1974 yılında İzmir Menderes'te, Gülizar C. ve 4 akrabası arasında arazi anlaşmazlığı meydana geldi. Bu anlaşmazlık, Gülizar C. tarafından tapu iptali ve tescil davası açılarak yargıya taşındı.
İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, 1976 yılında verdiği kararla davanın reddedildiğine ve ilgili taşınmazın davacı lehine tescil edilmesine hükmetti. Ancak bu karara itiraz edildi ve dosya Yargıtay'a gönderildi.
Yargıtay, incelemesinin ardından 4 Mayıs 1977'de İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararını bozdu ve dosyayı yeniden yerel mahkemeye gönderdi. Ancak bu bozma kararının ardından taraflara ve avukatlara herhangi bir tebligat yapılmadı. Yargıtay'ın kararının bozulmasının ardından yerel mahkeme tarafından da herhangi bir işlem gerçekleştirilmedi.
Tesadüfen farkedildi
Bir tesadüf sonucu keşfedilen unutulan bir dosya, ilginç bir hukuki durumu gün yüzüne çıkardı. İlgili taşınmazın satışıyla ilgili yeni bir dava açan mirasçılar, Menderes Sulh Hukuk Mahkemesi'nde dava sürecini başlattılar. Ancak mahkeme, taşınmaz üzerine bir tedbir kararı olduğunu tespit etti.
Yapılan araştırmalar sonucunda, taşınmazla ilgili açılan davanın tam 45 yıldır devam ettiği ve bu süre zarfında dosyanın hiç kapatılmadığı anlaşıldı. Dahası, davanın taraflarının ve hatta tarafları temsil eden avukatların birçoğunun bu süre içinde hayatlarını kaybettikleri belirlendi.
Kimlik tespiti çalışmaları sonucunda, 40 mirasçı tespit edildi ve duruşma tarihi olarak 15 Şubat 2024 belirlendi. 4 Mayıs 1977'de Yargıtay'dan geri gönderilen dosya, tam 45 yıl 9 ay 11 gün sonra İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde kaldığı yerden devam edecektir.
Dosyayı ortaya çıkaran avukat anlattı
Unutulan dosyanın rastlantı sonucu yeniden gün yüzüne çıkmasını sağlayan avukatlardan Erdoğan Zeren, bu olayın detaylarını paylaştı. Zeren, "Menderes Sulh Hukuk Mahkemesi'nde taşınmazın üzerinde bir tedbir kararı olduğunu fark ettik. Mahkeme, bu tedbirin kaldırılıp kaldırılmadığını sorguladı ancak cevap alamadı. Bu nedenle müvekkillerimiz, bu işlemin hızlandırılması için bizden yardım istedi. Dosyaya dahil olduktan sonra mahkemeye gidip araştırma yaptık ve karar defterinde dosyanın hala açık olduğunu gördük. Dosyanın araştırılmasını talep ettiğimizde, adliyenin taşınması sırasında dosyanın rafa kaldırıldığı ve yıllarca orada unutulduğu ortaya çıktı. Ayrıca, Yargıtay'dan dönüşte taraflara tebligat yapılmadığı ve dolayısıyla dosyanın unutulduğu tespit edildi" dedi.
45 yıldır uzun süredir raflarda bekliyordu
Dava dosyasının İzmir Adliyesi'ndeki en eski dosya olduğuna dikkat çeken Zeren, "Bu dosya 45 yılı aşkın bir süredir raflarda bekliyordu. Onlarca denetim sürecinden geçti ve her yıl sonunda açık dosya olarak işaretlenmesi gerekiyordu, ancak bu yapılmadı. Karar düzeltme işlemi için usule uygun tebligatlar yapılması gerekiyordu. Mahkeme bizden yardım istedi ve dosya incelemesi yaparak davanın taraflarını tespit ettik. Dosyanın UYAP'a kaydını gerçekleştirdik. Artık bu 1974 esaslı dosya 2023 yılında UYAP sistemine kaydedilmiş oldu. Tahminimce, İzmir Adliyesi'nde bulunan en eski dosyadır. Bu sıfatı, dava içeriğinin karmaşıklığından ziyade dosyanın uzun süreli unutulmuş olmasından kaynaklanıyor" şeklinde açıklamalarda bulundu.
Dosyayla ilgilenen herkes öldü
Erdoğan Zeren ayrıca, 1974 tarihli Yargıtay kararının daktilo ile yazıldığını ve üzerinde hiçbir çizik olmadığını belirtti. Dosyanın düzenli bir Türkçe ile yazıldığını ifade eden Zeren, "Bu dosyayla ilgilenmek ilginç bir deneyim oldu. Ayrıca, dosyayı inceleyen meslektaşlarımızın hayatlarını kaybetmiş olmaları da son derece üzücü. Bu dosyanın onların yönlendirmesiyle sonuçlanmasını isterdim" dedi.
