Gündoğmuş
Koordinasyon Merkezi’ne yardım götüren ve yangın yerinden, tarım alanları ve
hayvancılık faaliyetleri üzerine bilgi veren Başkan Şahin, “Tarım alanlarını
çiftçiler hemen kullanabilirler. Gezip gördüğümüzde seraların naylonlarının
yandığını tespit ettik. Hemen sera naylonlarının yenilenmesi, sulama damlama
borularının çekilmesi, ilaç, gübre desteği sağlanması gerek. Çiftçiyi en
azından şu anda ekonomik kaygıyı yaşarken, bir de borçlandırıp da kazanç
sağlayamayacağı yükün altına sokmamalıyız. Gerek devlet, gerek yerel yönetim,
gerek yurttaş hep birlikte destek vermeli. Her şeyden önce bu bir vatan
sevgisi. Bunun bir siyaseti yok” dedi.
“EKONOMİK GÜÇLERİ YOK”
“CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK YANGINI”
“Antalya
yangınlarından ziyade alanının önemini vurgulamamız lazım” diyen Başkan Şahin
yaptığı açıklamada şu bilgileri aktardı: “55 bin hektarı buldu neredeyse. Çok
büyük bir alan. Nereden baksanız 60 km uzunlukta bir alan etkilendi. Cumhuriyet
tarihinde 37 bin yangın olduysa, bu en büyüğü diyebilirim.”
“PENCEREYE DIŞARIDAN BAKMAK LAZIM”
“Yangın
daha çok dağın eteklerinde, şehre inmemiş, seraların yoğun olduğu bölgelere intikal
etmemiş, ama 500 dekarlık muz serası zarar görmüştür. Seradan ziyade
hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimiz daha çok mağdur olmuştur. Çünkü ahırları,
ağılları, çiftlikleri yandığı gibi hayvanlarını da kaybettiler. Burada şunu
söylemek gerekiyor hayvancılık ve bitkisel üretim anlamında bir kayıp var. Ama
bir taraftan bu insanların yaşam alanları da yandı. Bir taraftan, arazileri
yandı, hayvanları yandı, ahırları yandı, seraları yandı ama evleri de yandı.
Pencereye biraz dışarıdan bakmak lazım.”
“DEVLETİN BÖLEREK HAREKET ETMEMESİ GEREKİYOR”
“Burada
bir kaygı var. Burada devlet kademesi özellikle TARSİM’de TKS kayıtlarına göre
kontrol ederken bir taraftan da yerel yönetimler, belediyeler nezdinde herkese
objektif, şeffaf bir şekilde yardım etmeye çalışılmalı. Aslında burada devletin
bölerek hareket etmemesi gerekiyor. Oradaki yurttaşların arazilerinin sigortalı
ya da değil diye bakmak, herkese eşit mesafede yaklaşmak, evi yanmışsa, ocağı
tütmüyorsa bunların her birine aynı şekilde destek olunması gerekiyor. Bu
ayrımcılığı da mutlaka vurgulamamız lazım.”
“SUYUN TAŞINMASI GEREKİYOR”
“Ormana
sınır, ormana yakın olan yerleşim yerlerinde, köylerde hatta şehirlerde, tehdit
altında olan her yerde mutlak suretle suyun taşınması gerekiyor. Kuraklıkla
alakalı sıkıntı yaşadığımız bu süreçte Türkiye’nin her tarafında sadece
Antalya, Manavgat için değil, su depoları yapılmalıdır. Eğer oralarda sondaj
kurulursa ya da kuyular açılırsa, havuzlar yapılıp da su deposu şeklinde
depolar yapılırsa ilk müdahale yapılabilir. Veyahut da yangınları yaşadığımız
bu üç aylık yaz döneminde itfaiye araçları orada nöbet tutabilir. Bu süreçte bu
önlemlerin alınması gerekiyor. Bunların hepsinin başına suyu yazmamız
gerekiyor. Oralarda belli bir su olsaydı, ilk yangın çıktığında söndürülür ve belki
bugün ki kayıpları yaşamazdık. Bu da bize ders olmalı.”
“MALZEME TEDARİK ETTİK”
Başkan Şahin
“Bizler de Ziraat Mühendisleri Antalya Şubesi olarak, şu anda Gündoğmuş
Koordinasyon Merkezi’ne 100’lerce tırmık, kazma, kürek, sulama boruları ve çiftçinin
kullanabileceği malzemeleri tedarik ettik ve teslim ettik. Biz de bir nebze de
olsa yardım etmeye fayda sağlamaya çalıştık” şeklinde konuştu.
Fadime YİĞİT