İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) tarafından hazırlanan Santorini Depremleri Ön Değerlendirme Raporu tamamlandı. Raporda, bölgede meydana gelebilecek büyük bir depremin Ege kıyılarında tsunamiye neden olabileceği vurgulandı. DEÜ DAUM Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, raporla ilgili değerlendirmelerde bulunarak Ege Denizi'nde 28 Ocak'tan itibaren yaşanan deprem fırtınasına dikkat çekti. 1956 Santorini depreminden yaklaşık 20-30 dakika sonra Edremit Körfezi ile Datça arasında tsunami dalgalarının görüldüğü belirtilerek, "Böyle bir deprem, Ege kıyılarında tsunamiye de yol açacaktır. Çünkü 1956 Santorini depreminden yaklaşık 20-30 dakika sonra tsunami dalgalarının Edremit Körfezi ile Datça arasındaki kıyı boyunca belirli oranlarda tsunamiye neden olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bu durumda tsunami depremden belirli bir süre sonra Ege kıyılarına ulaşacağından kıyıda yaşayan insanların zamanında uyarılması önemli” ifadelerine yer verildi.
"Türkiye'de Yaşayan Herkese Bilgilendirme Notu Gönderilmeli"
Prof. Dr. Sözbilir, afet yönetimi konusunda toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Santorini Adası civarında meydana gelebilecek deprem, tsunami veya volkanik patlama durumunda, eğer afet yönetim bilinciyle afete hazırlık, afet sırası ve sonrasında yapılması gerekenler doğrultusunda hareket edebilirsek, hiç kimsenin burnu dahi kanamayacaktır. Türkiye'de yaşayan herkese bilgilendirme notu göndermek gerekiyor” dedi. Prof. Dr. Sözbilir, deprem, tsunami ve volkanik patlama gibi afetlere karşı bilgilendirme materyallerinin uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi gerektiğini belirtti. "Yerel yönetimler farklı, AFAD farklı broşür basmamalı. Uluslararası standartlara uygun, basit ve resimli olmalı. Tsunami veya volkan patlaması durumunda yapılması gerekenleri açıklayan bilgiler, herkesin anlayabileceği netlikte hazırlanmalı" ifadelerini kullanan Sözbilir, ayrıca AFAD Acil uygulamasının tüm vatandaşlar tarafından cep telefonlarına yüklenmesi gerektiğini söyledi.
"Santorini'de 7.5 Büyüklüğünde Deprem, Türkiye'de 5 Şiddetinde Hissedilecek"
Raporda, Santorini bölgesindeki fay hattında 7.5 büyüklüğüne kadar deprem olabileceği belirtilirken, Türkiye'nin bu depreme 5 şiddetine kadar hissedecek şekilde maruz kalacağı ifade edildi. Prof. Dr. Sözbilir, ancak Bayraklı, Kuşadası Körfezi, Söke Ovası ve Gökova Körfezi gibi alüvyon zeminli bölgelerde bu şiddetin 8’e kadar çıkabileceğini dile getirdi. Bu tür bölgelerde risk taşıyan bina envanterinin hızla belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Sözbilir, "Türkiye'de can ve mal kaybının eşiği 8 şiddetidir. Örneğin, 6.9 büyüklüğündeki 30 Ekim 2020 Sisam Depremi’nde Bayraklı’daki bazı binalar, 8 şiddetine karşılık gelen bir ivmeyle yıkıldı" dedi.
"Ege'de Tsunami Riski Büyük"
Santorini’de meydana gelecek büyük bir depremin Ege kıyılarında tsunamiye neden olabileceği belirtilirken, 1956 Santorini depreminden sonra Edremit Körfezi ile Datça arasındaki kıyılarda tsunami dalgalarının görüldüğüne dikkat çekildi. "Böyle bir depremde, tsunami dalgalarının kıyıya ulaşması belirli bir süre alacak. Bu yüzden kıyıda yaşayan insanların zamanında uyarılması çok önemli" ifadelerine yer verildi. Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye’de ve uluslararası düzeyde gerçek zamanlı tsunami erken uyarı sistemlerinin bulunduğunu hatırlatarak, “İlgili uygulamalar cep telefonlarına kurulduğunda, tsunami tehlikesi yaratabilecek büyüklükte bir deprem olduğunda saniyeler içinde bir uyarı mesajı alınacak. Bu mesajı aldıktan sonra panik yapmadan, planlı bir şekilde kıyıdan içeriye, yüksek bölgelere doğru hareket edilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
"Santorini'deki Volkanik Patlama Türkiye'yi de Etkileyebilir"
Raporda, volkanik patlama riskine de değinildi. Santorini volkanlarında milattan önce 1600 ve milattan sonra 1950 yıllarında meydana gelen patlamalardan sonra, volkan küllerinin Türkiye'nin güney sahillerini aşarak İsrail’e ve Batı Anadolu’nun iç kesimlerine kadar ulaştığı belirtildi. Sözbilir, böyle bir patlamanın tekrar etmesi durumunda atmosferin kirleneceğini ve çevreye volkanik küllerin yayılacağını öngördüklerini belirterek, "Bu durum gerçekleşmeden önce uyarılacağımız için gerekli önlemleri alma şansımız var. Ne tür önlemler alınması gerektiği, Türkiye genelindeki tüm bireylere gönderilecek bir bilgi notuyla sağlanabilir. Böylece volkanik patlama olması durumunda da gerekli önlemler önceden alınarak can kaybı yaşanmayabilir” dedi.