Veli-Der Antalya Şube Başkanı Tülin Koç, “Her eğitim öğretim yılında sorunlarımız katlanarak artıyor. Müfredat değişikliklerinden sınav sistemlerinde yapılan değişikliğe, eğitimin paralılaştırılarak kamusal bir hizmet olmaktan çıkarılıp metaya dönüştürülmesine, yasa yönetmelik değişikliklerinden protokollere, işbirliklerine eşit, laik, parasız, kamusal eğitimin kalan son kırıntıları yok ediliyor. Şura’nın ikinci adımı mesleki eğitim adı altında çocuk işçiliğinin yaygınlaştırılmasıydı. Ocak’ta mesleki eğitim merkezlerindeki kayıtlı sayı 159 bin iken bu sayı Kasım 2022’de 1 milyonun üzerine çıktı. MEB’in açıkladığı son sayılarda da 1,5 milyonun üzerine çıkmış durumda. Son 1 yılda sadece MESEM’lerde 9 çocuk iş cinayetinde yaşamını kaybetti. MESEM’ler dışında da iki milyonu aşkın çocuk, çocuk işçi haline getirildi, yoksul aile çocukları okuldan koparıldı. Emekçilerin, halkın vergileri, emeği, alın teri ile emekçilerin çocukları sermaye için bedava iş gücü haline getirildi. Bizim ülkemiz biz velilerin çocuklarının eğitim hakkı için mücadele etmek zorunda bırakılan veliler ülkesi haline getirildi” dedi.
“LAİK EĞİTİMİ SAVUNUYORUZ”
Başkan Tülin Koç, “Salgında olduğu gibi depremde de çocuklar yalnız bırakıldı. Depremin yaşandığı 11 ilde 4 milyonu okul çağında olan yaklaşık 5 milyon çocuk kamusal eğitim için gerekli önlemler alınmadığı için sorunlarla baş başa bırakıldı. Devam zorunluluğu aranmadı. Yönetmelik eliyle deprem bölgesindeki çocukların devamsızlık takibi kaldırıldı. Okul dışına çıkıştaki vahim boyut bu şekilde gizlenmeye çalışıldı. Açıldığı ilan edilen okullarda da eğitim öğretim devam edemedi. Okullar uzun süre kapalıydı. Açıldığı açıklanan okullar arasında ağır, orta, hafif hasarlı binalar vardı ve sürekli devam eden artçılar nedeniyle yaşanılan haklı kaygılardan kaynaklı aileler çocuklarını okullara gönderemedi. Bu yıl da biz veliler için çocuklarımızın eğitim hakkı mücadelesi ile geçen bir yıl oldu. Çığ gibi büyüyen sorunlarımıza rağmen tüm çocuklarımızın hayalleri, umutları gerçek olsun diye eğitim sistemini ve toplumu kendi dünya görüşleri ve ihtiyaçları doğrultusunda dönüştürmek isteyenlere karşı bizler çocuklarımız için; eşit, kamusal, laik ve bilimsel bir eğitim verilmesini savunuyoruz. Laiklik yoksa demokrasi, adalet, özgürlük, insan hakları da yok” denildi.