CHP
Antalya Milletvekili Aydın Özer, on gün önce Kumluca ve Finike’de yaşanan dolu
felaketinde kırılan cam seraların sezonu kapattığını belirterek TBMM Genel
Kurulu’ndan Tarım Bakanına destek çağrısında bulundu. Özer, “Bir kez daha
gördük ki 40-50 yıllık cam seraların acilen plastik seralara dönüştürülmesi
gerek. Afetleri engelleyemeyeceğimize göre üreticimize gerçekten el uzatarak
ayağa kaldırmak lazım” diye konuştu. CHP’li Özer’in önceki gün Meclis kürsüsünde
yaptığı konuşmanın satır başları şöyle:
“DOLUNUN ZARARI 200 MİLYON”
“Bölgem
olan Antalya ili Kumluca ve Finike ilçelerinde yaşanan afet, 2 ilçede üretimi
vurdu. 2.031 üreticimiz afetten etkilendi. 7.875 dekarı Kumluca'da, 767 dekarı
da Finike’de olmak üzere toplam 8.642 dekar plastik ve cam sera zarar gördü. 2.625
dekarı Kumluca’da, 6.551 dekarı da Finike’de olmak üzere toplamda 9.176 dekar
bahçe afete maruz kaldı. Bu bahçelerin çoğu narenciye bahçesi ve nar bahçesi.
Her iki ilçede de çiftçilerimizin zararı 200 milyon TL civarında. Bu tespitler,
şimdiye kadar yapılabilmiş olanlar. Afetten etkilenen üreticilerimizin
başvuruları devam etmekte olup hasar tespiti çalışmaları devam etmektedir.”
“FAİZSİZ 2 YIL ERTELEME”
“Bakın, şimdi
bu bölgede cam seralardaki üretim bitmiş durumda; cam seraların tamamı doluyla
beraber bitmiş durumda, altındaki üretim de bitti, sezonu kaybettiler. Bu
üreticiler tesislerini kaybettiler, bunları ayağa kaldırmak lazım. Önümüzdeki
süreçte üretimi devam ettirmelerini sağlamak lazım. O yüzden özellikle Ziraat
Bankası ve tarım kredi borçları faizsiz en az iki yıl ertelenmelidir. Buradan
hem Hazine ve Maliye Bakanına hem Tarım ve Orman Bakanına sesleniyorum; bu cam
seralar plastik seraya dönüştürülmelidir. Artık kırk yıllık, elli yıllık cam
seralar üretim ömrünü tamamlamış durumda ve tarıma katkısı yok. En ufak bir
doluda, bu tür bir felakette plastik seraları tamamen kaldırma şansımız varken
cam seraları kaldıramıyoruz.
“TARSİM
ÜRETİCİNİN LEHİNE OLMALI”
“İktidar partisi ‘Çiftçiyi destekliyoruz’
diyor. Ben de çiftçi ailesinden gelen biri olarak, bunu gayet yakından
görüyorum. Biz aslında çiftçiyi tam desteklemiyoruz, çiftçiyi Avrupa
ülkelerindeki üreticilerle rekabet edebilir düzeye getiremiyoruz. Afetleri
engelleyemeyeceğimize göre, tarım alanlarımızın mülkiyet sorunlarına
bakılmaksızın çiftçilerimizin ÇKS ile TARSİM’e dâhil olmaları sağlanmalıdır.
Sigorta primlerinin yüzde 50’sini devlet bütçeden ödüyor, geriye kalan yüzde
50’yi de çiftçi kendisi ödüyor ama görüyoruz ki çiftçi, kendisine düşen TARSİM
sigorta primi çok yüksek olduğu için TARSİM sigortasından imtina etmeye
başlıyor. Sigorta primlerinin üretecinin ödeyebileceği miktarda düzenlenerek
makul seviyeye çekilmesi sağlanmalıdır. Mülkiyete bakılmaksızın bütün tarım
alanlarının ÇKS’ye dâhil olmasını ve kayıt altına alınmasını bir an önce
sağlamak için sistemde yeni bir düzenlemeye gidilmesine ihtiyaç vardır. Özetle,
TARSİM sigorta sisteminin üretici lehine çalışılabilir konuma getirilmesi
gerekmektedir.”
Haber
Merkezi