Antalya 2. İdare Mahkemesi’nde Antalya Barosu ile Halil
Bursa, Adem Öz, Osman Yılmaz, Cengiz Şahin, Asım Tekin, Murat Demir, Ali
Bulut’un açtığı davada 2020/567 esas nolu Antalya’nın Korkuteli İlçesi Kargalık
Mahallesi’ndeki yaklaşık 25 hektarlık alanda açılmak istenen mermer ocağına
karşı köylünün ve Antalya Barosu’nun açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı
çıktı.
Korkuteli’nde çevresi meyve bahçesi olan ve ormanı da kapsayan alanda İZ-KO Mermer Maden Mobilya Dekorasyon Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılması planlanan II-b grubu maden (mermer) ocağı projesi ile ilgili olarak Antalya Valiliği’ne sunulan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) dosyasında firmanın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Mülga Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden 09.08.2018 tarihinde 09.08.2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere 201801365 ruhsat numarası ve 3373137 erişim numarası ile II-B Grubu Arama Ruhsatı aldığı öğrenildi.
Dosyadan alınan bilgiye göre 99,95 hektarlık ruhsat sahasının 24,91
hektarlık kısmında 300.000 m3/yıl parça ve blok mermer çıkarılması planlanıyordu.
BİLİRKİŞİ RAPORUNDAKİ TESPİTLER DİKKATE ALINDI!
26 Kasım 2020 Tarihli bilirkişi raporunu değerlendiren
Antalya 2. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararında “…orman alanında
yapılan dava konusu mermer ocağı işletme faaliyetinin orman alanlarının
biyolojik çeşitliliğine, ormanın yapısına, toprak ve su rejimine zarar
vereceği, faaliyet sahasının çalışmasının; özellikle 5 bin dekar meyve
ağaçlarının bulunduğu kapama meyve bahçelerinin sulanmasında önem arz eden
yeraltı suyu kaynaklarının azalmasına, bunun sonucu olarak içme suyu, kullanma
suyu ve ovadaki tarım alanlarının sulanmasına önemli boyutta etki ederek,
bitkisel üretimin azalmasına, kalitenin düşmesine, üretim maliyetlerinin
artmasına ve geçimini tarımdan kazanan çiftçilerin refah seviyesinin azalmasına
sebep olacağı, mermer ocağından mermer naklinin; söz konusu meyve bahçeleri
arasından ana yola kadar taşımacılığının yapılmasının tarımsal açıdan uygun
olmayacağı, yapılması planlanan mermer ocağı projesi kapsamında çalışma
alanının 24,91 hektar olduğu dolayısıyla 25 hektardan daha küçük bir çalışma
alanını kapsadığı, aynı işletme hakkında daha önce verilmiş ÇED gerekli
değildir kararının bulunmadığı ve ÇED Yönetmeliği Ek II listesi kapsamında
seçme ve eleme kriterlerine tabi projeler arasında yeraldığı, hazırlanan proje
tanıtım dosyasının formata uygun olarak hazırlandığı, işlemlerin mevzuata uygun
olarak yürütüldüğü, proje tanıtım dosyasında yer alan önlemlerin teknik olarak
uygulanabilir olduğu, fakat projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerin en
aza indirilmesi için alınması öngörülen önlemlerin daha detaylı irdelenmesi
gerektiği, faaliyet sahası yakınına 680 metre mesafede konut bulunması ve
nakliye güzergahında meyve bahçelerinin bulunması nedeniyle faaliyetin olumsuz
yöndeki etkilerinin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza
indirilmesi için alınabilecek önlemlerin daha kapsamlı olması gerekliliği,
belirlenen nakliye güzergahının özellikle 2,5 kilometrelik kısmı ile ilgili
alternatif çözüm önertilmesi gerektiği, mevcut haliyle PTD’nin yeterli olmadığı
anlaşıldığından tesis edilen dava konu işlemde hukuka uyarlılık bulunmadığı
sonucuna ulaşılmıştır” denilerek, davacıların yürütmeyi durdurma talebi
oybirliğiyle kabul edildi.
Mahkemenin 28 Aralık 2020 tarihli kararında faaliyetin
telafisi hayata geçmesi halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577
sayılı kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin
durdurulmasına itiraz yolu kapalı olmak üzere karar verildiği belirtildi.
Songül BAŞKAYA