AKP Genel Başkanı/Cumhurbaşkanının Meslek Odalarını Hedef Alması Demokrasi ile Bağdaşmamakta, Üyelerimizin Özgür İradesini Dikkate Almamaktadır
Ülkemizden, Kamu Yararı Uygulamalarından, Özerk Demokratik Mesleki Örgütlülüğümüzden Yana Olan Mücadelemiz Kararlılıkla Sürecektir
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, önceki gün partisinin MYK toplantısında yaptığı konuşmada, Ankara Barosu, Tabip Odaları ve Anayasa`nın 135. maddesi uyarınca kurulmuş olan bütün kamu kurumu niteliğindeki özerk meslek kuruluşları hakkında demokrasi ile bağdaşmayacak bir mevzuat değişikliğini tekrar gündeme getirmiştir.
Cumhurbaşkanlığının İnternet sitesinde "Baro ve Tabip Odaları Gibi Meslek Kuruluşlarının Seçim Usulleri" ara başlığı altında yayımlanan bilgi şöyledir: "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisinde başlanmış olan ve veya başlama kararı alınıp neticelendirmeyi bekleyen pek çok düzenleme bulunduğunu hatırlatarak, bunlardan birinin de barolar ve tabip odaları başta olmak üzere meslek kuruluşlarının seçim usullerinin yeniden belirlenmesiyle ilgili taslak olduğunu söyledi. Meslek kuruluşlarının seçim yöntemiyle ilgili düzenlemenin aciliyetine ve ehemmiyetine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Daha önceki yıllarda bu konuda bir hazırlık yapmış ve belirli bir seviyeye getirmiştik. Bu çalışmayı derhal yeniden ele almalı varsa eksiklerini tamamlayıp en kısa sürede Meclisin takdirine sunmalıyız. ( )` ifadelerini kullandı."
Gerçekte de önceki yıllarda, kamu kurumu niteliğindeki Anayasal özerk meslek kuruluşlarının kuruluş yasaları çerçevesindeki faaliyetlerinden, örgütlü toplum yapılarımızdan duyulan rahatsızlık nedeniyle Başbakan ve Cumhurbaşkanı sıfatıyla birçok açıklama yapılmış ve yasa değişikliği taslakları hazırlanmıştır.
Bu noktada öncelikle belirtmek isteriz ki demokratik yollarla ele geçirilemeyen özerk demokratik mesleki yapılar, seçim yöntemlerine müdahale ve diğer yollarla bertaraf edip işlevsizleştirmek ve tasfiye etmek istenmektedir. TMMOB, TTB ve Tabip Odaları, TBB ve Baroların yasal mevzuatlarının değiştirilmesi konusu, bu nedenle sürekli olarak gündeme getirilmektedir.
Yine öncelikle belirtmek isteriz ki bu Anayasal kuruluşlar; ülkemizin yeraltı-yerüstü kaynakları, kentleri, çevresi, doğası, suyu, toprağı, tarımı, peyzajı, yapıları, gıdası, ulaşımı, enerjisi, iletişim altyapısı, madenleri, malzemeleri, sanayisi, bilişim uygulamaları vb. tüm alanlarda korumaya çalıştıkları kamu-toplum yararı ölçütünün tasfiyesi ve her toplumsal alanın bilimsel, hukuksal, sıhhi normlardan arındırılması için hedefe konulmuştur.
Oysa bizlerin bu alanlardaki Anayasa kökenli kuruluş yasalarımız ve özerk kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu işlevlerimiz, Resmi Gazete`de yayımlanmış ana yönetmelik ve diğer yönetmeliklerimizle kamusal, hukuksal hükümlere bağlanmıştır. Bu nedenle tekrar tekrar gündeme getirilen mevzuat değişikliği girişimleri, iktidar uygulamalarında sıklıkla görüldüğü üzere hukuk, Anayasa ve demokrasi dışılığa dayanmakta; idari, hukuksal ve toplumsal normlara güveni azaltarak keyfiyet ve zorbalığa daha fazla kapı aralamaktadır.
Bugün ülkemizde yapılması gereken; hukuk, sağlık ve toplumsal yaşamın bütününü ilgilendiren mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı ve örgütlerini, kısaca Anayasal dayanağı olan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını hedef haline getirmek değil; evrensel normları demokratik bir şekilde benimsemek, yerleştirmek, geliştirmek ve ihlal etmemektir. Demokrasiye olan tahammülsüzlüğe ve meslek odalarının demokratik bir şekilde yapılan seçimlerine gösterilen tahammülsüzlüğe bir son verilmelidir.
Bizler, meslek disiplinlerimize ve örgütlerimize yönelik tasfiye edici politikalar ile ülke çapında izlenen belli kesimlerin çıkarına dayalı politikalar ve toplumsal muhalefetin sindirilmesi çabaları arasındaki bağların bilincindeyiz. Cumhuriyete, demokrasiye ve laikliğe olan inancımız tamdır. Bu nedenle; eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşlik, güvenceli çalışma yaşamı olmazsa olmazlarımızdır. Ayrıca sosyal hukuk devleti, planlama, sanayileşme, kalkınma, kamusal yarar, kamusal hizmet ve kamusal denetime yönelik mücadelemiz her koşulda sürdürülecektir.
Kamuoyunun bilmesini isteriz ki; Odalarımız ve TMMOB`ye yönelik tutumun nedenleri, ülkemizin emek sömürüsüne dayalı bir rant cumhuriyeti haline gelmesini eşitsizliğin bir argümanı olarak görüyoruz. Demokrasi ve laikliğin tasfiyesine karşı direncimiz ve bilimsel teknik gerekliliklere bağlılığımız devam edecektir.
İktidarların Meslek Odaları üzerinde oluşturmaya çalıştıkları tasarruflarını her zaman kamusal ve toplumsal yarar ölçeğinde dikkate alıp değerlendirmişizdir. Mesleki-bilimsel- teknik doğrulara dayanarak ülkenin en karanlık dönemlerinde bile çalışmalarımızı yürütmüşüzdür. TMMOB`ye bağlı meslek odaları olarak; Anayasal güvence, hukukun, insan haklarının ve demokrasinin evrensel normlarına bağlılığımız devam edecektir. Üyelerimizin demokratik iradelerinin ortaya koyduğu güçle, bundan sonra da antidemokratik uygulamalara karşı duracağımızın bilinmesini isteriz.
07.05.2020
Bilgisayar Mühendisleri Odası
Çevre Mühendisleri Odası
Elektrik Mühendisleri Odası
Fizik Mühendisleri Odası
Gemi Makinaları İşletme Mühendisleri Odası
Gemi Mühendisleri Odası
Gıda Mühendisleri Odası
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
İçmimarlar Odası
İnşaat Mühendisleri Odası
Jeofizik Mühendisleri Odası
Jeoloji Mühendisleri Odası
Kimya Mühendisleri Odası
Maden Mühendisleri Odası
Makina Mühendisleri Odası
Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası
Meteoroloji Mühendisleri Odası
Mimarlar Odası
Petrol Mühendisleri Odası
Peyzaj Mimarları Odası
Şehir Plancıları Odası
Tekstil Mühendisleri Odası
Ziraat Mühendisleri Odası