İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nin Millet İttifakı Genel Başkanlar Buluşması'nın açılış konuşmasını yapan Başkan Tunç Soyer, “İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi Türkiye’nin içinden geçtiği bu kritik anlarda Millet İttifakı’nın attığı tarihi adımlara İzmir’den yaptığımız gönülden bir katkıdır. Katkımızın içinde binlerce işçinin, çiftçinin, iş insanının alın terini ve ruhunu koyduk. Yüzlerce uzmanın birikimini koyduk. Umarım kabul buyurursunuz. Artık çok iyi biliyoruz; Bir şey değişecek, her şey değişecek” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, beşinci gününde sürüyor. “Geleceğin Türkiye’sini inşa ediyoruz” sloganı ve “Millet İttifakı Genel Başkanlar Buluşması” başlıklı oturumunda Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yanı sıra İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale katıldı.
Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları, genel başkan yardımcıları milletvekilleri, siyasi partilerin temsilcilerinin de katıldığı oturumun açılış konuşmasını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptı. Başkan Soyer’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“YÜZ YIL ÜLKELERİN TARİHİNDE ÇOK ÖNEMLİ BİR KİLOMETRE TAŞIDIR”
“Yüz yıl ülkelerin tarihinde çok önemli bir kilometre taşıdır. Onun için önce yüz yıl öncesinden bir hatırlatma yapmak istiyorum. Yüz yıl önce yine İzmir’de yangının üzerinden beş buçuk ay geçmiş, Lozan’da barış görüşmeleri kesilmiş, heyetler geri dönmüş, akıbetinin ne olacağı belli değil. Bütün ülke yanmış, yıkılmış; on binlerce insanımız savaşta canını kaybetmiş.
Yüz yıl sonra yine çok katmanlı krizler ülkesi haline gelmiş bir ülke. Ekonomik krizin bir enkazıyla baş başa. Üretimin dibe vurması, verimliliğin sona ermesi, gençlerin umutsuzluğu; yüzde 86’sı geleceğe dair hayallerin ne diye, ‘bir fikrim yok’ diye cevap verilen bir ülke, kadınların unutulmuşluğu, bu da yetmezmiş gibi 11 ilde büyük bir yıkım.
“İZMİRLİLER BİRLİKTE YAŞAMIN SİHRİNİ BULMUŞ, ŞİFRELERİNİ KEŞFETMİŞ, ÇOK SESLİ VE ÇOK RENKLİ BİR YAŞAM BİÇİMİNİ REFAHA DÖNÜŞTÜRMÜŞ”
Yüz yıl önce neden İzmir seçilmiş? Yüzlerce yıl boyunca bir liman kenti olarak birlikte yaşam kültürü konusunda büyük bir birikime sahip olması, Anadolu’daki birçok ilke imza atması, farklılıkların refah yaratan bir zenginlik unsuru olarak kullanılması, 8 bin 500 yıllık geçmişe sahip İzmir, tarih boyunca farklı uygarlıklar doğurmuş, İzmirliler birlikte yaşamın sihrini bulmuş, şifrelerini keşfetmiş, çok sesli ve çok renkli bir yaşam biçimini refaha dönüştürmüş. Bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk İzmir’i seçmiş.
Peki neden yeni bir devlet kurulurken, o devletin, cumhuriyetin iktisat politikalarını belirleme görevini Meclis’e vermemiş ya da uzmanlar heyeti oluşturmamış da Türkiye’nin her yerinden, Anadolu’nun her köşesinden 3 bin delegeyi o karlı kış koşullarında İzmir’e davet etmiş, bin 135 tanesi varabilmiş İzmir’e ve 16 gün süren iktisat politikalarını belirleme kongresine katılmışlar.
“TOPLUMUN KILCALLARINDAN BESLENEREK BİR GELECEK İNŞA ETMEYE KARAR VERDİK”
Biz de tam buradan yola çıktık. Toplumun kılcallarından beslenerek bir gelecek inşa etmeye karar verdik. 180 kurumdan oluşan çiftçi, işçi, sanayici, tüccar esnaf kuruluşları; bunların temsilcileri 500’ün üzerinde delegeyle uzun saatler süren 21 ayrı toplantı gerçekleştirdik. Bunların sonucunda 54 ilke, 192 kararı 200’ün üzerinde akademisyenle oluşturduğumuz 4 ayrı masanın önüne getirdik. Bu ilke ve kararlar doğa, demokrasi, tarih ve inovasyon başlıkları altında buluşan çok farklı disiplinlerden akademisyenlerin bilimsel filtresine tabi tutuldu. 200’ün üzerindeki akademisyen alınan ilke ve kararları kendi bilimsel disiplinleri çerçevesinde kavramsallaştırmaya çalıştı. Ve nihayet 50 uzmanın yer aldığı yüksek istişare kurulunda tüm bu çalışmalar son haline kavuşturuldu.
Son iki gün paydaşlarımızın yaptıkları çalışmalar birbirlerinin değerlendirmesine sunuldu ve uzman masalarından gelen değerlendirmeler müzakereye açıldı. Yüz yıl öncesinden farklı olarak doğada bir paydaş olarak ekonominin önemli dinamiklerinden biri olarak değerlendirildi ve masaya dahil edildi. Tüm bu çalışmaları yaparken bize ilham veren Atatürk’ün bu kongre için izlediği yol ve yaptığı kurgu model oldu.
“GÖRDÜK Kİ ORTAK AKILLA İNŞA EDİLEN BU SÜREÇ ORTAYA ÇOK GÜÇLÜ BİR İÇERİK DE ÇIKARTTI”
Yola çıkarken sadece ortak akılla inşa etmekle ilgili bir kararımız vardı ama bunun sonucunda oluşacak içerikle ilgili bir fikrimiz yoktu. Gördük ki ortak akılla inşa edilen bu süreç ortaya çok güçlü bir içerik de çıkarttı. Hiçbir sorunun tek başına çözülemeyeceğini ve ancak uzlaşmayla topyekun ve sürdürülebilir çözümler üretilebileceğini gördük. İki gün sonra yapacağımız oylamayla tüm paydaşlarımızın katılacağı kapanış oturumunda ortaya çıkacak kararlar ve ilkeler geleceğin Türkiye’sinin şekillenmesinde çok önemli bir rol oynayacak.
Biz yola çıkarken bugünün siyasal ikliminde, bugünün sorunlarına çözüm aramak için değil; bugünün siyasal ikliminde geleceğin Türkiye’sinin inşasına katkı vermek için yola çıktık. Biz sadece köprüler, yolları ve binaları değil, iyi tasarlanmış bir geleceği de miras bırakmak istedik. Bugün Millet İttifakı’nın değerli liderleri olarak siz değerli genel başkanlarımızın izlediği yol da bundan farklı değil. Toplumun kılcallarından beslenen ve farklılıkların zenginlik olarak kabul edildiği toplumsal mutabakatla ortaya konulan bir gelecek Türkiye’si inşa ediyorsunuz.
“ARTIK ÇOK İYİ BİLİYORUZ; BİR ŞEY DEĞİŞECEK, HER ŞEY DEĞİŞECEK”
İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi Türkiye’nin içinden geçtiği bu kritik anlarda Millet İttifakı’nın attığı tarihi adımlara İzmir’den yaptığımız gönülden bir katkıdır. Katkımızın içinde binlerce işçinin, çiftçinin, iş insanının alın terini ve ruhunu koyduk. Yüzlerce uzmanın birikimini koyduk. Umarım kabul buyurursunuz. Artık çok iyi biliyoruz; Bir şey değişecek, her şey değişecek.”
(ANKA)