“Milletvekili zırhına bürünmek istiyor”
Büyükşehir Belediyesi eski Meclis Üyesi Mustafa Karaman, Akaydın’ın milletvekili zırhına bürünmek istediğini belirterek, ‘Önce aklan, sonra siyaset yap’ dedi. Karaman, 100. Yıl Spor Komplesi’nin imar planlamasında kamunun zarara uğratılmasını belgelerle açıkladığını, Akaydın’ın ise katıldığı televizyon programlarında belge ortaya koyamadığı gibi gerçekleri saptırarak, CHP’deki ön seçim öncesinde mağdur edebiyatı yaptığını söyledi.
AKAYDIN 277 MİLYONLUK DAVAYI NEDEN GİZLİYOR ?
Mustafa Karaman, Akaydın’a “100. Yıl Spor Kompleksi’nin imar plan tadilatlarıyla ilgili sizin döneminize ilişkin İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma izninde belirtilen ve sizin de yanlış olduğunu iddia ettiğiniz belgelerin gerçeklerini neden paylaşmadınız? Sakladığınız belgelerin ortaya çıkmasından mı korktunuz? Görevi kötüye kullandığınızı kamuoyundan saklamak mı istediniz?” diye sorarken, soruşturmada Akaydın’ın yüklenici firmanın 277 milyon TL’lik açtığı davayı bildiği halde kamuoyundan neden gizlediğini şimdi daha iyi anladığını kaydetti.
--------------------------
Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi eski Üyesi Mustafa Karaman, eski Başkan Mustafa Akaydın’a yönelik eleştirilerini sürdürüyor. Karaman, dün yazılı bir açıklama yaparak, Akaydın’ın kamuoyunun bilgisine sunduğu resmi evrakları yok sayarak, kendisinin bir belge sunamadığı gibi, gerçekleri saptırıp, kamuoyunu yalan beyanlarla kandırma çabasını sürdüğünü, asılsız suçlamalarla CHP Antalya Örgütü’nde Pazar günü yapılacak ön seçim öncesinde mağdur edebiyatı yapmaya çalıştığını öne sürdü. Karaman, Akaydın’ın yüklenici firmanın açtığı 277 milyonluk tazminat davasını kamuoyundan gizlediğini de öne sürdü.
Mustafa Karaman, yazılı açıklamasında şu görüşleri yer verdi: “Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin, CHP’li Mustafa Akaydın döneminde, 100. Yıl Spor Kompleksi’nin imar planlamasında zarara uğratılması nedeniyle, Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nde 22 Mart 2015 tarihinde yaptığım basın toplantısında, belgelerle kamuoyuna sunduğum gerçeklere ilişkin, Sayın Akaydın tarafından gerçekle hiçbir ilgisi olmayan açıklama yapılması üzerine, yeni bir yazılı açıklama yapma zorunluluğum ortaya çıkmıştır.
ADALET GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARACAK
Sayın Akaydın, katıldığı televizyon programında, kendisinin yüzlerce soruşturma ve davaya muhatap olduğun belirterek, beni bir soruşturmaya maruz kalmam nedeniyle feryat ettiğimi öne sürerek, bu konuyu gündeme taşımamı eleştirmektedir. Ben, yıllardır meslek odalarında kent lehine mücadele eden ve iş hayatında emek veren bir iş adamı olarak hayatım boyunca böyle ilginç bir soruşturmanın içinde yer almadım. Sayın Akaydın, adı karıştığı için yüzlerce soruşturma ve davada ifade verdiğini ve bu duruma alışık olduğunu kendisi belirtmektedir. Ama bu durum alnı açık ve başı dik bir kişi olarak beni rahatsız etmektedir; almış olduğumuz siyasi ahlak ve iş hayatı kuralları gereği, sorumluluk sahibi insanlar olarak, gerçeklerin ortaya çıkması adına bu bilgi ve belgeleri kamuoyu ile paylaşıp savcılığa da suç duyurusunda bulunacağımızı herkesin bilmesini isterim. Adalet gerçekleri bir bir ortaya çıkaracak ve kimin yalan, kimin doğru söylediği de o zaman ortaya çıkacaktır.
ULAŞTIM-SORUŞTURMA İZNİ YENİ VERİLDİ
Sayın Akaydın’ın bu belgelerin neden 2009’da değil de şu anda açıklandığını, 29 Mart’ta yapılacak olan önçseçimin arifesinde bu bilgi ve belgelerin kamuoyu ile paylaşıldığını sormaktadır. Yanıtı çok basit; hemen söyleyeyim: İçişleri Bakanlığı soruşturma izni dosyasını, 24 Aralık 2014 tarihinde teslim aldım. Bu tarihten sonra da savunmamı yapmak üzere bilgi ve belge topladım. Bilgi ve belgeleri de henüz tamamlamış bulunmaktayım. Danıştay’a da itirazımı yasal zorunluluk nedeniyle eksik bilgi ve belgelerle tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde yapmak durumda kaldım. Ancak tamamlamış olduğum bilgi ve belgelerle ek savunmamı da önümüzdeki günlerde yapacağım. Sayın Akaydın bu soruşturmayla ilgili ifadeniz de yeni alınmadı mı? Bu soruşturma izni dosyası size de aynı tarihte gelmedi mi? Yoksa 2009 yılında mı geldi size? Bu öne sürdüğünüz 2009 tarihinin benimle ve sizinle ne ilgisi var? Siz, kafa karıştırmak, beyin bulandırmak, gerçekleri kamuoyundan gizlemek için aynı oyunları oynamaktasınız ve maalesef Antalya halkına yalan söylemeye devam ediyorsunuz. Sayın Akaydın, yalanla dolanla siyaset yapılmaz; bunu iyi bilmelisiniz.”
AKAYDIN 277 MİLYONLUK DAVAYI NEDEN GİZLİYOR ?
Karaman, Akaydın’a “100. Yıl Spor Kompleksi’nin imar plan tadilatlarıyla ilgili sizin döneminize ilişkin İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma izninde belirtilen ve sizin de yanlış olduğunu iddia ettiğiniz belgelerin gerçeklerini neden paylaşmadınız? Sakladığınız belgelerin ortaya çıkmasından mı korktunuz? Görevi kötüye kullandığınızı kamuoyundan saklamak mı istediniz?” diye sorarken, soruşturmada Akaydın’ın yüklenici firmanın 277 milyon TL’lik açtığı davayı bildiği halde kamuoyundan neden gizlediğini şimdi daha iyi anladığını kaydetti.
MİLLETVEKİLİ ZIRHINA BÜRÜNMEK İSTİYOR
Karaman, şunları kaydetti: “Sayın Akaydın, belgelerin kamuoyunda büyük yankı yaratması üzerine, çıktığın televizyon programlarında, ‘Önseçim varken, bunlar açıklanır mı? Bunun zamanlaması manidar’ savunması yaparak, aslında tüm gerçekleri kendi ağzınızla açıklamış bulunmaktasınız. Evet, 29 Mart’ta CHP’de önseçim yapılacak ve siz de bu önseçimde listeye girerek milletvekili zırhına bürünmeye çalışmakta olduğunuz anlaşılmaktadır. Kendi ifadenizle; hakkınızda yüzlerce dava, soruşturma, Sayıştay sorgusu ile İçişleri Bakanlığı soruşturması varken dokunulmazlık zırhına bürünerek bunlardan kaçmaya mı çalışıyorsunuz? Aceleniz de bundan o zaman… İşte bütün mesele bu! Siz partinizin üyelerini zora sokmadan aklanarak gelin ki partiniz zarar görmesin, siyaset kirlenmesin.”
Sayın Profesör Doktor Mustafa Akaydın, eğer kendine güveniyorsan; öncelikle mağduru oynamayı bırakacaksın, ‘Ahh bir milletvekili olsam, dokunulmazlık zırhına kavuşsam’ demeyeceksin. Sayın Akaydın, çıkıp ‘Benim böyle bir dokunulmazlığa ihtiyacım yok, ben hakkımdaki bütün soruşturmalardan ve davalardan aklandıktan sonra siyasete devam edeceğim’ diyebilir misin? Ancak bu kararı verebilmek yürek ister, dürüstlük ister.
Sayın Akaydın, işin özü şudur; bir bilim adamına yakışmayacak şekilde, hala yalan söylemeye devam etmektesiniz, neden belge göstermiyorsunuz; çünkü belgeler sizin yalan söylediğinizi ortaya çıkaracaktır. Soruyorum; 15.05.2009 meclis tutanağında benim ve Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in tutanaklara geçen konuşmalarımızda ‘100. Yıl alanı ile ilgili planın belediye hizmet alanı yanlış olduğunu, buranın bölgesel spor alanı olarak önümüzdeki mecliste bölgesel spor alanı olarak değişmeli belirttiğimizi hatırlatmak isterim. Siz de bu alanın bölgesel spor alanı olarak değişeceğini açıklamıştınız. Tutanaklarda da sözleriniz yer almaktadır. İşte yalan söylediğiniz burada da çok açık şekilde görülmektedir.
KİMİN YALAN SÖYLEDİĞİNE KAMUOYU KARAR VERSİN
Sayın Akaydın, 12.06.2009 tarihinde 8 CHP’li meclis üyesinin verdiği önergeyi meclis oybirliği ile gündeme alıp komisyona gönderildiği tutanaklarda bellidir. Bugün Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Daire Başkanlığı’nın yazısında bu önergeyle ilgili hiçbir işlem yapılmadığı da belirtmektedir. Belgeler mi yalan söylüyor, yoksa siz mi yalan söylemektesiniz bunu da kamuoyunun takdirine sunuyorum.
Sayın Akaydın, ‘Yüklenici ile hiçbir ilişkim yok’ diyorsunuz ancak burada da doğru konuşmamaktasınız, kamuoyunu kandırmaktasınız. 100. Yıl Spor Kompleksi ile ilgili yapılan plan tadilatı askıdan inmeden, yasallaşmadan yüklenici firmaya Hukuk Müşaviriniz Avukat İlker Gedik imzasıyla yazı yazdırıp aynı gün elden teslim etmediniz mi? Yüklenici firma da bu yazıdan sonra hukuksal işlemleri başlatmadı mı? İçişleri Bakanlığı soruşturma dosyasında da bu size sorulmadı mı?
Sayın Akaydın, Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nün bu plana itirazı mecliste karar alınmadan, plan yasallaşmadan, meclise yüklenici ile hesap görünmesiyle ilgili yüklenici lehine Encümene yetki verilmesini istemediniz mi? Bu da mı yalan? Bu da mı sizin yükleniciyle hiçbir ilginizin olmadığını gösteriyor?
Sayın Akaydın, 100. Yıl Spor Kompleksi’nin 1/5.000 ve 1/25.000 ölçekli imar planlarına ilişkin mahkemelerin vermiş olduğu 2 iptal kararıyla ilgili ‘Bu kararlara itiraz edilmesin’ yazılı emriniz bulunmuyor mu? 29.12.2009 ve 28.04.2010 tarihli bu 2 mahkeme kararını, yasal zorunluluk olan 30 gün içinde neden meclise getirmediniz?
100. Yılla ilgili Belediye hizmet alanı plan kararının 3. İdare mahkemesi kararını beklediğiniz anlaşılıyor, bu mahkemede savunmanızda iptal mahkeme kararlarından değinmediniz anlaşılıyor bu karar yüklenici lehine çıkması sağlanıyor. bütün soruşturmalarda bu mahkeme kararı göz önüne alınıyor.
AKLANDIKTAN SONRA SİYASET YAPMALI
15.05.2009’da alınan Belediye hizmet alanı plan kararı 29.11.2010 tarihine kadar yani 15 ay bekletiyorsun sonra mahkemenin üçüncü iptal kararını meclise getirmek zorunda kaldığınız gözüküyor. Mecliste te oy birliği ile bölgesel spor alanına dönüştürülüyor. Bununda bilinçli olduğu ortaya çıkmıyor mu?
Bu yukarıda sıralamış olduğumuz kritik hamleler, bilinçli ve planlı olarak yapılan hatalar, 100. Yıl’da Antalya Büyükşehir Belediyesi ve meclis üyeleri hakkında çıkartılan kamu zararına neden olduğu belirtilmektedir. Bu da sizin kiminle, nasıl bir ilişkide olduğunuzu göstermeye yeterli iddialar değil mi?
Sayın Akaydın’a son önerim; bir siyasetçi alnı ak, başı dik bir şekilde; partisini ve kurumunu zor durumda bırakmayacak şekilde siyaset yapmalıdır; hırsına ve egosuna yenik düşmemelidir; önce aklanmalı, sonra tertemiz bir şekilde siyaset yapmalıdır. Bu kent temiz siyasetçileri hak etmektedir. Temiz siyaset hepimizin en temel hakkıdır.”(Haber Merkezi)