CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, pestisit ve aflatoksin kalıntıları nedeniyle yurt dışından iade edilen ürünler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Gürer, konuyla ilgili iktidarın sorumluluğunu vurgulayarak, pestisit kullanımının hem ihracatta hem de iç piyasada büyük sorunlar yarattığını belirtti. CHP’li Gürer, pestisit sorununun yazılı soru önergeleri, Meclis konuşmaları, Meclis araştırma önergeleri ve basın toplantıları ile sürekli gündeme getirdiğini ifade etti. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin, gümrüklerinde pestisit veya aflatoksin tespit edilen ürünler hakkında Hızlı Alarm Sistemi’ne bildirimde bulunduğunu, bunun sonucunda sıkı denetimlere yönelindiğini vurgulayan Gürer, "AB ülkelerinde son iki yılda 10.000 pestisit ve aflatoksin bildirimi yapıldı. Bu bildirimin 853’ü Türkiye’den ihraç edilen ürünlerle ilgili. Bu, ülkeyi yönetenlerin gerekli önlemleri alması gerektiğini açıkça gösteriyor. Tarım zehirleri doğrudan insan sağlığına, toprağa, suya, havaya ve faydalı canlılara zarar veriyor. Tükettiğimiz gıdalarla zehirlenmememizi iktidar sağlamak zorundadır." dedi.
“Tarımda Sorunlar Bir Değil, Bin Tane”
Pestisit kalıntıları nedeniyle ihraç edilen ürünlerin geri dönmesinin büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Gürer, "2023-2024 yıllarında dünyada toplam 10.044 pestisit bildirimi yapıldı, bunlardan 853’ü Türkiye’ye ait. Bu durum, pestisit ve aflatoksin sorununa yurtiçinde de dikkat edilmesi gerektiğini gösteriyor. Ülkemizden ihraç edilen ürünler gibi ithal edilen gıdaların da titizlikle denetlenmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
Pestisit Kullanımında Yetersiz Önlemler
CHP’li vekil, sorunun çiftçilerden değil, kullanılan tarım ilaçlarının ruhsatlı olmasından kaynaklandığını belirtti. "Ruhsatlandırılmış ilaçların dahi insan sağlığına zarar verdiği tespit ediliyorsa, bu ilaçların Türkiye’de satışına ve kullanımına kesinlikle izin verilmemelidir." dedi. Gürer açıklamasının devamında, "Avrupa Birliği yem ve gıda için hızlı alarm sistemine takılan ürünlerimiz nedeniyle Türkiye, ihracatçı bir ülke olarak önümüzdeki süreçte daha büyük sorunlarla karşılaşabilir. Çünkü bir ülkede tespit edilen pestisit kalıntısı, diğer ülkeler için de tehdit oluşturuyor ve Türkiye’den gönderilen ürünler gümrüklerde geri çevriliyor. Üstelik iade edilen ürünlerin Türkiye’de piyasaya sürüldüğü iddiaları da var." ifadelerini kullandı.
İade Edilen Ürünlerin Akıbeti Şüpheli
Gürer, "O ürünlerin yetiştirildiği alanlardaki diğer ürünler Türkiye pazarına giriyor. Türkiye laboratuvarlarında inceleme yapılsa da, bazen takipçilerin yaptığı analizlerde pestisit kalıntılarının iç piyasadaki marketlerde de görüldüğüne dair raporlar var." dedi.
İnsan Sağlığı ve Ekonomik Kayıplar
CHP’li Gürer, "Bu nedenle insan sağlığına zarar veren pestisitler kesinlikle yasaklanmalı ve sıkı bir denetim süreci uygulanmalıdır. Bu, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın en önemli sorumluluklarından biridir. Ayrıca çiftçilerin bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi de hayati bir konudur." dedi. Avrupa ile kıyaslama yapan Gürer, Türkiye’de dekara düşen pestisit kullanımının 27 kilogram olduğunu, Avrupa’da ise bu oranın 18 kilograma kadar düştüğünü belirtti. Tarımda zararlılarla mücadelede doğa dostu ilaçlar ve biyolojik yöntemlerin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Pestisit Kullanımı Azaltılmalı ve Denetimler Güçlendirilmeli
Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın pestisit kullanımını sıkı şekilde denetlemesi ve çiftçilere eğitim vermesi gerektiğini vurguladı: “Bakanlık, çiftçilerin pestisit kullanımını belirlemeli ve hem iç pazarda hem de dış pazarda denetimleri artırmalıdır." dedi. Zincir marketlerin kendi laboratuvarlarını kurmasının önemine değinen Gürer, hal ve market girişlerinde ürünlerin analiz edilmesi gerektiğini söyledi.
Pestisitlerin Kalıcılığına Dikkat Edilmeli
Pestisit kalıntılarının denetimlerinin yetersiz olduğunu vurgulayan Gürer, "Türkiye’de ilk kez ruhsatlandırılacak bitki koruma ürünleri için Avrupa Birliği ve G8 ülkelerinde ruhsatlı olma şartı aranıyor. Ancak bu tek başına yeterli değil, çünkü ruhsatlandırılan ürünlerde bile sorun yaşanabiliyor. Bu nedenle ürünlerin bilimsel analizlerle fayda-zarar dengesinin değerlendirilmesi ve kalıcı olanların yasaklanması gerekmektedir." dedi.
Biyolojik Mücadeleye Yatırım
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Gürer’in yazılı soru önergesine yanıt olarak, biyolojik mücadele, doğa dostu pestisitler ve çevre dostu projeler için çalışmalar yapıldığını belirtti. Bakan Yumaklı, 2023 yılında pestisit alternatiflerine yönelik projelere toplam 14 milyar 691 milyon 949 bin TL bütçe ayrıldığını ancak 2025 yılıyla ilgili net bir rakam verilmediğini açıkladı. Türkiye İklim Akıllı Rekabetçi Tarımsal Büyüme Projesi kapsamında 278.417 doların araştırma enstitülerine aktarıldığını ifade etti.
Denetimler ve Çiftçi Farkındalığı Artırılmalı
Bakan Yumaklı, pestisit kalıntılarının önlenmesi için bağ, bahçe, sera ve tarım alanlarında risk esasına dayalı denetimlerin sürdüğünü ve çiftçilere eğitim verildiğini açıkladı. Türkiye’de biyolojik mücadele alanında yerli üretim yapan firma sayısının arttığını belirterek, 2022 yılında ruhsatlı biyolojik mücadele etmeni sayısının 9 olduğunu, 2024 itibarıyla bu sayının 22’ye çıktığını duyurdu. Gürer ise, pestisit kullanımının denetim altına alınarak, sağlığa zararlı kimyasalların yasaklanması ve daha çevre dostu üretim yöntemlerine geçilmesi gerektiğini vurguladı.