Harita Mühendisleri Odası
Antalya Şubesi Başkanı Ufuk Aydın, ‘imar barışı’ adı altında çıkarılan yeni
imar yasasıyla ilgili ciddi uyarılarda bulundu. Akdeniz GERÇEK’e konuşan Aydın,
31 Ekim 2018’de sona erecek başvuru süresinin, acilen detaylı bir yeni tebliğ
ile mevcutta yapılmış olması muhtemel hataların da düzeltilmesi, mağduriyet ve
suiistimallerin önüne geçen kısıtlamalar içeren, gerçek anlamda afet riskine
karşı önlemler içeren bir hale dönüştürülmesini istedi.
SORUNLAR DEVAM EDİYOR
Aydın şöyle konuştu: “18
Mayıs 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren torba yasa
dahilinde, 3194 sayılı yasaya eklenen geçici 16. Madde ile ‘afet risklerine hazırlık
kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına
alınması ve imar barışının sağlanması amacı’ ifadesiyle gerekçelendirilen, 31
Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için, ‘yapı kayıt belgesi’ adı
verilen ve tasarımıyla da tapu senedi görüntüsü verilen belge ile hayatımıza
giren ve imar barışı olarak markalandırılarak kamuoyuna lanse edilen
uygulamalar, eksik mevzuatı ve en başından aşikar sorunlar büyüyerek, devam
ediyor.”
AFET RİSKİ!
Şu anki mevzuatın hiçbir
şekilde yapıların statik ve mukavemet anlamında değerlendirilmesi, analiz
edilmesi ve kayıt altına alınması kaygısını içermediğini kaydeden Aydın, “Zaten
ısrarla vatandaşın beyanına göre verileceği kamuoyuna pompalanan ve mevzuatı da
böyle yazılan ‘yapı kayıt belgesi’, imar suçunun cezasının, alınan belge harcı
yoluyla paraya çevrilmesi modeline dönüşmüş durumda. Bir anda tüm memleketi
sarmış olan iskanlı ya da iskansız AVM, OTEL, SİTE vasıflı yapıların, tamamen
keyfi, yapının değerini arttıran, yapı ruhsat projelerine aykırı eklenti,
çıkma, kapatma gibi eylemlerini yasal hale getirme şenliğine dönüştü” diyerek
olayın vahametini dile getirdi.
VATANDAŞ BEYANI!
6 Haziran 2018 tarihinde
Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve
Esaslar’ tebliği ile yasanın uygulanma yöntemi ve yolu yordamının tespit
edildiğini hatırlatan Aydın, şöyle devam etti: “Bu tebliğin ardından hemen
gerekli uyarılarımızı, tüm kanallar yoluyla yaptık, eksik olduğunu,
belediyeleri, kadastro dairelerini, tapu müdürlüklerini zor durumda bırakacak,
bu kamu kurumlarının işleyişine dair mevzuata uygun olmadığını aktarmaya
çalıştık. Ve bu tebliğin, uygulamada her kesimden vatandaşın e-devlet üzerinden
kendilerinin yapmasının, milletten bunu beklemenin biraz insafsızca olduğunu
anlatmaya çalıştık.”
SORUNLARI AKTARDIK AMA..
“Vatandaşın kafasında
cevapsız bir sürü soru oluştuğunu, maalesef cevaplarını ilgili idarelerden,
direkt sorumlu Çevre Şehircilik İl Müdürlüklerinden dahi alamadıklarını biz
kamusal sorumluluğumuz gereği defalarca siyasi ve bürokratlara ilettik. Bu
sonucun, bu kurumlarda çalışan mimar, mühendislerin sorunu değil maalesef bu
mevzuatı bu şekilde eksik, yetersiz yasalaştırarak, vatandaşla bu
arkadaşlarımızı baş başa bırakanların sorumluluğu olduğunu aktardık. Nitekim 20
Eylül 2018’de ‘usul ve esaslarda değişiklik yapılmasına dair usul ve esaslar’
başlığıyla, mevcut tebliğde değişiklik ve ilaveler yapıldı.”
KAFA KARIŞIKLIĞI VAR
“Ancak işleyişi
kolaylaştırması, modeli sağlamlaştırması beklenen bu yeni tebliğin sonucunda
yaşanan yine daha büyük bir kafa
karışıklığı oldu. Son tebliğde yazan bir benti burada paylaşayım: ‘Yapı
kullanma izni bulunan yapılardaki aykırılıklarda, aykırılıktan dolayı meydana
gelen alan da dâhil olmak üzere, kendi bağımsız bölümünün alanının, bağımsız
bölümü ile aynı kullanıma sahip bölümlerin alanının toplamına oranının birinci
fıkranın (c) bendi uyarınca kendi bağımsız bölümü ile aynı kullanıma sahip
bölümler için hesaplanan Yapı Kayıt Belgesi bedeli ile çarpılması suretiyle
hesap edilen bedeli ödemek zorundadır.”
UYARMAK YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZ
Harita Mühendisleri Odası
Antalya Şubesi Başkanı Ufuk Aydın, meslek disiplinlerini ilgilendiren konularda
kamuoyunu aydınlatan ve eksikleri dillendiren TMMOB bileşeni mühendis mimar
plancı meslek odalarını her fırsatta ‘istemezükçü’ diye sıfatlandıranların, bahsi
geçen yazılı tebliğ maddesini okuyup halka anlatmasını istemelerinin hakları
olduğunu ifade ederek, “Vatandaşın belge için vereceği harç bedelinin
hesaplanması için örneğin yukarıdaki cümleyi net bir şekilde anlaması ve maliki
olduğu yapıyı yasal hale getirmesi beklenmektedir. İnsanımızı uyarmak
yükümlülüğümüz. Bu harçlar önemlidir, cebinizden çıkacak parayı belirleyecektir
ve beyanınız bu kurallara aykırı olursa ödediğiniz bedelin yanması ve aldığınız
belgenin iptali söz konusudur. Bu beyana ve ödenecek harca esas tespitlerin
profesyonel yardım alınmadan yapılması mümkün değildir. Vatandaşın üstüne bu
sorumluluğun atılması da insanımıza haksızlık olur” diye konuştu.
CİDDİ KAYGILARIMIZI VAR
Kamuoyunda, ‘bu bir İMAR
AFFI mıdır?’ tartışmaları çıktığına da vurgu yapan Aydın, açıklamalarını şöyle
tamamladı: “Ezbere yapılacağını bildiğimiz tüm ‘istemezük’çü suçlamalarını da
ön görerek, imar ve mülkiyet konularının direkt içindeki meslek disiplini biz Harita
Mühendisleri ve TMMOB bileşeni meslek odaları ile birlikte kurumsal anlamda da
bunun bir barış olmadığını, tam tersine daha büyük imar problemlerine ön ayak olabilecek
bir garabet olduğunu söylemek durumunda kaldık, söyledik.
Bu affın da önüne geçmiş
bir modeldir. Zira afların toplumsal anlamda yarattığı adalet zedelenmesinin de
üstüne çıkan ve ilintili diğer yasal mevzuatla, belediyeler, tapular gibi
kurumsal işleyişlerle çelişmesi kaçınılmaz bir kaos haline dönüşmesi kaygımızı
dillendirmek zorundayız.”
UZATMA HAKKI KULLANILSIN!
“Gelinen aşamada, ülkenin
ekonomik koşullarının da dikkate alınarak, kamuya kaynak amacı güdüldüğünü
anladığımız bu modelin, siyaseten arkasında durulmaya devam edilecekse, 31 Ekim
2018’de sona erecek başvuru süresinin, yasasında da mevcut Bakanlar Kurulu’nca
1 sene uzatma hakkının da kullanılarak, acilen detaylı bir yeni tebliğle,
mevcutta yapılmış olması muhtemel hataların da düzeltilmesi, mağduriyet ve suiistimallerin
önüne geçen kısıtlamalar içeren, gerçek anlamda afet riskine karşı önlemler
içeren bir hale dönüştürülmesidir.” Senem
KÖR