İstanbul Barosu Başkanı Av. Ümit Kocasakal, “Bu ülkenin tek çıkış yolu altı ok. Siz bunları alıp başka toprağa ekerseniz önce dallar, sonra gövde kurumaya başlar. Altı oku tekrar normal toprağına dikmeliyiz” dedi

KURTULUŞ; ATATÜRKÇÜLÜK

“Türkiye tarihinde görmediği aydın ihanetini yaşıyor. Türk milleti dolandırılmış, aldatılmış, kandırılmış durumda” diyen Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal, ülkemizin bağışıklık sisteminin çöktüğünü belirtti. “Türkiye’ye etnik, mezhep, din virüsü, sağ-sol ayrımı virüsü girdi. Ülkemizin bağışıklık sistemi çöktü. Bunun hiçbir yan etkisi olmayan bir ilacı var. Mustafa Kemal Atatürk, Atatürkçülük, Kemalizm’’ şeklinde ifade etti.

CHP ÜLKENİN SİGORTASI

“CHP öyle bir parti ki 78 milyon nüfusumuzda AKP’ye ve MHP’ye oy verenler herkes, yani 78 milyon insanın her birinin CHP’de hissesi var. Bunu herkes anlasın. Oy versin ya da vermesin. Önemli olan CHP’ye üyelik değil, önemli olan onun ilkelerini ne kadar benimsediğindir. Ben yeni üye oldum CHP’ye ama benim gerçek üyeliğim doğumumla beraberdir. Çünkü Atatürk’ün partisi. Türkiye’nin hiçbir zaman olmadığı kadar CHP’ye ihtiyacı var. CHP baba evidir. CHP bu ülkenin sigortası. Baba evi herkesin bu anlamda dönüp dolaşacağı yer’’dedi.

 

 

İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, Antalya’da Muratpaşa Belediyesi Kültür Salonu’nda, Altıok Grubu tarafından düzenlenen Türkiye Nereye Gidiyor: Yalanlar ve Gerçekler konulu panele konuşmacı olarak katıldı. Katılımın yoğun olduğu etkinlikte, yüzlerce ilave sandalye de yeteriz kaldı. Merdivenler, Kocasakal’ı dinlemeye gelen Antalyalılarla doldu.

SALON DOLDU TAŞTI

11 Haziran Cumartesi günü Muratpaşa Belediyesi Kültür Salonu’nda  düzenlenen panele Muratpaşa Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Kaçmaz, Eğitim İş Antalya Şube Başkanı Mehmet Balık, Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şube Başkanı İbrahim Daş, CHP Muratpaşa ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Songül Başkaya, CHP eski Milletvekili Tuncay Ercenk, CHP Milletvekili aday adayları Ahmet Daloğlu, Ali Kızılateş, Özlem Gözaçan, CHP eski İl Başkanları Cavit Arı, Özer Ülken, CHP’li Belediye Meclis Üyeleri Candan Sivrikaş, Abdullah Akbaba, Antalya Barosu eski Başkanı Cengizhan Gököz ve çok sayıda kişi katıldı. Salonda yer kalmaması nedeni ile salona dışarıdan sandalye takviyesi yapıldı.

ATATÜRK’Ü VE CUMHURİYET’İ EN AZ BİLEN ATATÜRKÇÜLER

Yakın tarihte Atatürk’ü ve Cumhuriyet’i en az bilenlerin Atatürkçüler olduğunu söyleyen İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, ’’Üzülerek söylüyorum.  Çünkü bize yıllarca okullarda Atatürk, Cumhuriyet anlatılmamış. Bize Cumhuriyet’in mucizesi anlatılmamış. O yüzden önce bilgi, sonra nasıl çıkarız aydınlığa. Ki çıkış yolu var; çok net açık. Er veya geç Türkiye bu çıkış yoluna yönelecek. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bütün mesele insanlara anlaşılabilir şekilde bazı şeyleri anlatabilmekte. Bu anlamda da kimseden çekinmem. Mavi boncuk dağıtmam. Her şey olmaya çalışırsanız hiçbir şey olamazsınız. Açık, net görüşünüz olacak bunu her yerde bütün çıplaklığı ile savunacaksınız’’ dedi.

AKP SİYASİ PARTİ DEĞİL!

AKP’nin siyasi bir parti olmadığını söyleyen Kocasakal, ’’Türkiye’ye nasıl bir kurt kapanı kurulmuş.  Bugün yaşadıklarımız bugünün meselesi değil. 100 yıllık bir kavgadan bahsediyoruz.  O süreci iyi bilmemiz gerekiyor. Kavga çok eskiye dayanıyor. AKP’yi bir siyasi parti olarak görülmemeli. Bu bir parti falan değil. AKP aslında Cumhuriyet’in oy kitlesi olan ruh kökleri. Kuvayı Milliye’yi kuduruk köpekler olarak niteleyenlere 31 Mart’a dayanan bir dava bu. Nitekim Kongreleri yapıldı, ‘kutlu davadan’ bahsediyorlar. Yalnız biz bugünlere nasıl geldik. Bunu göremezsek bu işin içinden çıkamayız’’şeklinde konuştu.

CHP ZİHNİYETİ BU ÜLKENİN TEMEL HARCIDIR

Türkiye’nin işgal altında olduğunu iddia eden Kocasakal, ’’Türkiye’nin geleceği ipotek altına alınmıştır. Milli Mücadeleyi başardı, Türkiye. Bu örnek dünyada yok. Dünyada bütün özellikleri bir arada toplayan Mustafa Kemal Atatürk gibi lider yok. Gerçekten yok.  Şimdi söylüyor ya ‘CHP zihniyeti’ diye. CHP zihniyeti dediğin, bugün orada oturmanın temelidir. CHP zihniyeti bu ülkenin temeli ve harcıdır. Ne yaptı bu zihniyet, ülkeyi demir ağlarla ördü. Siz kafanızdaki örümceklerle ördünüz. Milletin başına çorap ördünüz” diye konuştu.

İSLAM’I VE MÜSLÜMANLIĞI BUNLARIN ELİNDEN KURTARACAĞIZ

“Bunların İslam’a verdiği zararı hiçbir Haçlı Seferi vermemiştir” diyen Kocasakal, ’’İslam’ı da bunların işgalinden kurtaracağız.  Çünkü bize sahte bir dini İslam diye yutturuyorlar. Dünyada İslam’ın ve Müslümanlığın onurunu kurtaran en iyi yaşayan ve yaşatan Türklerdir ve Türk Milleti’dir.  Bunlar onu engelliyor’’diye konuştu.

İLK KIRILMA ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ İLE BAŞLADI

Türkiye’nin 5 kırılma noktası olduğunu söyleyen Kocasakal, ’’Osmanlı’nın bütün borçlarını kuruşuna kadar ödeyen dış borçlanması olmayan, üreten, başı dik onurlu geleceğe güvenle bakan ülkeden nasıl oldu da AB kapısında sümüklü çocuklar gibi 60 yıldır bekletilen bir ülke haline geldik? Şunu anlayalım Türkiye bunların yaptığı gibi kapıda bekletilebilecek ülke değil. Türkiye büyük bir ülke. Türkiye’de karşı devrim 29 Ekim 1923’te başladı. Cumhuriyet’in ilanı birlikte karşı devrim de çalışmalarına başladı. Atatürk’ü iyi anlayalım. Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte en yakın silah arkadaşları Atatürk’e cephe almışlardır. Kuyusunu kazmaya başlamışlardır. Ama Ulu Önder hiçbir şey dememiştir ve yapmamıştır. Karşı devrim amacına ulaşamadı. Çünkü yeşerebileceği bir toprak bulamadı belli bir zamana kadar. 5 kırılmanın ilki 10 Kasım 1938 yılında olmuştur.  2’inci kırılma Türkiye’nin çok partili siyasi partili siyasi hayata çok erken geçmesidir. Çok partili siyasi hayat ile birlikte çalışmalar ile birlikte yeşerecek toprak bulamayan karşı devrim, gericilik yeşerebileceği toprağı buldu. Tek parti iktidarı bir süre daha devam etmeliydi’ ’diye ifade etti.

TÜRKİYE NATO’YA GİRDİKTEN SONRA TAM BAĞIMSIZLIĞINI YİTİRDİ

Türkiye’nin NATO’ya girmesi ile birlikte tam bağımsızlığını yitirdiğini söyleyen Kocasakal, ’’ 3’üncü ölümcül hata köy enstitülerinin ve halk evlerinin kapatılması ile oldu. Hepsini tekrar açacağız. 4’üncü kırılması Türkiye’nin NATO’ya girmesidir. Türkiye NATO’ya girdiği andan itibaren bazı özelliklerini yitirdi. Türkiye NATO’ya girmekle birlikte tam bağımsızlığını yitirdi. Gerçekten memleketi Amerikan bezine süt tozuna sattılar. Memleketi sattılar. 5’inci kırılma noktası 12 Eylül 1980. 24 Ocak kararları ile bu ülkede ki değerlerin aşınmasının ilk mimarı Turgut Özal. 12 Eylül sonrasında Başbakan olması tesadüf müdür. Tezgah öyle güzel kuruldu ki. 24 Ocak darbeleri artık Türkiye’nin son milli direnç noktalarının da kırılıp uluslar arası sistem ile tam olarak entegre edilmesi operasyonu. Ama bir sorun vardı. 1960 yasası ile o kararları uygulayabilme şansı yoktu. İşte 12 Eylül 24 Ocak kararının uygulayabilmesinin hukuki, anayasal siyasi toplumsal ortamını oluşturmak için yapılmıştır. Bu iktidar 12 Eylül darbesinin mirasçısı uygulayıcısıdır. Türkiye 5 kırılma noktası ile bugünlere geldi’’şeklinde konuştu.

ÜLKENİN GENETİĞİ, KİMYASI VE DEĞERLERİ İLE OYNADILAR

Ülkenin genetiği, kimyası ve değerleri ile oynandığını söyleyen Kocasakal, ’’Çok ciddi bir şey. Bir ülkeyi çökertmenin en kestirme yolu o ülkenin değerleri ile oynamak. Atatürk’e saldırmaları boşuna değil. Ben bunlara emperyalizm devşirmeleri diyorum. Işığı gördüklerini alıyor ve değiştiriyorlar. Bu eski ajanlarını her kesime yerleştiriyorlar. Bunların tek görevi emperyalizme hizmet etmek, bu ülkenin parçalanmasına destek vermek. Hiç günahı olmayan bir kitle var o da halkın ta kendisi. Halkın bu işlerde zerre günahı yok. Siz bu ülkenin sözde aydınından ne hayır gördünüz ki karnını doyuramadığınızda kabahat buluyorsunuz. Türkiye tarihinde görmediği aydın ihanetini yaşıyor. Türk milleti dolandırılmış, aldatılmış kandırılmış durumda” diye konuştu.

HORMONLU SOLCULAR KİMDİR?

Solcuları 3’e ayıran Kocasakal, ’’Aydınları ikiye ayırıyorum. Organik aydın. Bir de hormonlu aydın. Bilim adamı olabilmek için önce adam olabilmek gerekir.  Ben solu da ikiye ayırıyorum. Bir organik sol. Yani solun en önemli özelliği nedir? Olaylara sınıfsal bakacak. İki etnikçilik veya mezhepçilik yapmayacak. 3 anti emperyalist olacak. Açık açık Amerika’nın emperyalizmi diyecek. Hormonlu solcular aramızda o kadar çok ki. Nasıl anlarsınız? Etnikçilik yapar. Etnikçiliği solculuk diye bize yutturmaya çalışır. Ağzına emperyalisti alamaz. Amerika’nın Ortadoğu’ya özgürlük getirdiği masalına inanırlar.  3’üncü solcu kesim de güce bakan. Bunlar güç nereye giderse oraya doğru eğilir’’diye konuştu.

BEN ULUSUN ÇIKARLARINI GÖZETİYORUM

Ulusalcılık kavramına değinen Kocasakal, ’’Ulusalcılık demek, kendi ulusal çıkarlarını küresel çıkarların başka ulusların çıkarlarından üstün tutmak demektir. Yani anti emperyalist. Ben bundan gurur duyuyorum.  Ben bu ulusun çıkarlarını gözetiyorum. Ulus derken Ulu Önderin aşılamaz formülü ile Türkiye halkına, Türk milleti demek. Bunun içinde her mezhep var. Türkiye sınırları içerisinde yaşayan Kürt kökenli yurttaşlarımızın yurdu da var, vatanı da var. Türkiye Cumhuriyet’i. Millet olmak demek aynı soydan gelmek demek  değil. Aynı yoldan gelmek, aynı geçmişe aynı geleceğe sahip olmak demek.  Ana dilde eğitime karşı değilim ama ana dilde eğitim bu ülkeyi parçalar’’dedi.

AMERİKAN MİLLETİNİN ADAMISIN SEN

Siyasi iktidarın tek derdinin bütün yurttaşlarına fitne ve fesatlık sokmak olduğunu söyleyen Kocasakal, ’’Bunlar açıkça söylüyorum münafıktır. Bölücüdür. Türkiye’nin birliğini sağlaması gereken Cumhurbaşkanı hastanede ziyarette bulunuyor sorduğu soru Kürt müsün, Arap mı? Böyle bir şey olabilir mi? Sana ne be kardeşim nüfus memuru musun, sen kimsin? Arap olsa ne olur, Kürt olsa ne olur? Bunların bölücülüğünü görüyor musunuz? Ben kendisine soruyorum. Milletin adamı diyor ya? Hangi milletin adamı? Niye milletin adını söylemiyorsun? Türk Milleti’nin adamıyım diyemiyorsun? Türk’üm de diyemiyorsun. Türklere ve Türklüğe nasıl alerjisi var. Ben size cevabı vereyim. Milletin adamı doğru. Ama Türk Milleti’nin değil Amerikan milletinin adamısın.  Ben de o zaman milletin adamı değil, milletin adamısın. Emperyalizmin adamısın. Bizi böle böle, böldüler. Kürt- Türk, alevi Sünni açık-kapalı diye’’şeklinde konuştu.

DİNİ SİYASETE ALET EDİYORLAR

AKP’nin dini siyasete alet ettiğine dikkat çeken Kocasakal,’’ Benim çocukluğumda bir kişinin etnik kökenini sormak ayıptı. Bir mezhebe ait olmak ya da olmamak avantaj ya da dez avantaj olmayacak.  Her başı açık olan Atatürkçü ya da Cumhuriyetçi olmadığı gibi her başı kapalı olan da Cumhuriyet ya da Atatürk düşmanı değildir. Ben başı açık emperyalizmin uşağı olmuş insanı başı kapalı antiemperyalistlere tercih ederim. Bunlar dini kirletiyor. Müslümanlığı kullanıyorlar. Laiklik dinin siyasete ve ticarete alet edilmesini engelliyor. Bunları insanlarımıza anlatmalıyız. Dine laikliğe en sahip parti normal şartlarda CHP’dir. Çünkü dini bu tür şeylere alet etmez. Etmemesi gerekir. Ama dine en büyük zararı veren de bunu siyasete ticarete alet edenlerdir. Türkiye dindarlaşıyor deniyor. Türkiye dindarlaşıyorsa nasıl oluyor da bu kadar çocuk istismarı pislik ortaya çıkıyor. Türkiye’nin değerlerini yok ediyorlar. Bunlar devlet yönetmeliğini kabine yönetmeliği zannediyorlar. Çünkü bunlar devlet adamlığını Suudi Krallığının dizinin dibine diz çökmek zannediyorlar. Bunlar muhafazakar değil. Bunlar muhafaza(i) kar. Türkiye’yi bu şekilde bölünmenin eşiğine getirdiler’’dedi.

TÜRKİYE’Yİ BÖLDÜLER

Siyaseti bilinçli bir şekilde sağ ve sol ekseni üzerine oturttuklarını söyleyen Kocakasal, ’’Benim böyle bir tespitim var. 12 Eylül’den önce birbirine kırdırdıkları devrimci ve ülkücü sağ ve sol diye ayırdıkları gençlerimizin elinde ki silahlar aynı silahlar. Sonradan anlıyoruz ki şunu yapmışlar. Solun elinden milliyetçiliği sağın ve milliyetçilerin elinden de saygıyı almışlar. Kutuplaşmayı sağlamak için. Tuzaklardan bir tanesi siyaseti sağ ve sol olarak ortadan bıçakla keser gibi ayrılması. Halbuki bizim sağ ve sola sıkıştırılamayacak milli bir ideolojimiz var. Dünyada hiç yok örneği. Kemalizm altı ok. Türkiye’ye etnik, mezhep, din virüsü, sağ-sol ayrımı virüsü girdi. Ülkemizin bağışıklık sistemi çöktü. Bunun hiçbir yan etkisi olmayan bir ilacı var. Mustafa Kemal Atatürk, Atatürkçülük, Kemalizm. Türkiye’nin gelinen noktası bölünmüş, birbirine kutuplaşmış bir toplum’’ şeklinde ifade etti.

CHP ÜLKENİN GELECEĞİ VE SİGORTASI

Kocasakal, ’’AKP’ye oy veren yurttaşımı hiçbir şekilde farklı ve düşman olarak görmüyorum. Sadece aldatılmış, kandırılmış olarak görüyorum. Onu ikna etmek benim görevim.  Sakın bu tuzağa düşmeyelim. 77 milyon hep beraberiz. Türkiye bu halde iken kime görev düşecek. Kendi kendine düzelmez. Bu şekilde şunu anlayacağız. Bu ülkede 100 yıllık bir kavga var. Bu dönemde herkesin üzerine düşen görev antiemperyalizm mücadelesi gayri milli mücadelesidir.  CHP öyle bir parti ki 78 milyon nüfusumuzda AKP’ye ve MHP’ye oy verenler herkes, yani 78 milyon insanın her birinin CHP’de hissesi var. Bunu herkes anlasın. Oy versin ya da vermesin. Önemli olan CHP’ye üyelik değil, önemli olan onun ilkelerini ne kadar benimsediğindir. Ben yeni üye oldum CHP’ye ama benim gerçek üyeliğim doğumumla beraberdir. Çünkü Atatürk’ün partisi. Türkiye’nin hiçbir zaman olmadığı kadar CHP’ye ihtiyacı var. CHP baba evidir. CHP bu ülkenin sigortası. Baba evi herkesin bu anlamda dönüp dolaşacağı yer’’dedi.

TÜRKİYE’NİN TEK ÇIKIŞ YOLU ALTIOK

Kocasakal, ’’CHP’nin çok müthiş bir teşkilatı var. Ama bu partide şuanda dokusu ile ilkeleri oynayan insanlar var. Ahlaki sorun var. Bunu Atatürk’ün partisine yapamazsın. CHP ve Atatürk’le sorunun varsa ya bu düşüncene uygun bir partide yapacaksın siyasetini ya da yeni bir parti kuracaksın. Sen hem Atatürk’ün partisinde olup da hem de Atatürk’e, Cumhuriyet’e altı oka dil uzatamazsın. CHP şuandan uyuyan bir dev. Ve hafıza kaybına uğrattılar partiyi. CHP kitle partisi diyorlar doğru da. Kitle partisi demek herkes gelsin demek değildir. Şunu karıştırmayalım. Parti belirli bir fikir altında toplanmak demek. Yani kitle partisi olabilmek için önce kütle partisi olmak lazım. Önce sağlam bir kimliğiniz olacak. Her yerde olmaya kalkarsanız, hiçbir yerde olamazsınız. Her şey olmaya kalkarsanız hiçbir şey olamazsınız. İdeoloji ve kimliğiniz olmazsa gündelik politikalar ile sallanır durursunuz. Atatürk’ün kurduğu ve 2 büyük eserimden biri dediği bu kadar köklü bir partiye yeni demek kimin ne haddine? Benim bildiğim siyasi hayatta kişilerin partiyi bir yere getirme gibi görevi vardır. Yoksa partinin kişileri bir yerlere taşıma gibi görevi yoktur. Şimdi gelinen nokta bu.  Artık CHP gibi bir parti hiçbir zaman etnikçilik, mezhepçilik, bölgecilik, hemşericilik bunlar çok kötü şeyler. Bunlar partiyi bitirir. Bu partide belli bir bölgeye ya da etnik kökene mensup olmak ne bir avantaj ne de dezavantajdır.  Tek bir şey olacak bu partide Cumhuriyet’e, Atatürk ülkelerine bağlı olmak ve çalışmak. Başka hiçbir şey yok.  Bu ülkenin tek çıkış yolu altı ok. Bunlar Atatürk ve Kemalizm. Siz bunları alıp başka toprağa ekerseniz önce dallar sonra gövde kurumaya başlar. Altı oku tekrar normal toprağına dikmeliyiz. Altı okun devrimcilik oku tek başına aslında hukuk devleti demek. Yargı bağımsızlığı demek. Hak ve özgürlük demek. Bütün yurttaşlar için hak ve özgürlük işte altı ok bu.  Altı ok demek üretim, planlı ekonomi demek’’dedi.

CHP FABRİKA AYARLARINA GERİ DÖNMELİ

CHP’nin fabrika ayarlarına geri dönmesi gerektiğini söyleyen Kocasakal, ’’ Türkiye’nin bu girdaptan çıkabilmesi için 2 sonucu var. Altı ok kesin. Planlama ve üretim. Türkiye üretmiyor. Üretmeden tüketiyor. AB görüşmeleri adı altında Türkiye’nin tarımı bilinçli olarak çökertiliyor.  Bu ülkenin yeniden millet olma yoluna dönmesi gerekiyor. Biz her türlü ayrımı terk edip bu ülkeyi tekrar birleştireceğiz. CHP’nin ideolojisi sol veya sağ ile nitelendirilmemeli. Bunların çok üstünde birleştirici bir siyasettir.  Ulu Önder bu partiyi kurduğunda asıl niteliklerini antiemperyalizm, Cumhuriyetçilik ve halkçılık olarak söylüyor. Sol veya sağ diye değil. Bu siyaset anlayışı bütün masum milletlerin bir ideolojisi haline gelmeli. Yani bizim aslında milli bir ideolojimiz var. Birleştirecek. O da Atatürk’ün yolu. Atatürkçülük, Kemalizm. Biz buna geri döneceğiz. CHP bu fabrika ayarlarına geri dönecek’’şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Ümit Kocasakal’a Antalya Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Songül Başkaya tarafından teşekkür plaketi sunuldu.

DENİZ TOPKAYA

Editör: TE Bilisim