Lahey - Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Filistin topraklarında suç işlediği iddia edilen İsrailli yetkililer hakkında yargı yetkisine sahip olup olmadığı konusunda uluslararası tartışmalar devam ediyor. UCM üyesi bazı ülkeler, Mahkeme'nin Roma Statüsü uyarınca Filistin topraklarında suç işleyen İsrailli yetkililer hakkında yargı yetkisine sahip olduğunu savunuyor. İspanya, İrlanda, Kolombiya, Brezilya, Filistin, Güney Afrika, Bangladeş, Bolivya, Komorlar ve Cibuti gibi ülkeler, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı çıkarılması talebini UCM'ye iletti.
Bu ülkelerin ortak beyanında, Güney Afrika, Bangladeş, Bolivya, Komorlar ve Cibuti, UCM'nin Roma Statüsü'nün 58. maddesi uyarınca tutuklama emri çıkarma yetkisine sahip olduğunu belirtti. Kolombiya, UCM'nin işgal altındaki topraklar da dahil olmak üzere Filistin topraklarında işlenen eylemler üzerinde yargı yetkisine sahip olduğunu savunurken, Brezilya Oslo Anlaşmaları'nın UCM'nin Filistin'deki durum üzerindeki yargı yetkisini engellemediğini belirtti.
Şili ve Meksika, Oslo sürecinin UCM’nin İsrailli yetkililer aleyhine yapacağı yargılamaları engellemediğini iddia etti. 19 Birleşmiş Milletler (BM) raportörü ve uzmanı da UCM'nin İsrailli yetkililer hakkında yargılama yetkisine sahip olduğunu ve Netanyahu ile Gallant hakkında soruşturma yürütülebileceğini belirtti.
Karşıt Görüşler
ABD, Almanya, Çekya ve Macaristan, UCM'ye sundukları beyanlarda İsrail’in tezlerini savundu. ABD, Oslo Anlaşmaları kapsamında İsrail vatandaşları tarafından işlenen fiiller üzerindeki münhasır yargı yetkisinin İsrail'de olduğunu ve UCM'nin soruşturmayı bu ülkenin yerel kurumlarına bırakması gerektiğini belirtti. Çekya ve Macaristan, Oslo Anlaşmaları'nın, Filistin’in ve dolayısıyla UCM’nin İsrailli yetkililer üzerindeki yargı yetkisini kısıtladığını ileri sürdü. Almanya ise, İsrail'in suçları kendi içinde soruşturması için UCM'ye zaman vermesi gerektiğini iddia etti.
STK ve Hukukçuların Görüşleri
Londra, New York ve Ottowa merkezli Yahudi kuruluşları, UCM’nin İsrailli yetkililer hakkında yargı yetkisi olmadığını savunurken, Filistin destekçisi sivil toplum kuruluşları ve Arap Ligi, İsrailli yetkililerin UCM'de yargılanabileceği görüşünü savunuyor.
UCM'nin Muhakeme Kuralları’nın 103. maddesi uyarınca, yargılamanın herhangi bir aşamasında bir devlet, kuruluş veya kişi, yazılı veya sözlü olarak görüş bildirme hakkına sahip. Bu usul, dava hakkında karar vermeden önce alınan bilgi içerikli beyanlar anlamına geliyor. Amicus Curiae (mahkemenin arkadaşı) olarak adlandırılan bu usul, birçok ülke ve kuruluş tarafından Mahkemenin vereceği kararı etkilemek amacıyla kullanılıyor. UCM, daha önce eski Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir hakkındaki dava ve Filistin topraklarındaki yargı yetkisine ilişkin, bu usulün uygulanmasına izin vermişti.