-İnsanları
Zombi’ye dönüştüren Flakka’nın iradesi zayıf insanları etkisi altına aldığını
kaydeden bağımlılık danışmanı İsa Altun, “Bu uyuşturucunun ülkemizde
yayılmaması için tedbirleri sıklaştırmak, toplumu bilgilendirmek zorundayız” dedi.
-Altun, Flakka adı verilen hapın banyo tuzunda da bulunan amfetamin benzeri bir kimyasal sentetik uyuşturucu olduğunu hatırlatarak, “Bu hapı kullanan kişi bir evsizin yüzünü yerken yakalandı, diğer bir kişi ise oda arkadaşının beynini yedi” diye konuştu.
1991 yılından
bu yana Emniyet Genel Müdürlüğünün bünyesinde birçok ilde görev alan, mesleği
bıraktıktan sonra da bağımlılık danışmanı olarak belediyelerde, üniversitelerde
ve sivil toplum kuruluşlarında ailelere yönelik görsel sunumlu konferanslar
veren İsa Altun, “Zombi Hapı”
diye anılan Flakka konusunda çok önemli uyarılarda bulundu.
UYUŞTURUCU TRAFİĞİNDE TRANSİT ÜLKEYİZ
Türkiye’nin
coğrafi konumu ve genç nüfusu sebebi ile uyuşturucudan doğrudan etkilenen
ülkeler arasında bulunduğunu hatırlatan Altun, “Asya’da üretilen eroin
maddesinin batı ülkelerine nakli, Avrupa’da üretilen sentetik uyuşturucu ve ara
kimyasalların ise Arap Yarımadası'na seyrinde transit ülke olmamız, bu konudaki
handikapı ortaya koymaktadır” diyerek konunun ciddiye alınması gerektiğine
dikkat çekti.
TÜM DÜNYAYI TEHDİT EDİYOR
Uyuşturucunun tüm
dünyayı olduğu gibi ülkemizi de tehdit eden en önemli sorunlardan birisi
olduğunun altını çizen Altun, “Gerek günümüz gençliği gerekse gelecek nesiller
için taşıdığı risk ve tehlike, sorunun boyutlarını net olarak göstermektedir.
Uyuşturucu suçlarının, terör örgütlerinin finans kaynağı olduğu yönündeki
tespitler ise ülkemizin mücadelesini sürdürdüğü bu iki insanlık suçunun
bağlantısını ortaya koymaktadır. Uluslararası raporlarda; yılda yaklaşık 1,6
trilyon ABD Dolar’ı kara paranın dünya genelinde aklandığı ve bu miktarın 320
milyar ABD Dolar’ının uyuşturucu kaçakçılığından elde edilmekte olduğu yer
almaktadır. (UNODC ve IMF, 2012). Avrupa uyuşturucu pazarının 2013 yılındaki
değeri, 24 milyar Avro olarak tahmin edilmiştir. (EMCDDA, EUROPOL). Birleşmiş
Milletler (BM) yetkililerine göre uyuşturucu kaçakçılığından elde edilen gelir
tek başına uluslararası yasal ticaretin yaklaşık yüzde 8’ine denk gelmektedir”
dedi.
ARKADAŞININ BEYNİNİ YEDİ
Son günlerde
Flakka’nın (Zombi Hapı) çeşitli videolar ve haberlerin gündeme geldiğini ve
büyük bir telaş yarattığını vurgulayan Altun, “ABD uyuşturucu Madde Araştırma
Enstitüsü, Flakka'yı ( zombi hapı ) 'beyaz ya da pembe kristal tüpte satılan ve
çok kötü kokan bir uyuşturucu madde' olarak tanımlıyor. Zombi hapı ilk olarak
2011 yılında Amerika’da görüldü. Hapı kullanan bir kişi bir evsizin yüzünü
yerken yakalandı, diğer bir kişi ise oda arkadaşının beynini yedi. Bu uyarıcı,
uzun süre Amerika'da yasal olarak satıldı. İçindeki maddelerin kullanım oranı,
yasal sınırların altındaydı. Bu uyuşturucu maddeyi kullanan kişiler ilk olarak
kalp atışında hızlanma, duygularda ani değişim yaşıyor ve ardından halüsinasyonlar
görmeye başlıyor. Genellikle Çin'de üretilen ve zombi hapı ya da
alpha-pyrrolidinopentiophenone (alpha-DDP) olarak adlandırılan bu uyuşturucu
maddeyi kullananlarda kalıcı psikolojik sorunlar oluşuyor; hatta kalp krizine
bile geçirebiliyorlar. Rusya menşeili olan ve ilk kez Amerika'da ortaya çıkan
ve "Zombi Hapı" denilen uyuşturucu son zamanlarda hızla yaygınlaştı.
Flakka adı verilen ve Zombi Hapı olarak bilinen sentetik
uyuşturucunun etkisiyle garip davranışlar sergileyen insanların görüntüleri şu
günlerde sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri. Flakka adı verilen
hap, banyo tuzunda da bulunan amfetamin benzeri bir kimyasal sentetik
uyuşturucu madde. Sentetik uyuşturucu piyasada bulunan çok daha kötü etkilere
sahip diğer uyuşturucu maddelerine alternatif olarak üretilse de etkileri bir
hayli farklı. İnsanları zombiye dönüştüren bu uyuşturucu iradesi zayıf
insanları etkisi altına alıyor ve uzmanlara göre bonzaiden bile tehlikeli. O
yüzden bunun ülkemizde yayılmaması için tedbirleri sıklaştırmak, çocuklarımızı
ve ailelerimizi bilgilendirmek durumundayız”
diye konuştu.
++++++
AB ÜLKELERİNDEN FAZLA
EROİN ELE GEÇİRİLDİ
Emniyet Genel
Müdürlüğü 2016 Raporu’na göre Türkiye genelinde 2015 yılında toplam 73 bine yakın uyuşturucu
olayı meydana geldiğini ve olaylarda toplam 108 şüphelinin yakalandığını
hatırlatan Altun, şöyle konuştu:“Türkiye’de 2015 yılında 12.271 eroin olayı
gerçekleşmiş, bu olaylarda 19.650 şüpheli yakalanmış ve 8.294 kg eroin maddesi
ele geçirilmiştir. 2015 yılı eroin olay sayısında, 2014 yılına göre yüzde 75,1
oranında artış gerçekleşmiştir. Eroin olay sayılarında 2015 yılında yaşanan
artışla birlikte şüpheli sayılarında da bir önceki yıla göre yüzde 67,3
oranında artış gerçekleşmiştir. 2015 yılında ele geçirilen eroin miktarındaki
düşüşün nedeni, dünya genelinde afyon üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 38
azalma göstererek 1990’lı yılların sonlarındaki seviyelere gerilemesinden
kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. 2014 yılı içerisinde Avrupa Birliği
üyesi ülkeler ile Norveç’te toplam 8,9 ton eroin ele geçirilirken, sadece
Türkiye’de 12,7 ton eroin ele geçirilmiştir. (2016 Avrupa Uyuşturucu Raporu).”
ESRAR YÜZDE 49 İLE EN ÜSTTE
“Türkiye’de 2015
yılında 35.892 esrar olayı gerçekleşmiş, bu olaylarda 53.018 şüpheli yakalanmış
ve 53.682 kg esrar maddesi ele geçirilmiştir. Türkiye’de gerçekleşen uyuşturucu
olaylarının yüzde 49,1’i esrar olayıdır. 2015 yılında bir önceki yıla göre yüzde
26,16’lık bir düşüş yaşanmıştır. Esrar olay sayısında 2015 yılında yaşanan
düşüş ile birlikte şüpheli sayısında da bir önceki yıla göre yüzde 28,36
oranında düşüş gerçekleşmiştir. 2015 yılında esrar yakalama miktarında bir
önceki yıla göre yaşanan düşüş yüzde 56,36 oranında gerçekleşmiştir. Türkiye’de
2015 yılında 988 kokain olayı gerçekleşmiş, bu olaylarda 1.500 şüpheli
yakalanmış ve 556 kg kokain ele geçirilmiştir. Türkiye’de 2013 ve 2014
yıllarında kokain olay sayılarında bir azalış görülmekte iken 2015 yılında bir
önceki yıla göre yüzde 26,02 oranında artış yaşanmıştır. 2015 yılı olay ve
şüpheli sayılarındaki artış, yakalama miktarına da yansımıştır. 2015 yılında
ele geçirilen kokain miktarında bir önceki yıla göre yüzde 41,48 oranında artış
gerçekleşmiştir.”