESİ BEYAZ KURDELE”
Açıklamanın
devamında şu ifadelere yer verildi: “Adaletin olmadığı yerde Avukatın
kutlayacak bir günü olduğunu da kabul etmiyoruz ve ama her şeye rağmen umutla
ve inançla günümüzü kutlamaya devam edeceğiz. Bugün cübbelerimize beyaz
kurdeleler taktık. Bu beyaz kurdele, adaletsizliğe karşı adaletin simgesidir.
Yitirilen bir değer ya da canı anmak için takılan siyah kurdelenin aksine,
ölmesine izin verilmeyecek, can çekişen bir şeyi hayata döndürme isteğinin
göstergesidir. Biz Beyaz Kurdeleli Avukatlar, bu ülkeye adaletin geleceğine
dair inancımızı hiç yitirmedik. Bunun adına umut demiyoruz, zira umut,
başkasından sizin adınıza iyi bir şey yapmasını beklemektir. Biz bunun adına
inanç diyoruz. Çünkü kendimize de halkımıza da inanıyor ve güveniyoruz.”
“HALKIMIZ ADALETİ ÖZLEDİ”
“Biliyoruz
ki halkımız da adaleti ve demokrasiyi, insan yerine konmayı, insanca yaşamayı
bizler kadar özledi. Biz adalet ararken, kadınları, çocukları, doğayı,
dereleri, hayvanları, dağı, ormanı, zeytini, tüm dezavantajlı grupları, yani
yaşama dair, insana dair, hak ve özgürlüklere ilişkin her değeri savunmaya
devam edeceğiz. Romalılar, bir ölünün arkasından "öldü" demezdi; “Yaşadı”
derlerdi. Biz adaletin arkasından “yaşadı” diyeceklerden de değiliz. Yaşayacak,
yaşamak zorunda... Zira bizim yaşamamız, çocuklarımızın yaşaması ekmek kadar,
su kadar, nefes kadar Adaletin ve Demokrasinin yaşamasına bağlıdır. Bu beyaz
kurdelelere iyi bakın. Siyah cübbeleri içindeki bu Beyaz Kurdeleliler sizin için
adalet isteyen kişilerdir. Devlete, sisteme, kurumlara, kişilere güven ancak adaletli
iseler mümkün olabilir. Siz de toplumun geri kalanına, devlete, hâkimlere,
meslek mensuplarına, esnaflara karşı bir güvensizlik hissediyorsanız, aslında
siz de bizim gibi adalet isteyen ve adalet arayanlardansınız.”
“UMUTLA, İNANÇLA KUTLUYORUZ”
“Toplumsal
güvenimizin yeniden tesisi, güzel günler için hemen şimdi adalet diyoruz! Adalete
ve avukata bir gün herkesin ihtiyacı olacaktır. Avukatların dilini kesmeli
diyen Napolyon’un tutuklandığında ilk işi avukat talep etmek olmuştur. Günümüz
adalet ve barışın günüdür. Her şeye rağmen tüm avukatların gününü umutla,
inançla kutluyoruz.”
Fadime Yiğit