Her yıl 8 Eylül’de kutlanan Uluslararası Okuryazarlık Günü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 1967’den bu yana düzenleniyor. Bu gün, okuryazarlığın temel insan hakları arasında yer aldığını vurgulamak ve bu alanda küresel farkındalığı artırmak amacıyla belirlenmiştir. UNESCO, okuryazarlığın karşılıklı anlayış, sosyal uyum ve barışın teşvik edilmesinde kritik bir rol oynadığını belirtiyor.
UNESCO verilerine göre, dünya genelinde 754 milyon yetişkin okuma yazma bilmiyor ve bu kişilerin büyük bir kısmını kadınlar oluşturuyor. 250 milyon çocuk ise temel okuryazarlık becerilerini edinemiyor. 1979 yılında dünya okuryazarlık oranı yüzde 68 iken, bugün dünya nüfusunun yüzde 86’sının okuma yazma bildiği tahmin ediliyor. Ancak, Kovid-19 salgını sırasında eğitime erişimde yaşanan kısıtlamalar, okuryazarlık seviyesinde gerilemeye yol açtı.
Cinsiyet Eşitsizliği ve Okuryazarlık
Dünya genelinde okuma yazma bilmeyen 754 milyon yetişkinin neredeyse üçte ikisi kadınlardan oluşuyor. 15 yaş ve üzeri erkeklerde okuryazarlık oranı yüzde 90 iken, kadınlarda bu oran yüzde 82,7 olarak ölçülüyor. Bu eşitsizlik, erkeklerin çalışmaya giderken kadınların ev işleriyle ilgilenmesi gereken az gelişmiş ülkelerde daha belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor.
Gelişmiş ve Az Gelişmiş Ülkeler Arasındaki Farklar
Gelişmiş ülkelerde okuryazarlık oranı genellikle yüzde 96 veya daha yüksek seviyelerde bulunurken, az gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 65 civarındadır. En düşük okuryazarlık oranlarının görüldüğü ülkeler, aynı zamanda dünyanın en yoksul bölgelerinin bulunduğu Güney Asya, Batı Asya ve Sahra Altı Afrika'da yer alıyor. Bu ülkelerde, ekonomik zorluklar nedeniyle çocuklar okula gitmek yerine çalışmak zorunda kalabiliyor.
Dijital Okuryazarlığın Önemi
Dijitalleşen dünyada, okuryazar olma tanımı da değişiyor. Dijital okuryazarlık, akıllı telefonlar, tabletler, dizüstü bilgisayarlar gibi cihazlar aracılığıyla bilgiyi bulma, anlama, analiz etme, üretme ve paylaşabilme becerileri olarak tanımlanıyor. UNICEF, çocuklar için dijital okuryazarlığa daha fazla odaklanılması gerektiğini belirtiyor. Dijitalleşme ve teknolojik gelişmeler, eğitimde yeni olanaklar sunarak, özellikle savaş, çatışma veya afetlerden etkilenen çocuklar için eğitim imkanlarını artırıyor.