İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Aday Adayı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart’ta yapılacak önseçim öncesinde şehir ziyaretlerine başladı. İlk durağı İzmir olan İmamoğlu, daha sonra Kayseri’yi ziyaret etti ve son olarak Adana’da vatandaşlarla buluştu. Adana’da yaptığı konuşmada Suriye’de yaşanan çatışmalar ve bölge barışına ilişkin önemli mesajlar verdi.
"Türkiye Şiddetin Son Bulması İçin Uluslararası Çabalara Öncelik Etmek Zorundadır"
Ekrem İmamoğlu, konuşmasında Lazkiye ve Tartus bölgelerinde yaşanan çatışmalara dikkat çekerek, bu gelişmelerin Aralık ayından bu yana en büyük şiddet dalgasına dönüştüğünü belirtti. İmamoğlu, Suriye'de özellikle Alevilere yönelen şiddet ve azınlıklara yönelik katliam ihtimalinin kendilerini endişelendirdiğini vurgulayarak, "Biz milletçe mazlumun yanındayız. Her yerde mazlumun yanında olduk. İşte onun için bugün Lazkiye ve çevresinde süren Tartus'ta olan çatışmalar Aralık ayından bu yana yaşanan en büyük şiddet dalgasına dönüşmüştür." dedi. Suriye'de yaşanan olayların, yalnızca o bölgedeki halkları değil, Türkiye’yi ve bölgenin geleceğini de doğrudan etkilediğini belirten İmamoğlu, "Özellikle Suriye'de yaşayan Alevilere yönelen şiddet ve sivil halk arasında yaşanan kayıplar ile azınlıklara yönelik katliam ihtimali bizde, bu memleketin vicdanlı 86 milyon insanın da çok büyük endişe kaynağı olmuştur." ifadeleriyle bölgedeki krizin Türkiye’deki yankılarına dikkat çekti.
"Türkiye Masa Kuran Ülke Olmalı, Masalarda Sandalye Bulamaz Hale Gelmemeli"
İmamoğlu, Türkiye’nin Suriye’de kalıcı barışı sağlamak için daha aktif bir dış politika izlemesi gerektiğini vurgulayarak, "Buradan sesleniyorum: Türkiye Cumhuriyeti Devleti en baştan beri söylediğimiz gibi: Suriye'de güçlü, demokratik oradaki halkların eşitliğinin ilkesinin korunduğu ve özellikle inanç ayrımı, etnik köken ayrımı olmaksızın insanları birlikte yaşamaya, medeni bir biçimde yaşatmaya yönelik bir devletin kurulmasına biz öncülük edebiliriz." dedi.
Mevcut hükümetin dış politikasını eleştiren İmamoğlu, Türkiye’nin uluslararası arenada güçlü bir aktör olması gerektiğini belirterek, "Türkiye'nin bunu yapması için masada olması gerekir dedik ve bu yoldan asla sapmaması gerekir dedik. O bakımdan ne yazık ki endişe duyuyoruz. Ne yazık ki Türkiye masa kuran ülke olması gerekirken çoğu masalarda sandalye bulamaz durumdadır. Bu endişe vericidir." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin bu süreçte aktif bir rol alması gerektiğini belirten İmamoğlu, "Yanı başımızda olan ve yürütülen bu süreçler yarın başka milletleri belki ilgilendirmez ama bizim yüzyılımızı, 200 yılımızı, yüzlerce yılımızı etkileyecek oluşumlardır." sözleriyle Suriye’de yaşanan gelişmelerin uzun vadede Türkiye’nin geleceğine doğrudan etki edeceğini vurguladı.
"Bölge Barışı Adil Bir Sistem Kurulmasıyla Mümkündür"
İmamoğlu, konuşmasında Türkiye’nin bölge barışı için aktif bir şekilde çaba göstermesi gerektiğini belirterek, "O bakımdan Türkiye şiddetin son bulması ve Suriye'de barışın tesisi için Suriye'de yaşayan her insanın özgürce yaşayacağı bir devlet oluşması için uluslararası çabalara öncülük etmek zorundadır. Suriye'de kalıcı barış ve istikrarın sağlanması Türkiye için önemli bir önceliktir." dedi.
Suriye’de kalıcı barışın ancak her inanç grubuna ve azınlığa eşit haklar tanıyan bir yönetim modeliyle sağlanabileceğini belirten İmamoğlu, "Bölge barışı ancak Suriye'de yaşayan Aleviler ve diğer inançlara sahip insanlara eşit davranılmasıyla, adil ve tüm kesimlerin haklarını güvence altına alan bir sistem kurulmasıyla mümkündür. Zaten Atatürk'ün bize bıraktığı dış politikadaki ilke de budur. 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' ülkesidir." ifadelerini kullandı.