Çevre konusunda yaptığı araştırmalarla tanınan Yusuf
Bölük, Muratpaşa İlçesi Demircikara Mahallesi’ndeki Narenciye arazisi ve Batı
Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne(BATEM) ait Gen Bankası’yla ilgili
bilinmeyen gerçekleri Akdeniz GERÇEK okurları için paylaştı. BATEM işletmelerinin bulunduğu alanda ilgili
itirazları anlayabilmek için birden çok faktörün detaylı olarak irdelenmesi
gerektiğini hatırlatan Bölük, halk arasında ‘narenciye’ olarak bilinen alanda
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü
Müdürlüğü’nün uzun yıllardan bu yana araştırma faaliyetlerinde bulunduğunu
ifade etti. Bölük, “Yapılan araştırmaların
ana kısmının Antakya’dan Ege sahillerine kadar uzanmakta olan alanda bulunan
turunçgillerin gen bankasının bulunduğu, Türkiye turunçgillerinde virüsler,
hastalıklar ve bu sorunlarla mücadele yöntemleridir. Burada bulunan
işletmelerin taşınması bir yılı bulmayan bir süreç içinde gerçekleşebilir. Gen
Bankası’nı da taşımak mümkündür ama asıl sorun taşınmadan yaşanacaktır. Köklerinde
kırılmalar olan, uzun süredir bu bölgenin toprağına, havasına ve ortamına adapte
olmuş fidanların taşınmadan sonra gösterecekleri etkinin ne olacağı
belirsizdir. Bu kadar hayati önem taşıyan bir gen bankasının zarar görebilmesi
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı için ve narenciyenin geleceği için önem taşımıyor
mu?” diyerek endişesini dile getirdi.
YEŞİL ALAN YOK
EDİLİYOR
Bölük, Muratpaşa ilçesi’nin Antalya merkezinin en eski
yerleşim alanı olduğunu hatırlatarak, “Muratpaşa, imar planlaması ve nüfus
yoğunluğu taşıyan bir ilçemizdir. 2016 yılında imar planı görmüş mahallelerde
yaşayan nüfus 438 bin 333 kişidir. 3194 Sayılı İmar Kanunu ve Tip İmar Yönetmeliğine
göre ilçe bazında nüfus başına ihtiyaç duyulan yeşil alan ve çocuk parkları 10 metrekaredir.
Muratpaşa’da yaşayan nüfus için ihtiyaç olan alan ise 4 milyon 383 bin 330 metrekaredir.
İl geneli bazında kent ormanı, kent
meydanı, rekreasyon alanları olarak kişi başı olması gereken alan 5 metrekare olup
Muratpaşa ilçesi için 2 milyon 191 bin 665 metrekaredir. Görüleceği üzere
Muratpaşa ilçemizde yeşil alan olarak ihtiyaç duyulan alanı karşılamak çok zor
bir durumdayken kentin ortasında yeşil alan ihtiyacını karşılayan, tarım için
önemli konularda çalışma yapılan bir alan yok edilmekte” diye konuştu.
TAHSİSE NEDEN
İTİRAZ EDİLMEDİ?
Narenciye olarak bahsedilen alanın iki adet parselden
oluştuğunu kaydeden Bölük, şöyle devam etti: “Demircikara 447 ada 4 parsel 203
bin 713 metrekare, yine Demircikara 447 ada 3 parsel ise 60 bin 815 metrekaredir.
İşin aslı Antalya farkına varmadan ilk zararı 447 ada 3 parsel olan 60 bin 815
metrekare arsanın BATEM kullanımındayken özel bir şirkete tahsis edilmesi ile
yaşamıştır. Bu tahsisi alan şirketin 15 Temmuz 2016 hain girişim sonucunda
şirketin terör örgütü ile bağlantısı olduğu tespit edilmiş ve tahsis iptal
edilmiştir. 60 bin 815 metrekare arsa içerisinde meyve fidanları hali hazırda
mevcut olup bu alanda gen bankası içerisindeyken, BATEM tahsisi olmasına rağmen
özel şirkete tahsis edilmiştir. Bu tahsis değişikliği yapılırken BATEM
yetkilileri ve Bakanlık yetkilileri bu duruma neden itiraz etmemişlerdir. Terör
örgütü mensubu şirket hakkında soruşturma görülürken acaba bu tahsis işleminde
izni, bilgisi olan etkili, yetkili merciler hakkında bir soruşturma yapılmış
mıdır?”
+++++++++
YILLARDIR SÜREN
DAVALAR VAR
Araştırmacı Yusuf Bölük, Antalya’nın en eski ve köklü vakfının
Muratpaşa Vakfı olduğunu belirterek, “Kuruluşu 1500’lü yıllara dayanır.
Muratpaşa vakfından gelen edinimler Vakıflar Genel Müdürlüğünce kontrol
edilmektedir. Sayısız davalara konu olmuş olan vakıf arazilerinden en önemli
olan nokta Kepez Santral Kentsel Dönüşüm Alanı dahil Muratpaşa Güllük Caddesi
sonunda denize kadar olan alandır. 13 bin dönüm araziyi kapsayan alanda
yıllarca süren hukuk ve mülkiyet davaları sürerken Antalya Belediyesi’nin
gecekondu yapılaşmasını önlemek için Kepez Santral Kentsel Dönüşüm Alanına kamulaştırma
davası açarak kazanmıştır. Davanın konusu ise Muratpaşa Vakfı zamanında bu alanı
satın almış olan Süleyman Efendi’nin bekar ve çocuksuz olarak ölmüş olan
oğlunun varislerine kalan bu arazileri üçüncü şahıslara satmasıdır. Cumhuriyetin
kurulması ile tapuları da kesilmiş olan alana vakıfların itiraz etmesi, uzun
yıllar süren davalar sonucunda tapuların iptali ve vakıf adına tapunun tescili
yapılmıştır. Ortada bir Osmanlı tapusu, Cumhuriyetinin kestiği bir tapu buna
karşılık bir hukuk kararı var. Peki bu araştırmayı yapanlar acaba buraları da
araştırdılar mı?” diye konuştu.
KAOSA NEDEN OLUR
Bölük, BATEM kullanımında olan arazinin kayıt incelemelerinde
hak sahibi vakıf olan vakfa, tapu devri yapıldığının söylendiğini ancak bu
vakıfla ilgili akıllarda birçok soru işaretleri olduğunu kaydetti. Bölük şöyle
konuştu: “Antalya’nın en eski vakfının Muratpaşa Vakfı’dır. Bütün Antalya
halkının bildiği bir durum karşısında bugüne kadar kentte hiç duyulmamış bir
vakfın bu alanın sahibi olduğu söylenmektedir. Bahsedilen vakfın kuruluş yılı
hangi yıldır? Bu edinim nasıl olmuştur? Birçok soruları peş peşe sıralamanın
mümkün olduğu bir durumda yetkililerin çıkıp bunu açıklaması gerekir. Bu konu
beraberinde birçok hukuki sorunu peşinde getirecektir. Aksu ile Serik arasında
kalan ve uzun yıllar davalara konu olan Antalya’nın meşhur davası Kumköy
davasında ortada. Osmanlı tapusu ve sahipleri, bu sahipliğinde nereden geldiği
resmi kayıtlarda mevcut olmasına rağmen dava hazine adına hükmetmiştir. Pınarlı
davası olarak bilinen ve meşhur 226 parsel gerçekte Zeytinköy’ü içine alarak Pınarlı’ya
kadar dayanan büyük bir alan olup. Dava sahipleri mahkemeye dayanak olarak
Osmanlı tapusunu ortaya koymuştur. Kısacası bu karar Antalya’da peşinden birçok
davaların açılmasına ve kaosa neden olacak bir uygulama olarak tarihte yerini
alacaktır.”
SIRA SEDİR
MAHALLESİ’NDE Mİ?
“Konun asıl önemli noktası uzun zamandır bir söylenti
dolaşmakta Tarım İl Müdürlüğü ve BATEM’in EXPO2016 alanında kurulacak bir
alanda toplanarak daha kaliteli bir hizmet sunulacağı söylenilmektedir. Ancak
bugüne kadar resmi hiçbir girişim ve açıklama olmamıştır. Akla ister istemez
gelen sorular bulunmaktadır. Muratpaşa ilçesi Sedir Mahallesi’nde bulunan 646
ada 41 parsel 49 bin 190 metrekare. Tarım İl Müdürlüğü işletmesi, Muratpaşa
ilçesi Sedir Mahallesi 646 ada 45 parsel 139 bin metrekare. Orman Bölge Müdürlüğü
işletmesi alanları yanlış bilmiyorsam Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne ait. Bu
işletmeler buradan taşınırsa acaba ‘sıra narenciyeden sonra buralar mı?’ diye
sormadan edemiyorum.”
+++++++
BAKANLIK UMUDUNU
KESTİ Mİ?
Bölük, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tahsis alanlarının
tek tek elinden alınmasına ses çıkarmamasının nedeninin, çözüm odaklı
çalışmalardan umudunu kesmesi olabileceğini de vurguladı. Bölük, açıklamalarını
şöyle sürdürdü: “T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı 2009 yılında ülkemize domates
ile adına duyuran halk arasında TUTA zararlısı olarak bilinen zararlı ile
bugüne kadar kesin bir mücadele edilememiştir. Domatesle başlayan süreç, bu yıl
bütün sebzelere yayılmaya başladı. Daha eski geçmişi olan Akdeniz meyve sineği
ile mücadelede yetersiz kalınmış bu zararlının kesin mücadelesi bugüne kadar ‘şudur’
denilememiştir. Narenciyeden başlayan sorun günümüzde zeytinden ve diğer meyve
türlerinde de sorunlara neden olmaya başlamıştır. Bakanlık çözüm odaklı çalışmalardan umudunu
kesmiş olmalı ki tahsis alanlarının tek tek elinden alınmasına ses çıkarmıyor.
Toplantılarda, sosyal medyada görsel olarak süslenmiş açıklamalar önem taşımaz.
Sahada sorunun çözümü var mı? Üretici, tüketici ve ihracatçı bu konuda sorun
yaşıyor mu? Asıl önemli nokta budur. Sahada sorun varsa ‘çözüm sağlanmıştır’
denilemez. Son bir yılda bakanlıktan BATEM işletmelerine gelen müfettiş
incelemeleri nedendir, sorun nedir. Halk olarak bunu sormak bizim hakkımızdır
düşüncesindeyim. Antalya halkı olarak 60 bin 815 metrekarelik alanda ses
çıkarmadığımız duruma burada da ses çıkartılmazsa, Antalya’nın bütün değerleri
tek tek yok olacaktır. BATEM ve Narenciye arazisi sadece Antalya için değil,
Türkiye için önem arz eden bir merkezdir. Muratpaşa ilçesi için önemli bir
yaşam alanıdır. Bu unutulmamalıdır.” Senem
KÖR