İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, 2010 yılından sonra yapılan binaların deprem yönünden güvenli olduğunu belirterek, yaptıkları denetimlerde bazı binalarda, bilinçsiz şekilde kiriş ve kolonlara zarar verildiğini gördüklerini belirtti.
Türkiye’nin en fazla göç alan şehirlerinin başında gelen Antalya, bununla beraber hızlı da bir yapılaşma gerçekleşiyor. Kent merkezinde özellikle Muratpaşa ilçesinde eski yapılarda kökten yenileme yapılırken, yeni yaşam alanları ise şehir dışına doğru yükseliyor. Yerli yabancı bir çok insanın gayrimenkul edindiği Antalya’da, binaların güvenliği ve bakımı dikkat çeken konuların başında yer alıyor. İMO Antalya Şubesi Başkanı Soner Akdoğan, bir bina kullanıma açıldıktan sonraki süreçler hakkında bilgiler verdi.
İMO Antalya Şubesi Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, yeni yapılan yapıların demirden betondan kaçamadığını, en kötü yapı denetimin bile buna izin vermediğinin altını çizdi.
Yeni yapılan binaları yıkılmasının sürpriz olacağını dile getiren Akdoğan, “Bunun örnekleri var. Yeni yapılmış yapı yıkılmış ama orada şeytanın aklına gelmeyecek hileler yapılmış. Bu tarz yapıların Antalya’da olduğunu düşünmüyorum. Ne kadar kötü olursa olsun kentimizde bir noktada denetim var. Bizim istediğimiz seviyede değil ama Antalya’da bir noktada denetim var. Depremde Antalya’da yeni bir bina yıkılırsa benim için çok büyük sürpriz olur. 2010 yılından sonra yapılmış yapılarda bir sıkıntı olacağını hiç düşünmüyorum. Eğer burada kolon, kiriş kesilmemiş ve taşıyıcı sistemlere zarar verilmemişse tabi ki” ifadelerine yer verdi.
Vatandaşların ev aldıktan sonraki yanılgılarından bahseden Akdoğan, aldıkları evin ömür boyu sağlam şekilde duracağını beklemek olduğunu vurguladı.
"Binalara da Arabanız Gibi Bakın"
Bu noktada binaya yapılan bakımın hayati önem taşıdığının altını çizen Akdoğan, ”Bugün bir araba alırsın yağını suyunu değiştirmezsin 50 bin kilometrede motor arızası verir. Konutlar için de aynı durum söz konusu. Antalya'da yapıldığı yıldaki dış cephe boyası ile duran yapılar var. Siz yapınızı dış etkilerden korumamışsınız, izolasyonunu korumamışsınız, bakımlarını yapmamışsınız, periyodik olarak kontrol ettirmemişsiniz. Doğalgaz gelmiş bir yerleri delip kesmişsiniz, elektrik, asansör gelmiş yine aynı işlem olmuş. Bu bina kusura bakmayın 50 yıl yaşamaz. Bu binaya nasıl arabalara bakıyorsanız nasıl asansörlerinize bakıyorsanız o şekilde bakmanız lazım. Biz binayı aldık, ondan sonra 50 yıl boyunca hiçbir şekilde binaya bakmadım, sonra bina depremde göçtü. ‘Vay bu mühendis binanın kötü yapmış’. O binaya sen kötü bakmışsın, mühendis kötü yapmamış” diye konuştu.
Akdoğan, her 5 yılda bir binaların boyanması gerektiğinin altını çizerek, yalıtım ve izolasyonunun mutlak suretle kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı.
"Eşyalar Yenileniyor Ama Bina Boyaması Yapılmıyor"
Binada tadilat yapılırken inşaat mühendisinden destek alınmasını isteyen Akdoğan, “Gittiğim bir binada kirişin yarısını kesmişler. Bunu kim kesti diye soruyorum, altında depo var perde buna dayanıyor, deniliyor. Siz binanın taşınma yük aktarma sistemini değiştirmişsiniz. Tesisatçıların bir çoğunun içinde teknik eleman yok. İnsanoğlu bir işi en kısa ve en kolay yoldan yapmak ister. Bir kirişin altında boruyu dolandırmakla uğraşacağına, kişi kirişi delip geçiyor. Burada deprem bilinci olsa, bu olay bu şekilde yapılmaz. Vatandaşlar insinler bodrum katlarına bir baksınlar, rutubet olduğunu zor girebildiklerini görecekler. Tamamen pis su giderleri, kirişlerin içerisinden geçirilerek gitmiş binalar var. Bunların bakımları zor değil. Vatandaşımız 10 yılda bir mobilyasını, 5 yılda bir mutfağını değiştiriyor ama binasının boyamak aklına gelmiyor. Binanın bakımını yaptırın. Bodruma neden giremediğinizi düşünün” ifadelerine yer verdi.
"Bilinci Oluşturamadık"
Binanın ilk yapıldığında kesinlikle o şekilde teslim edilmediğini dile getiren Akdoğan, “Bu konular hayati önem taşıyor. Vatandaşımızda henüz bu bilinci malasef oluşturamadık. Bunu oluşturmakta yöneticilerle alakalı. Bir şeye önce sizi yönetenlerin inanması gerekir. ‘Antalya her ne kadar deprem şehri olmasa da’ cümlesini kuran bir yerde durmayacağım. Biz deprem gerçeğini anlatmaktan yorulduk” açıklamalarında bulundu.