Belgesel yapımcısı, sunucu, kadın girişimci ve yazar
Nuray Karadeniz, yaklaşık 15 yıldır medya sektöründe çeşitli programların yanı
sıra, belgesel çekerek çok sayıda projeye imza attı. Yaptığı çalışmalarla adını
duyuran Nuray Karadeniz, kadın üzerine 3 kitap yazdı. İlk kitabı 'Ve
Yolculuk'ta Türkiye'de bir kadının tek başına gezisini anlatan Nuray Karadeniz,
ikinci kitabı 'İşşa'da ise tarih boyunca kadını anlatan araştırma ve
incelemelere yer verdi. Karadeniz, 8 aylık araştırmalarının ardından geçen
hafta 'Susma' adlı yeni kitabını çıkardı. Türkiye'de şiddete maruz kalmış,
eşini öldüren kadınların, ölen eşlerin ailelerinin hikayeleri ele alınan
'Susma'da akademisyenlerin, avukatların ve doktorların görüşlerine de yer
veriliyor.
KADINA ŞİDDETİN HER NOKTASI
Antalya'da Akdeniz Üniversitesi öğrencileriyle bir araya gelen Nuray Karadeniz, deneyimlerini paylaştı. Kitaplarındaki kadın olgusundan bahseden Karadeniz, üniversite öğrencilerinin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Son kitabı 'Susma' hakkında detayları anlatan Nuray Karadeniz, şöyle konuştu:
"Antalya'da Nurcan Saraç'ın hikayesini yazdım. Nurcan o zamanlar açık cezaevindeydi. İzne geldiğinde bir röportaj yaptık. Nurcan, evliliği ve sonrasında eşi Cengiz'in ölümüyle sonuçlanan bir durum yaşadığını anlattı. Nurcan olay gününü, olay anını tüm çıplaklığıyla anlattı. Sonrasında Cengiz'in ailesiyle görüştüm. Onlar da Cengiz tarafından bu ilişkinin nasıl olduğunu, kişiliğini, olay anını ve sonra yaşadıkları acıyı, üzüntüyü kederi paylaştı. Antalya Barosu'ndan şiddet konusuna geniş perspektifle bakan avukatlarla görüştüm. Antalya'da yapılan kadına şiddet çalışmaları hakkında bilgiler edindim. Onun dışında Hatay'da eşini öldürüp, parçalara bölerek gömen Havva Zor'un hapishanedeki hikayesini anlattım.
“YAŞANMIŞ HİKAYELER”
“Yüzüne kezzap atılan Berfin Zor'un mektubu var. Adana'dan Çilem Doğan'ın hikayesi var. Bu hikayelerin dışında kadın ve şiddet konusunu işleyen akademisyenlerin çalışmaları var. Yaşanmış hikayelerin karşısına akademik camiada bakış açısı ve çözüm noktası sunuluyor.Kitap hem olay tanıklarını, bu konuyu inceleyen uzmanları bir araya getirdim. Kitabın en sonunda Cumhurbaşkanlığı'nın 2018 yılında yaptırdığı rapor var. Yani biz şu an şiddet noktasında hangi durumdayız, rakamsal veriler, şiddet için çözüm boyutunu görüyoruz. Susma, şiddeti her yönüyle okuyucuya sunuyor."
ŞİDDETTEKİ AİLE DÖNGÜSÜ
Şiddetin temel kaynağının aileden başladığını ve bunun bir döngü olduğunu vurgulayan Nuray Karadeniz, “'Kadına yönelik şiddetin muhatabı erkekse, erkek bunu neden yapıyor' sorusunun yanıtını bulmak ve doğru analiz etmek için kitapta ölen kişilerin aileleriyle görüştüm. Şiddet bir sarmaldır. Ailesinde şiddet görmüş erkekler yüzde 51 oranında eşine şiddet uyguluyor. Şiddete uğrayan kadın yüzde 42 oranında çocuğuna şiddet uyguluyor. Baba ise çocuğuna yüzde 20 oranında şiddet uyguluyor. Erkek karısına şiddet uyguluyor, kadın çocuğa şiddet uyguluyor. Daha sonra o çocuk büyüyüp karısına şiddet uygulayarak bir döngüye giriyor. Sürekli aynı çerçeve içinde şiddetin tekrar ettiğini görüyoruz. O yüzden şiddetin çözüm noktası tek bir yere bağlı değil. Avukatlarla konuştuğunuzda yasalar üst seviyededir ama uygulamaya baktığımızda eksiklikleri görüyoruz. O yüzden şiddeti çok yönlü ele almamız gerekiyor. En önemli nokta aile, kültür, eğitim ve devam eden yapıdır. Buradaki alanları düzeltmediğiniz takdirde şiddeti yok etmeniz mümkün değildir. Temennim şiddetin bu döngü içinden çıkıp, kadının da erkeğin de kendi bilincine varmasıdır" diye konuştu. DHA