Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 19 gün sonra çuval içerisinde dere yatağında cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüyle ilgili dava Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Cinayete ilişkin tutuklu yargılanan anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar, bugün görülecek ikinci duruşma için geniş güvenlik önlemleri eşliğinde adliyeye getirildi. Adliye çevresinde bariyerler kurulurken, polis ekipleri üst düzey önlemler aldı. Ambulans ve güvenlik birimleri adliye çevresinde hazır beklerken, sanıkların cezaevinden çıkarılarak adliyeye getirilmesi sırasında yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekti.
Davada Ağırlaştırılmış Müebbet Talebi
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, amca Salim Güran’ın aracında Narin’e ait DNA ve kıl örneklerinin bulunduğu, anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran’ın da olay yerinde olduklarının tespit edildiği belirtildi. Komşu Nevzat Bahtiyar ise cesedin dere yatağına taşınmasında aktif rol aldığını itiraf etti. Savcılık, HTS ve baz istasyonu kayıtlarının sanıkların aynı evde bulunduğunu kanıtladığını açıkladı. Sanıklar hakkında, "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ayrıca, sanıkların olay anındaki ve sonrasındaki tutumlarının, suçun işlenmesinde fikir ve eylem birlikteliği içinde olduklarını ortaya koyduğu ifade edildi.
Savcılığın Mütalaası: “Engelleyici İrade Ortaya Koymadılar”
Savcı tarafından hazırlanan mütalaada, dosya kapsamındaki deliller sıralandı. Kamera görüntüleri, HTS kayıtları, Adli Tıp raporları, kriminal incelemeler ve bilirkişi raporlarına dayanılarak, sanıkların Narin Güran’ın öldürülmesine engel olacak bir irade göstermediği ve suçu birlikte işledikleri belirtildi. Mütalaada, "Sanıklar, olay saatinde ve sonrasında eylemlerine devam etmiş, cesedi taşıma ve gizleme işlemlerini de ortak bir şekilde gerçekleştirmiştir. Bu durum, suçun iştirak halinde işlendiğini göstermektedir" ifadelerine yer verildi. Ayrıca, amca Salim Güran’ın işçisi olan tutuklu 15 yaşındaki R.A., tanık olarak dinlenmek üzere duruşmaya getirildi.
Narin Güran’ın Öldürülme Nedeni Belirlenemedi
Savcı, mütalaada Narin Güran’ın öldürülme sebebinin net şekilde belirlenememesinin, sanıkların olaydaki rollerini gizleme çabalarından kaynaklandığını vurguladı. Bu kapsamda, sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Öte yandan, dosyada yer alan ve Van Kriminal Şube Müdürlüğü tarafından incelenen ses ve görüntü kayıtlarının, suçluyu kayırma ve delil gizleme suçları yönünden değerlendirilmek üzere Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği belirtildi.
Tanıklar Zorla Getirildi
Duruşmada tanık sıfatıyla dinlenecek olan amca Erhan Güran ve çoban A.A.’nın zorla getirilmesi kararı alınmıştı. Amca Salim Güran’ın işçisi olan 15 yaşındaki R.A. ise önceki duruşmada tanıklık yapmayı reddetmişti. Bugün görülen duruşmada, bu isimlerin ifadelerine başvuruldu. Mahkeme heyeti, tanık beyanlarının ardından sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Davanın Seyri
7 Kasım’da başlayan ve 3 gün süren ilk duruşmada mahkeme, delil incelemesinin devam edeceğini belirterek davayı 26 Aralık’a ertelemişti. Bugün görülen ikinci duruşmada, sanıkların ve tanıkların ifadelerinin ardından mahkeme, ek delil ve bilirkişi raporlarının beklenmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Gazeteci Rojda Altıntaş'ın sosyal medyada paylaştığı bilgilere göre mahkemede şunlar geçti:
Ramazan Atasoy (15), duruşma salonunda değil; pedagog eşliğinde SEGBİS üzerinden bağlandı.
Pedagog: Ramazan, sıra sende. Bu dosyada tanık olarak dinleneceksin. Hakkında yürütülen başka bir soruşturma var. Bu yüzden sorulara cevap vermek istemediğini söyleyebilirsin.
Ramazan Atasoy: Tamam.
Mahkeme başkanı: Önce seni dinleyelim, Narin’in kaybolduğu gün neler yaşandı?
Ramazan Atasoy: Aynı şeyler yaşandı. Köye bir kez gittim, babamla birlikte gittim. Sonra Salim ile görüştük.
Mahkeme başkanı: Nerede görüştünüz?
Ramazan Atasoy: Tarlaya geldi.
Mahkeme başkanı: Saat kaç gibiydi?
Ramazan Atasoy: İlk geldiğinde saat 08.00-09.00 gibiydi.
Mahkeme başkanı: Sabah mı?
Ramazan Atasoy: Evet.
Mahkeme başkanı: Sonra?
Ramazan Atasoy: Bir buçuk saat kadar kaldı, sonra gitti.
Mahkeme başkanı: Sonra ne oldu?
Ramazan Atasoy: Saat 13.30 gibi babam işçileri çıkarmaya gitti, ben orada kaldım. Saat 15.00-16.00 gibi Salim geldi. Baban nerede? diye sordu. Dedim ki işçileri dağıtmaya gitti. Sonra babamı aradı.
Mahkeme başkanı: Sonra?
Ramazan Atasoy: Biraz oturduk. Çay yaptık, ocağı yaktık. Üstüne çayı koyduk.
Ramazan Atasoy: Sonra oturduk, yemek yedik.
Pedagog: Sonra?
Ramazan Atasoy: Birisi Salim Güran’ı aradı. "Kız kaybolmuş" dedi. Salim de "Bu saatte kaybolma saati mi olur?" dedi. Sonra babamla aramaya gittiler.
Ramazan Atasoy: Fıskiyeler dönüyor, yere düşüyor. Sivrik (tam anlamadım) düşmüş dedi. Çünkü sivrik düşünce...
Pedagog: Onu anladım. O günkü bu konuşmayla ilgili ne söylemek istersin? 21 Ağustos’taki bu konuşma için ne diyeceksin?
Ramazan Atasoy: O benim patronumdur. Hortum, su basıncı olunca yırtılıyor..
Mahkeme başkanı: Ramazan, tutuklandığında Salim’e küfredip bir şey söylediğin belirtiliyor. Jandarma böyle bir tutanak tutmuş. Bunu sorar mısın?
Pedagog: Şöyle bir tutanak tutulmuş. "Senin yüzünden böyle oldu" demişsin. Ayrıca "Her iki ayağı suyun içine girmiş gibi ıslaktı" diye ifade vermişsin. Ne dersin?
Ramazan Atasoy: Ben böyle demedim. İfadelerimi okumadım, bana imza attırdılar.
Mahkeme başkanı: Bu ifadeyi sorgu sırasında değil, sonrasında söylemiş, tutuklandıktan sonra.
Pedagog: Sen bunu tutuklandıktan sonra söylemişsin.
Ramazan Atasoy: Bir savcı ve komutan geldi ama ben böyle bir şey söylemedim.
Mahkeme başkanı: Peki, ayakları ıslak mıydı? Bunu soralım.
Ramazan Atasoy: Yani değildi, ayaklarına bakmadım.
Diyarbakır eski Baro Başkanı Nahit Eren soruyor:
Pedagog Dilek Hanım’dan şu ricada bulunacağım. Kendisine herhangi bir tehdit var mı?
Pedagog: Ramazan, sana "Böyle cevap ver, şöyle söyle" gibi şeyler söylendi mi?
Ramazan Atasoy: Hayır söyleseydi şimdiye kadar söylenirdi. Yeter ki buradan çıkayım.
Pedagog: Sana "Saati değiştir" diyen oldu mu?
Ramazan Atasoy: Yok, olmadı.
Nahit Eren: Dilek Hanım(pedagog) , bir defa daha köye indiğini belirtiyor. Onun saatini bir daha sorma şansınız var mı?
Pedagog: Ramazan, sen o gün Tavşantepe Köyü’ne gittin mi?
Ramazan Atasoy: Yanlış değilsem gittim mi gitmedim mi, vallahi hatırlamıyorum ki.
Nahit Eren: Babasının gidiş gelişini hatırlıyor mu? Babası, Salim geldikten sonra, söz konusu tarlaya gittikten ne kadar süre sonra tekrar yanına geldi?
Ramazan Atasoy: Saat 18.00 civarı gitti, 18.00 miydi öyleydi galiba. Yarım saatte gitti geldi. Bir tane suyu kapatmıştık ya...
Nahit Eren: Yarım saat mi geçti?
Ramazan Atasoy: Öyle bir şey.
Nahit Eren: Salim’in önceki ve sonraki kıyafetlerini hatırlıyor mu?
Ramazan Atasoy: Tarla kıyafeti değildi, gitti üstünü değiştirdi, tarla kıyafeti giydi.
Savcı: "Kürtçe bilmesem de Türkçe biliyorum. Enes ismi çok duyuluyor. O videoda Enes ismi geçiyor. O videoda Enes kelimesini duyuyorum. Neden ısrarla 'duymadım' diyorsun?"
Ahmet Akgün: "Kendi aralarında demişlerdir belki."
Savcı: "Seni sorguluyorlar seni. Bana bak, kardeşim, bir bak. Kendi aralarında konuştuklarını da anlat."
Savcı, çoban Ahmet Akgün’ün yanına indi.
Sanık avukatları araya girdi: "Tanığın üzerine yürüyor."
Mahkeme Başkanı: "Siz de sordunuz daha önce. Geçen duruşmada bana video açtırtmayın."
Savcı: "Siz ikiniz..." (Cümlesini kesti.)
Savcı, çoban Ahmet Akgün’e tekrar sordu:
"Yanında ne konuştular? Enes’i gördün mü diyeceklerine, neden Enes’le seni yüzleştirmediler?"
Salon gerginMahkeme Başkanı: O mecliste konuşulan neydi?
Çoban Ahmet Akgün: Dediler “sen köydesin nasıl görmezsin bir şey”
Nahit Eren: "Narin’in bulunduğu dereyi biliyor musun?"Ahmet Akgün: "Evet."
Nahit Eren: "Sen o gün herhangi bir aracı görmedin mi?"
Ahmet Akgün: "Görmedim."
Nahit Eren: "7 Eylül toplantısının sabahı Narin bulundu. Senin bu sorgulaman Narin’in yeriyle ilgili mi?"
Ahmet Akgün: "Hayır, değil."
Çoban Ahmet Akgün’e Nahit Eren Kürtçe soru soracak.Mahkeme Başkanı: Doğruların ortaya çıkması için Kürtçe sormanıza izin
veriyorum.Nahit Eren, Kürtçe soruyor
Nahit Eren: "Biri sana orada 'Konuş eşeğin oğlu, konuş' diyor."Ahmet Akgün: (Kürtçe konuşarak) "Ben garibanın tekiyim, okuma yazma bilmiyorum. Siz benden ne istiyorsunuz Allah aşkına?"
Mahkeme Başkanı kürsüden inerek Ahmet Akgün’ün yanına geldi.
"Biz sana Narin’i gördün demiyoruz. Bize böyle bir aile toplantısı olmadı demişlerdi. Ama böyle bir video geldi. O konuşmalarda bir senaryonun peşinde oldukları gibi görünüyor. Bunu soruyoruz, orada 'Enes' diyorlar."
Ahmet Akgün: "Ben duymadım Enes’i." (Sesini yükselterek) "Allah hakkımızı bırakmasın." (Ağlıyor.)
Mahkeme Başkanı: Allah kimsenin hakkını bırakmasın
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz: "Senden tek istediğimiz doğruları söylemen. Bu kadar insan neden toplandık?" (Yüksek sesle)Mahkeme Başkanı, Avukat Ali Eryılmaz’a döndü: "Üslup, lütfen!"
Ali Eryılmaz sesini yükseltti: "Bu son tanığımız, çok iyi değerlendirmeliyiz."
Mahkeme Başkanı: "Ne yapalım, kafasına silah mı dayayalım, ne yapalım?"
Ahmet Akgün: "Bu bana hakaret ediyor."
Mahkeme Başkanı: "Dur, kimse sana hakaret etmiyor."
Evine güvenlik nedeniyle Narin kaybolduktan sonra kamera taktığı belirtilen Erhan Güran, Çoban Ahmet Akgün ile ilgili konuyu anlatıyor:"Ben köyün çıkışına gittim. Hayvanlar geldiği zaman tek başınaydı. Dedim, 'Kızımız kayıp, bize yardımcı ol. Hiç kimseyi mi görmedin?' dedim. 'Benim yanımdan kaçtı! Kaçınca ben peşinden gittim. Eve gitti, kendini kilitledi.' Astsubayı çağırdım, 'Bu adam şüpheli hareketler yapıyor' dedim. Ama bir şey yapmadılar.
Ertesi gün yine beni görünce gelmedi. Yine şüphelendim ondan. Benim evimin altından hayvanları geçiriyordu. Dedim, 'Ahmet’i çağırın konuşalım.' Ahmet kaçtı. Sonra Ahmet’i getirdiler. Onlar getirince sorduk, 'Hiç kimseyi görmedim' dedi. Sen gözü kapalı mı eve gidiyorsun?"
Erhan Güran: "Bu aile senaryo kurmuyor. Senaryo bu ailenin üzerine kurulmuş."Mahkeme Başkanı: "Ben geçen celse senin gözünün içine bakarak sordum, aile toplantısı yapıldı mı diye, 'Hayır' dediniz. Siz böyle yaparsanız bu senaryoları duyarsınız. Siz bizden bir şey gizliyorsunuz."
Erhan Güran: "Biz bir şey gizlemiyoruz."
Mahkeme Başkanı: "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, görüntü için suç duyurusunda bulunacak."
Erhan Güran: "Bizi idam da edebilirler ama kızımızı öldürmekle suçlamasınlar."
Savcı, Erhan Güran’a soruyor:"Arka tarafa gittiniz mi?"
Erhan Güran: "Çoban beni çağırdı."
Savcı: "Dayak esnasında mı?"
Erhan Güran: "Evet."
Savcı: "İki saniye önce 'Yerimden kalkmadım' demiştin."
Erhan Güran: "Bana İsa Kaya’yı gördüğünü söyledi. Bana bir bayan ismi daha söyledi."
Savcı: "Hangi bayan ismi?"
Erhan Güran: "Onların akrabası, bir tane daha var."
Savcı: "Arka tarafa niye götürüyorsunuz? Arka taraftaki gizem ne?"
Erhan Güran: "Belki orada konuşur dedik."
Savcı: "O kadar dövmeye yani?"
Erhan Güran: "O kadar dövme yok."
Savcı: "Şimdi, mahkeme dışında da sizi bayağı izledim. Her seferinde kesinlikle 'Arka tarafa gitmedim' dediniz."Erhan Güran: "Ben gittim zaten."
Mahkeme Başkanı: "Ne yaptınız?"
Erhan Güran: "Çoban dedi ki, 'Ben Erhan’a konuşacağım.' Gittim Sonra yine önemli bir şey söylemedi."
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: "Siz çobandan şüphelendiniz yani?"Erhan Güran: "Evet."
Avukat: "Neden kolluğa bildirmediniz?"
Erhan Güran: "Bildirdim. 'Ben bundan şüpheleniyorum' dedim. Astsubayı çağırdılar. O da geldi, 'Gerçekten şüpheli' dedi. O zaman daha sorgulamamıştık."
Mahkeme Başkanı, bu toplantılardan daha önce bahsetmediklerini söyledi.Sanık avukatları, önceki celsede ailenin toplantı yaptıkları yönündeki söylemlerinin incelenmesini talep etti.
Mahkeme Başkanı, bu durumu inceledi.
Erhan Güran’ın, daha önceki duruşmada da evinin önündeki kameradan bahsettiği ve bazı sorgulamalar yaptıklarını ifade ettiği belirtildi.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş, Erhan Güran’a soruyor:"Hepimiz videoda 'Enes' kelimesini duyuyoruz."
Erhan Güran: "Biz kullanmamışız."
Avukat: "6 kadın kelimesi geçiyor."
Erhan Güran: "Hayır, öyle bir şey yok. 6 kadın ne demektir?"
Avukat: "Videoda duyduğumuz bu. Savcıya bir şey anlatmayacaksın diyorsunuz."
Erhan Güran: "Böyle bir şey yok. Biz ne bilsek, gidip kolluk kuvvetine anlatırdık."
Anne Yüksel Güran’ın Avukatı Yılmaz Demiroğlu, Nevzat Bahtiyar’a soruyor:
"Tüm aileden özür dilerim. Narin’de PSA bulundu."
Nevzat Bahtiyar araya girdi: "Hayır, hayır kesinlikle."
Mahkeme Başkanı: "Yaptın mı böyle bir şey?"
Nevzat Bahtiyar: "Hayır, yapmadım."
Avukat: Siz orada 38 dakika ne yaptınız?
Nevzat Bahtiyar: İp aradım çuvalın ağzını kapatmak için
Avukat: O kanca neydi?
Nevzat Bahtiyar: Beni takip eden Salim koymuştur
Avukat: Çok önemli bir şey söylediniz. Seni takip mi etti?
Nevzat Bahtiyar: Beni takip etmiş olabilir
Enes Güran’ın avukatı, Nevzat Bahtiyar’dan kendi hayatını anlatmasını istedi:"Ne yer, ne içer, ne izler gibi."
Bu soruya itiraz edildi.
Mahkeme Başkanı: "Nevzat, anlatma."
Enes Güran’ın avukatı Fatih Demir: "Sizin 15.08’de Salim Güran’ı aradığınız bir durum var ya..."Mahkeme Başkanı: "Soruyu sorduk."
Avukat: "Onu sormayacağım."
(Anlaşılmıyor.)
Nevzat Bahtiyar’a bir harita daha gösteriliyor.
Görüntünün ne olduğu savunma sırasında açıklanacak.
Enes Güran’ın avukatı bahçesinde suladıklarını sordu:"Neden annesinden su aldıysa telefonla Salim’i arıyor, patlıcan konuluyor?"
Nevzat Bahtiyar: "Tamamen yalan, patlıcan diye bir şey yok. Patlıcan çok seviyorsanız size alayım."
Avukat: "Bunu neden sorduğumu ileride anlayacaksınız. Peki daha sonra yer değişikliği yapmayı düşündünüz mü?"
Nevzat Bahtiyar: "Bir ara cesedi dereden alıp yolun kenarına koymayı düşündüm, belki biri görür diye."
Mahkeme Başkanı: "Neden polise gitmediniz?"
Enes Güran’ın avukatı Mustafa Demir:"Burada ilk anlattığında ve savcılık beyanında Yüksel Hanım’ı gördüğünü söyledin. Oradan Yüksel Hanım’ın görünme şansı yok. Ne diyeceksin?"
Nevzat Bahtiyar: "Ben gördüm."
Enes Güran’ın avukatı Mahir Akbilek, Nevzat Bahtiyar’a soruyor:Avukat: "Az önce ip aradım dedin. O esnada çuval neredeydi?"
Nevzat Bahtiyar: "Açıkta bekliyordu."
Avukat: "Okadar süre içinde birilerinin seni görmesinden endişe etmedin mi?"
Nevzat Bahtiyar: "Yoktu kimse." (Kızıyor)
Avukat: Kız, kız! Hasret kaldık senin konuşmana.
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ, Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz’ın fotoğraf çektiğini söyledi.Polis, Avukat Eryılmaz’ın telefonunu inceledi ve fotoğrafın duruşma başlamadan önce çekildiğini belirtti.
Gerginlik sonlandı.
Savcı Mütalaasını Açıkladı
Duruşmada alınan savunmalar sonrası mahkeme başkanı savcıya sordu: "Mütalaanızı değiştirecek misiniz?" Mahkeme savcısı cevap verdi. Savcı, "Aile, olayın aydınlatılmasını engellemeye çalıştı, polisleri yanlış yönlendirdi. Enes Güran, Yüksel Güran, Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına.Sanıklarının tutukluluk hallerinin devamına" dedi. Bunun üzerine duruşmaya öğlen arası verildi. Saat 15.30’da duruşma devam edecek.
Duruşmada Dikkat Çeken Yerler
Diyarbakır'da, 8 yaşındaki Narin Güran’ın cinayetinin sanıkları hakkında görülen davanın ikinci duruşmasında, baba Arif Güran savcının mütalaasının ardından duygusal bir açıklama yaptı. Güran, komşuları Nevzat Bahtiyar'a yönelik sert sözler sarf ederek, "Ellerini hiç mi titremiyordu?" dedi.
Narin Güran’ın Cinayeti ve Mahkemede Yaşanan Gerginlik
Diyarbakır’ın Merkez Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos 2023’te kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran, 19 gün sonra, 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi'nde cesedi bulunmuştu. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ikinci duruşmasında, Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran’ın yanı sıra, Narin'in cesedini dereye taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar da yargılanıyor. Durumun ciddiyeti ve davanın seyrindeki gelişmelerle birlikte, mahkemede büyük bir gerilim yaşandı.
Baba Arif Güran'dan Duygusal Konuşma: "Kızımın Ölümüne Kimseyi Savunmam"
Duruşmada söz alan Arif Güran, olayın ardından yaşadıklarını duygusal bir şekilde anlattı. Batman’da olduğu bir dönemde kaybolan kızından haber alamadığını belirten baba, telefonla arayan komşularının kendisine "Narin kayıp" dediğini söyledi. Güran, köye döndüklerinde başlattıkları arama çalışmalarına katıldığını, jandarma köpeklerinin yönlendirdiği yerleri araştırdığını belirtti. O akşam boyunca durmadan aramalara devam ettiğini söyleyen baba, "Kızım için canımı veririm. Kimseyi savunmuyorum. Kızım benim için her şeydi" dedi.
Güran: "Narin’i Görebileceğimiz Bir Yerde Olmalıydı"
Olayın ardından yaşadığı travmayı anlatan Arif Güran, "Kızım akıllı bir kızdı. Eve gelip gitme saatlerini bilirdi. O nedenle Narin'in öldürülmesi çok daha zor bir şeydi" dedi. Güran, kızı için hiçbir şeyin mümkün olamayacağını belirterek, "Kızım görmemesi gereken bir şey için öldürülmüş" ifadelerini kullandı. Ayrıca, Narin'in görüntülerini izlerken, kızının koşarken neden arkasına bakıp kaçtığını sorguladı.
Nevzat Bahtiyar’a Sert Sözler: "Ellerini Hiç Mi Titremiyordu?"
Davanın en çarpıcı anlarından biri, baba Arif Güran’ın komşusu Nevzat Bahtiyar’a yönelik sert çıkışıydı. Güran, "Nevzat, o gün yanımdaydı. Ellerini hiç mi titremiyordu? Eğer öldürmek istiyorsan gel beni öldür. Ben her akşam kızımı düşünüyorum, neden öldürmediler beni?" diyerek acısını dile getirdi. Güran, başından beri kızının kaybolmasıyla ilgili duyduğu şüpheleri dile getirdi ve "Kızımın ölümüne kimseyi savunmam" dedi.
Mahkeme Salonu Gerilimle Boşaltıldı
Baba Arif Güran'ın sözleri salonda büyük bir gerilime yol açtı. Yaşanan kargaşada, Enes Güran ayağa kalkarak, jandarmaya "Bırak beni, ben kalmak istemiyorum" diyerek salonu terk etmek istedi. Amca Hüseyin Güran ise Nevzat Bahtiyar'a dönerek küfürlü ifadelerle suçlamalarda bulundu: "Bize yalan söyledin, iftira attın." Salondaki gerginlik nedeniyle mahkeme salonu boşaltıldı ve duruşmaya ara verildi.
Yüksel Güran'ın Açıklamaları
Baba Arif Güran'ın konuşmalarının ardından, Narin’in annesi Yüksel Güran, gözyaşları içinde "Allah’ım, sen bize yardım et" dedi.
Davanın Devamı ve Adalet Arayışı
Davanın devamında, mahkeme heyeti daha fazla tanık dinlemeye karar verdi. Aile, kızlarının adaletinin sağlanması için tüm güçleriyle mücadele ettiklerini belirterek, adaletin bir an önce tecelli etmesini istediklerini vurguladı.