İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrasında İmamoğlu İnşaat dahil birçok şirkete kayyum atanmıştı. Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu ise mağdur olduğunu ifade ederek şu ifadeleri kullanmıştı: "Çok üzgünüm, üzülmeye mecburum. Bu şirketi 1968 yılında kurdum. O günden bu yana hayatımı bu şirketlere verdim. Devlet el koymaya karar vermiş. Zaten ayın 23’ünden beri kapalıyız. 7-8 kişi geldi. Söyleyecek çok şeyim var ama üzüntüden artık söyleyemiyorum. Vergilerim var, param var ama vergilerimi yatıramıyorum. Çünkü hiçbir faaliyette bulunamıyorum. Malım vardı günlerdir satışını yapamıyorum. 1968 yılında kurduğum şirkete gelenlere şöyle dedim: Burayı kurtarmaya geldiyseniz başım üstüne, yıkmaya geldiyseniz diyecek bir şeyim yok, tarladan geldim yine gerekirse tarlama giderim."
“Anayasa'ya ve Hukuka Aykırıdır”
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan yaptığı açıklamada kayyum uygulamasının Anayasa’ya aykırı olduğunu ifade ederek, "Son dönemde yaşanan bir de bu tür soruşturmalarda peşinen soruşturmalara konu kişilerin şirketlerine kayyum atanması gibi tamamen hukuka ve mülkiyet hakkına aykırı uygulamalarla karşılaşıyoruz. Daha önceden gördüğümüz uygulamalarda kişi hakkında bir suç işlediğine dair kesin, somut, inandırıcı delillerle bir mahkumiyet hükmünün tesisiyle birlikte o suçtan kaynaklanan gelirle bir bağı varsa mal varlığının o zaman bu mal varlıklarına veya şirketlere kayyum atanmasına ve tedbir uygulanmasına ilişkin uygulamalar görüyorduk. Ancak, bugün gelinen noktada ise henüz kişi hakkında bir mahkumiyet hükmü olmaksızın soruşturmayla beraber kişilerin mülkiyet hakkını ihlal edecek şekilde bu uygulamalara geçilmesi açıkca Anayasa'ya ve hukuka aykırıdır." dedi.