Antalya
KESK Şubeler Platformu adına bir basın açıklaması yapan TÜM BEL-SEN Antalya
Şube Başkanı İlhan Karakurt, ülkemizde önümüzdeki yıl yapılacak olan yerel
yönetim seçimlerin çok tartışmalı olacağını iddia etti.
Karakurt,
haksız, tartışmalı ve demokratik olmayan koşullarda yapılan seçim sonucunda tek
adam-tek parti yönetiminin mevcut anayasayı rafa kaldırdığını iddia ederek,
“Halkın iradesi olarak nitelendirilen meclisin devre dışı bırakıldığı, yargı
bağımsızlığının ortadan kaldırıldığı, insan hak ve özgürlüklerinin ayaklar
altına alındığı bir yönetim tarzının siyaseten devletin tüm kurumlarına egemen
olduğu ve halkın gündelik yaşamını doğrudan etkileyen ekonomik krizin ağır ve
yıkıcı etkilerinin her alanda açıkça hissedildiği koşullar altında yerel seçimlerin
yapılacak olması daha şimdiden bu seçimleri ve sonuçlarını tartışmalı hale
getirmiştir. Bir taraftan ‘Millet iradesi’ esastır denilirken, diğer taraftan
halkın kendi iradesi ile seçtiği yüzlerce belediye başkanının, meclis üyesinin görevden
alınarak yerlerine ‘kayyum’ atanması ve ‘kayyum’ uygulamasının yasal hale
getirilmesi 2019 Mart ayında yapılacak olan yerel seçimler sonucunda seçilen
Belediye Başkanları ve meclis üyelerini doğrudan tehdit etmektedir” dedi.
ÇALIŞANLAR MARABA GİBİ
Antalya’nın
tek adam yönetimine ihtiyacı olmadığını kaydeden Karakurt, “Kamusal hizmetler
niteliksiz ve paralı hale getirilmiştir. Belediyeler bir şirket, çalışanlar ise
bir maraba gibi yönetilmektedir. Ülkemizde olduğu gibi, belediyelerde de demokrasinin
mezar kazıcısı olan ‘tek adam’ yönetim tarzına bizlerin ve Antalya’nın ihtiyacı
yoktur. Kentimizin havasını, suyunu, denizini, toprağını, dağını ve taşını
yağma ve talan havzaları olarak değerlendiren AKP iktidarının Antalya
Büyükşehir Belediyesine ne kadar önem verdiği hepimizin malumudur. Dolayısıyla,
Antalya aslında sadece Antalya değildir. Aynı zamanda Türkiye’nin de önemli bir
parçasıdır. Bu tespitten hareketle, Antalya Büyükşehir Belediyesini kazanmak,
Türkiye’deki demokrasi mücadelesine de büyük katkılar koyacaktır. Dolayısıyla, içerisinden geçtiğimiz
böylesine kritik ve zorlu bir süreçte Antalya’yı kazanmak için klasik bir taşra
yöneticisi kurgusuyla değil, başta sendikamız KESK olmak üzere kentimizin bütün
toplumsal dinamiklerine, seçim hazırlık çalışmalarının her aşamasında yer
açmak, alınacak tüm kararlaşmalara ortak etmek ve toplumsal asgari
müştereklerde ortaklığı esas alarak birlikte hareket etmelerini sağlayacak
adımları atmak inanıyoruz ki Antalya Büyükşehir Belediyesini AKP’nin elinden
kurtarmanın ve kentimizi yeniden kazanmanın ilk adımı olacaktır” diye konuştu.
EMEKÇİLER KÖLE Mİ?
Antalya
Büyükşehir Belediyesi’nin Menderes Türel döneminde, rant, yağma ve yolsuzluk
yanında kamu emekçilerine karşı faşizan uygulamaları ile keyfilik ve
hukuksuzluk açısından AKP’nin bir laboratuvarı haline geldiğini de iddia eden
Karakurt, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsan hakları ihlalleri, eziyet ve
cezalandırma karakterli görevlendirmeler, resmi raporlara ve mahkeme
kararlarına yansıyan keyfi personel politikaları ile mahkum edilen bu faşizan
yönetim biçiminden çok ama çok çektik. Şube Başkanı ve yöneticisi iki
arkadaşımız hukuksuz bir şekilde memurluktan alındı. Bir arkadaşımız kanserden,
bir arkadaşımız kalpten ve bir arkadaşımızda trafik kazasında hayatını
kaybetti. Yüzlerce arkadaşımız ekonomik, sosyal, psikolojik sorunlarla baş başa
bırakıldı. Birçok arkadaşımızın aile düzeni bozuldu. Kısacası, Menderes Türel
döneminde, Antalya Büyükşehir Belediyesi personele karşı baskı, zülüm yanında kanunsuzluk
ve suç merkezine dönüştü. Ancak, artık bu işkencenin, bu zulmün bir dönem daha
devam etmesine ne bizlerin ne de belediye emekçilerinin tahammülü yoktur. Kazanmanın
yolu bizlerinde içerisinde yer aldığı kentimizin tüm toplumsal dinamiklerini bu
demokrasi mücadelesinde paydaş ve ortak olarak değerlendirmek ve bunun asgari
gereklerini yerine getirmek için kolları şimdiden sıvamalı ve saflarımızı
belirlemeliyiz. Hayır platformu ve Adalet yürüyüşü sonuçları temel referansımız
olmalıdır. Aday tespit süreci dahil, demokratik, halkçı ve sosyal belediyecilik
ve yönetim anlayışının gereklerine bağlı olarak yürütülecek bir seçim çalışması
sonucunda Antalya Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerini demokratik
halkçı yönetimlerin kazanacağına inanıyoruz.” Görkem DELLAL